Katerina, 1729'da bir alman prensinin kızı olarak sophie ismiyle dünyaya gelmiş,
Peki "katerina " ne demek birlıkte bakalım mı?
Eski Yunancada "saflık, temizlik, arılık, namus, iffet" gibi anlamlara gelmekteydi.
çariçe elisabeth'in yeğeni peter için yaptığı çöpçatanlık sonucu rusya'ya gelerek hayatı
“Zengin evlerin ne kadar kalabalık olduğu felaket ve sevinç zamanlarında belli oluyordu: Odalar, sofalar birdenbire kalabalıktı. Anasını hatırladı: Boş evde ölmüştü: fıkaralık açlık değildi; fıkaralık kimsesizlikti.”
Aliye, bana söyle şeyler yazma... Sonra ben sana deli gibi âşık olurum.
Muhakkak ki hayatımda yaptığım ve yapabileceğim en iyi iş seninle hayatımı birleştirmek oldu.
Ah Aliye, seni isteyebileceğinden çok seveceğim. Benim nasıl sevebileceğimi göreceksin.
"Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku... Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitapları severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz.
Bana en felaketli günlerimde kitaplarım arkadaş olmuştu. Fakat bu yetmiyor. Şiirlerimde de gördün ki kitaplarıma rağmen çok ıstırap çektim. Çünkü candan bir insanım yoktu. Sen benim yarım kalan tarafımı ikmal edeceksin."*
Vee. söylenmiş her şey bir söylevdi. Tarih, destan, savunma, yargılama her şey söyleve yaklaştığı nispette değerliydi. İnsan söylev vermeyi başardıktan sonra uygar olmuştu.
Şeylerin zamanının istilasıyla sürükleniyorduk. Bir şeyi bekleme ile onun ortaya çıkışı, yoksunluk ile elde etme arasındaki uzun süredir tutturulan denge bozulmuştu. Yenilik ne bir itirazla ne de heyecanla karşılanıyordu, hayal gücünü de meşgul etmez olmuştu. Hayatın sıradan manzarasının bir parçasıydı. Hatta yenilik mefhumunun kendisi de yok olacaktı belki, tıpkı ilerlemeye mahkûm olduğumuzdan beri ilerleme fikrinin neredeyse yok olup gittiği gibi.
Geliyor musun o ağaca?
Hani üç kişiyi öldürdü dedikleri
O adamı sallandırdıkları ağaca
Çok tuhaf şeyler olmuştu orada
Gece yarısı buluşsaydık o idam ağacında
Daha tuhaf olmazdı aslında.
Geliyor musun o ağaca?
Hani ölü adamın aşkına kaçması için yakardığı
Çok tuhaf şeyler olmuştu orada
Gece yarısı buluşsaydık o idam ağacında
Daha tuhaf olmazdı aslında.
Geliyor musun o ağaca?
'Hani ikimizin de özgür olmamız için
Kaçmanı söylediğim ağaca.'
Çok tuhaf şeyler olmuştu orada
Gece yarısı buluşsaydık o idam ağacında
Daha tuhaf olmazdı aslında.
Geliyor musun o ağaca?
Boynuna ilmekten bir kolye tak, dur yanımda.
Çok tuhaf şeyler olmuştu orada
Gece yarısı buluşsaydık o idam ağacında
Daha tuhaf olmazdı aslında.
'Nasılsın' kelimesi pelesenkti hal bilmezlerin dilinde.
'Sahi nasılsın?' diye dertlenecek, durup bir nefes miktarı dinleyecek kim kalmıştı ki...
-Mış gibi yapmak trend olmuştu, haz'dan öteye gecemeyenlerin dünyasında.
Evet, evet iyisin , dedim kendime.
Susturdum, berisini...
onbirmayısikibin24
09:48'
Abdülmuttalip yüzyılı aşkın süredir kayıp Zemzem kuyusunun yerini bularak Mekkelilere, hacılara ve Mekke'ye uğrayan tüccarlara büyük zorluklar yaşatan susuzluk problemi çözüme kavuşturmanın da şerefine sahip olmuştu.
Eslem bin İmrân rahimehullâh anlattı:
Bizans üzerine gazâya çıkmıştık. Mısır kuvvetlerinin başında Ukbe bin Âmir radıyallâhü anh, Şam kuvvetlerinin başında da Fadâle bin Ubeyd radıyallâhü anh vardı. Rum ordusundan pek kalabalık bir bölük, harp meydanına çıktı. Biz de onların karşısında saf tuttuk.
Bu sırada Müslümanlardan bir kişi tek başına Rum