Fletcher, hastalık, ya­ralanma gibi olayları tıp yoluyla kontrol ederek, hastalığın ya da kazanın doğal gelişimine müdahale etme inisyatifine nasıl sa­hipsek, ölüm konusunda da inisyatife sahip olmamız gerektiğini belirtmekte ve bunu reddetmenin insanın karar verme rolünü red­dederek, onu kuklalaştırmak olduğunu söylemektedir
bu adam ya peygamber yada dinler onu kopyalamış
Pitagoras'ın bakış açısı, daha sonra, yaşamın kutsallığı tezi çerçevesinde, tektanrılı dinler tarafından savunulmuştur. Tanrı'nın doğa ve insan üzerindeki hakimiyetinden yola çıkılarak, kişinin yaşam üzerinde tasarrufta bulunması, yaşamından vazgeçmesi, diğer bir deyişle ölme hakkı reddedilmiştir.
Reklam
_Şeytanla anlaşmak, yani Nevrotik kişinin kendi benliğinden vazgeçmesi, ruhunu satmasına karşılık gelmektedir. Psikiyatride bunu "kişinin kendine yabancılaşması" olarak adlandırıyoruz. Tıpkı bellek kaybı ve kişiliksizleşmede olduğu gibi kişi, kimlik duygusunu yitirmiş, kendine aidiyeti kalmamıştır. Sanki bir sis bulutu icindeymiş gibi
_İnsan, kendisini aşmakla kalmaz, kültürünü de aşar. Kültüründen ve toplumundan gittikçe ayrı düşmeye başlar. İnsanlık ailesinin bir bireyi olmaya başlayıp yerel grubundan ise uzaklaşır. Evrenselcilik’in temeli kesinlikle burada yatmaktadır. _Hasta insanlar, hasta bir kültürün ürünleridir. Sağlıklı insanlar ise ancak sağlıklı bir kültürde
SINIRLARIN EFENDİSİ OLARAK HAKLARINIZ • Doğruyu konuşma, görülme ve özgürce yaşama hakkına sahipsiniz. .Suçluluk hissetmeden başkalarına hayır (ya da evet) deme hakkına sahipsiniz. .Hata yapma, rotanızı düzeltme veya fikrinizi değiştirme hakkına sahipsiniz. .Tercih, istek ve gereksinimlerinizi müzakere etme hakkı­na sahipsiniz. .Tercih etmeniz halinde, duygularınızın tamamını ifade etme ve bunları kabullenip sahip çıkma hakkına sahip­ siniz. .Başkaları aynı fikirde olmasa bile kendi fikrinizi dile ge­tirme hakkına sahipsiniz. .Size saygılı, düşünceli ve özenli davranılması hakkına sahipsiniz. .Kimin hayatınızda olma ayrıcalığına sahip olacağını be­lirleme hakkına sahipsiniz. Sınırlarınızı ve sizin için kabul edilemez olan hususları ifade etme hakkına sahipsiniz. Bencillik ettiğinizi düşünmeden özbakımınıza öncelik verme hakkına sahipsiniz.
Montesquieu şöyle demektedir; “ Kederden, sefaletten, hakaretten inleyip ezilirken, bu ızdıraplarıma son vermeme niçin engel olunmak isteniyor ve yaralarımın ilacı ellerimde bulunurken, beni niçin ondan merhametsizce mahrum etmeye kalkıyorlar? Neden içinde bulunmayı reddettiğim bir toplum için çalışmam isteniyor?…”
Sayfa 94 - AyrıntıKitabı okudu
Reklam
331 öğeden 271 ile 280 arasındakiler gösteriliyor.