50 sayfalık hikayeden 50 sayfalık önsöz/sonsöz yazdıracak bir kitap! Bir saat ayrılıp, bir zamanlık katık olabilir düşünce hayatınıza. Etkileyici bir mottosu var. 'I would prefer not to'
Jean-Jacques Rousseau'nun özgürlük tanımı hepimizin üstünde hemfikir olduğudur sanırım: İnsanın özgürlüğü; istediği her şeyi yapabilmesinde değil, istemediği
Kırılan bir kalbin eskisi kadar atmadığını babamdan filan değil kendimden öğrendim. Ne zaman çarpıntım başlasa mutluyum derdim hep kendi kendime.Eskiler hatırlanınca acılar yeni oluyor galiba. Neyse....Pek beceremeyenlerdenim yaşamayı. Ama öyle pes edenlerden değil. Bir şeyler olsun diye çok şey yaptım, hiçbir şey olmadı. Aslında çok şey oldum.
Gülüşler, selamlar, tebessümler, bütün çehrelerde hayat zevki....
Sizi o vakit gördüm... Aman Yarabbi, bu bir güneşin doğuşu gibi olmuştu: Etrafınızda nasıl bir aşk titreyişi meydana getiriyordunuz!
Toplum olarak vasatı yüceltmekte üstümüze yok ve bu yüceltmeleri vasatlıktan, kalitesizlikten şikayet edenler yapıyor, orası da ayrı bir konu.
Sitenin tasarımı vs. değiştikten sonra zaten bir soğuma durumu olmuştu. Zaman zaman da saçma sapan iletiler, anketler, yorumlar, tartışmalar vs. bir dünya şey oldu ve olmaya devam ediyor ancak hepsinden uzak kalmaya çalıştım elimden geldiğince. Takip etme durumunda da; bu şekilde saçma sapan durumların içinde olmayanları takip etmeye çalıştım. Ancak belli durumlardan şikayet edenler o şikayet ettikleri şeyleri yapınca inanılmaz derecede hayal kırıklığına uğruyorum. Hee sanal ortam, herkes istediğini yapar falan evet öyle ama o durumları yapıyorsan sen de şikayet etmeyeceksin.
Neyse duygularımı net ifade edebildiğimi düşünmüyorum. Herkese keyifli okumalar dilerim.