Ben dost ile dost olmuşum,
Kimseler dost olmaz bana.
Münkirler bakıp gülüşür,
Selâm dahi vermez bana.
Ben dost ile dost olayım,
Canımı feda kılayım.
Ölmezden evvel öleyim,
Aşkın yolculuğunu aşıkların dilinden dinlemek kadar güzeli yok herhalde.
"Ben dost ile dost olayım cânımı fedâ kılayım
Ölmezden evvel öleyim dünyâ bâkî kalmaz bana
Terk eyledim cümle işi Hakk yoluna kodum başı
Dost yüzünü göreliden sabr ü karâr olmaz bana"
İskender Pala akıcı bir dille kaleme almış romanı. Gittikçe merak ettiren ve gönül ehlinin muhabbetini okudukça gönül ferahlatan bir kitap. İslamın hoşgörüsünü, tasavvuf ehlinin korkulacak kişiler değil emin olunacak kişiler olduğunu gösteriyor bize. "Bizim Yunus"un hayatını yakından ele alan bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.
‘Nasıl ki zâhiri ölümle vefât eden bir kimsenin övülen ve yerilen vasıfları son bulmaktadır, benzer şekilde ‘Ölmeden evvel ölünüz’ hadisinin sırrına mazhar olan ve mânevî ölümle ölen bir kimsenin de bütün övülen ve yerilen vasıfları son bulur; yâni, o teslîmiyyet makâmına erişmiş olur, artık kendi zât ve sıfatlarında herhangi bir varlık görmez. Onun zâtı yerine Allah’ın zâtı, sıfatları yerine de Allah’ın sıfatları kâim olur. Bu yüce makâma erişmek, yâni peygamberlere vâris olmak için ‘Ölmezden evvel ölmeyi’ Hz. Peygamber emir buyurmuşlardır.’’
HUGO 26 yaşında,1828 yılında yazmış bu kitabı. Paris’te giyotine mahkum edilen bir mahkumun içe dönüşünü kaleme almış ve ‘ monolog ‘ bir eser koymuş ortaya. Yazar bakımında, genç yaşta yazılmış olan dev bir eser olurken, okurları için de hala çok ilgi çekici bir romandır. Hikayesinde çok ölçülü nükteleri ve karışmayacak sayıda ki karakterleriyle, meramını en güzel dille ifade etmiştir. İnsanların birçoğu, Paris denince hayal alemine dalıyorsa da, ölüm cezasının fransız halini, avrupa karanlığını bu romanda görebilirsiniz.