Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Teknolojinin aksine bilim sağduyuya zorbalık eder. İşte gözde bir örnek: Bir bardak su içtiğiniz her seferinde, kuvvetli bir ihtimalle Oliver Cromwell'in mesanesinden geçmiş en az bir molekülü bünyenize katmış olacaksınız. Bu sadece temel olasılık teorisidir. Bir bardaktaki moleküllerin sayısı, dünyada doldurulan bardakların sayısından oldukça fazladır. Bu yüzden ne zaman dolu bir bardak su alsak, dünyada var olan suyun moleküllerinin oldukça büyük bir oranına bakıyoruzdur. Tabii ki Cromwell veya mesane ile ilgili özel bir durum yoktur. Tam şu anda, uzun cycad ağacının yanında duran, soldan üçüncü otçul kertenkelenin dışarı saldığı bir azot atomunu solumadınız mı? Böyle bir varsayımın doğru olma ihtimaliyle kalmayıp, bunun neden olduğunu anlayabilecek kadar ayrıcalıklı olduğunuz bu dünyada yaşamaktan mutlu değil misiniz? Ve bunu etraftaki insanların birine, sizin fikriniz veya inancınız olarak değil fakat gerçekte olan şeyler olarak anlattığınızda, ve o insanlar mantığınızı anladıklarında, kendilerini kabul etmek zorunda hissedecekler mi? Belki de bu, Carl Sagan'ın Şeytanla Kafayı Bozmuş Dünya: Karanlıktaki Bir Mum Olarak Bilim isimli kitabını yazmasını sağlayan güdüyü anlatırken kastettiği şeyle aynı görüş açısıydı: "Bilimi anlatmamak bana ters gelir. Aşık olduğunuzda bunu dünyaya haykırmak istersiniz. Bu kitap benim bilimle ömür boyu yaşadığım aşk macerasını yansıtan kişisel bir beyanattır."
Bir insan hiçbir zaman, nereye gittiğini bilmediği zamanki kadar uzun yol gidemez. Oliver Cromwell
Reklam
İberya güçleri ve Reconquista örneğinde olduğu gibi, İngiliz yayılması süreci de “iç sömürgecilik” ile başladı ve yavaş yavaş Galliler, İskoçlar ve İrlandalılardan oluşan "Kelt saçağı”nı, sonunda Büyük Britanya ve İrlanda Birleşik Krallığı haline gelecek olan bir krallığa kattı. İskoç ve İngiliz taçları, I. ve VI. Kral James'in şahsında birleşti ve krallıklar da 1707 Birlik Kanunu'yla birbirine bağlandı. İrlandalıların birleşmesi, "bu ilkel ve barbar ulusun uygarlaşmasını gerekli gören” Elizabeth'in ve Oliver Cromwell'in yönetiminde ve William ile Mary'nin ortak krallığında meydana gelen son derece insanlık dışı olaylardan dolayı daha zor ve daha kanlıydı.
Sayfa 286 - İngiliz İmparatorluğunun Temeli: Ticaret, Yağma ve SömürgeKitabı okudu
Rönesans ve Reformasyon, her düzeyine hurafeli inançların -dini kutsal emanetlere ve rahiplerin sihirli sözlerine; 'hünerli adamlar'ın sihirli ilaçlarına ve tılsımlarına; şeytanın gücüne ve tanrının bunları kovduğuna; 'cadı'ların ölümcül büyüler yapma yeteneğine ve kralların dokunarak hastaları iyileştirdiğine dair inançların- nüfuz etmiş olduğu bir dünyada patlak vermişti. Böylesi inançlar yalnızca cahil insanlar arasında görülmüyordu. Bunlar köylüler arasında yaygın olduğu kadar yöneticiler arasında da yaygındı. Krallar kutsal emanetleri topluyorlardı. Kristof Kolomb, Oliver Cromwell ve Isaac Newton gibi adamlar kutsal kitabın Vahiyler Kitabı'ndaki kehanetleri ciddiye alıyorlardı. Bir Cortés ve bir Pizarro savaşta zaferi, tanrının müdahalesine bağlayabiliyor ve bir kral (kısa süre sonra İngiltere'de I. James adıyla kral olacak, İskoç kralı VI. James) cadılık üzerine bir risale yazabiliyordu.
Sayfa 237Kitabı okudu
Churchill’in başa geçişi,
Winston Churchill her şeye karşın hükumeti savunduysa da Chamberlain'i topa tutarak ağır darbeyi vuran, kendi partisinin milletvekillerinden Leo Amery oldu. Amery, doğrudan Chamberlain'i hedef alan konuşmasında, Oliver Cromwell'in 1653'te Rump Parlamentosu'na hitap ettiği sözlerin aynılarını kullandı: " Sağladığınız faydaya kıyasla bu makamda çok fazla kaldınız. Burayı terk edin ve bırakın sizden kurtulalım. Tanrı adına, defolun!" Görüşmelerin sonundaki güvenoyunda hükumetin çoğunluğu öylesine düşmüştü ki, Chamberlain istifayı düşünmek durumunda kaldı. İşçi Partisi, Ulusal Koalisyon Hükumeti'nde Chamberlain'in altında görev almayı reddettiğini açıkladığında son darbe vurulmuş oldu. Böylece Chamberlain'in gitmek dışında seçeneği kalmıyordu. Savaş öncesindeki yatıştırma politikasına dahil olmayarak adını lekeletmeyen 64 yaşındaki Winston Churchill, Britanya'nın yeni başbakanı seçildi. Bu esnada ilk Alman birlikleri Fransa ve Batı Avrupa'nın istilasına başlamak üzere Belçika'daki Ardenler'e doğru ilerliyordu.
Sayfa 63 - Savaş Kuzeye SıçrıyorKitabı okudu
“Bir insan hiçbir zaman, nereye gittiğini bilmediği zamanki kadar uzun yol gidemez.” Oliver Cromwell
Reklam
Oliver Cromwell şöyle demişti: "Bir insan hiçbir zaman, nereye gittiğini bilmediği zamanki kadar uzun yol gidemez. "
Sayfa 196 - Olvido YayınlarıKitabı okudu
"Sözünün eri bir avuç adam kuru kalabalıktan evlâdır." Oliver Cromwell
"Bir insan hiçbir zaman, nereye gittiğini bilmediği zamanki kadar uzun yol gidemez." Oliver Cromwell
Sayfa 50
"Bir insan hiçbir zaman, nereye gittiğini bilmediği zamanki kadar uzun yol gidemez." Oliver Cromwell
Reklam
Daha iyi olmaya çalışmayan, iyi olarak da kalamaz. Oliver Cromwell
"Neredeyse eli kana bulaşmayan inanç kalmamıştı."
Gerek Süleyman'ın devrini gerekse on altıncı yüzyıldaki Akdeniz dünyasını topluca incelerken dünyayı elbette tozpembe gözlüklerle görmekten kaçınmalı. Fernand Braudel, on altıncı yüz yılın o muazzam zenginlik ve refahıyla Akdeniz ve Avrupa'nın her tarafında sık sık nükseden kıtlık, açlık ve salgın hastalıklar arasındaki korkunç zıtlığa
Sayfa 127 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Nereye gidiyorsun ?
“Bir insan hiçbir zaman nereye gittiğini bilmediği zamanki kadar uzun yol gidemez.” Oliver Cromwell
Sayfa 196Kitabı okudu
Daha iyi olmaya çalışmayan, iyi olarak da kalamaz. Oliver Cromwell
Bizim ülkenin "normal"! erkekleri de böyle Ann
Normal erkeklere gelince;maalesef onlara karşı hiçbir zaman kibar olmayı beceremedim;onlar kitaplarımda hep toplumun ahlak bekçilerini, katı,kendini beğenmiş ahlakçıları,her şeyi ayıplayanları ,her şeye karşı çıkanları, yargısız infazciları ve bir şekilde hikayede geçmesi gereken toplum polislerini temsil ettiler. Her biri bağnaz, kontrol meraklısı, başkalarını açıkça hor gören ve ayıran birer Oliver Cromwell'dir. Ann Bannon
258 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.