Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu aynı kim
Bazen hiç konuşmaz, kimseye sokulmaz, kabalaşır, haftalarca ağzını açmazdı. Bazen de durup dururken dedikoduya başlar, sebepsiz yere köpürür, koğuştan koğuşa mekik dokur, havadis yetiştirir, fitler, bir hiç yüzünden başına türlü işler açardı. Ancak mahpuslar ona temiz bir dayak çektikten sonra çenesi kısılırdı. Cılız, korkakçaydı. Herkes ona tepeden bakardı. Ufak tefek, zayıfça bir adamdı; gözleri bazen fıldır fıldır döner, bazen de bön bir bakışla dalıverirdi. Bir şey anlatmaya kalksa, söze heyecanla, hararetle başlar, elini kolunu sallayarak konuşur, ama birden ya lafını keser ya da başka bir konuya geçiverirdi; öyle de uzun uzun anlatırdı ki, asıl söylemek istediğini kendisi de unuturdu. Sık sık kavga ederdi; kavga sırasında, karşısında kabahatli olan adama sitem ederken, o kadar candan konuşurdu ki, neredeyse ağlayacak sanırdınız…
Ölüler Konuşmaz ki!
"Benim ne düşündüğümün, ne hissettiğimin ne önemi var. Ölüler hâlâ ölü değil mi?" Bernhard Schlink
Reklam
224 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Ona kimse cevap vermedi. Ölüler konuşmaz."
"Şimdi kapının önündeki kaldırım boştu, sokağın kendisi de boş, anlaşılmaz bir şekilde ve umutsuzca ıssızdı. Antal'in pencereleri aydınlandı. Genç kadın o zaman, bu ışık başkalarının evini gözetlemesini yasaklayan bir işaretmiş gibi, valizini yerden aldı." Ve son kez çıktığı (eski) evine bir ömür boyu dönmeyeceğini biliyordu. Herkes o evden çıkmıştı, ev artık kendisine ancak bir yabancı olabilecek bir başkasınındı. Hiç tanımadığı biri olsa yine de tanışıp arkadaş olma ve hiç olmazsa evine yineleyen ziyaretler yapma şansı olurdu. O, bir başkası olan kişiyi tanıyordu işte, yaşanmışlıkları vardı ve bunlar unutulmaz, düzeltil(e)mezdi. İkisi de tanıyordu birbirlerini, hem de çok iyi. İkisi bir araya gelemezdi artık. Sevdiklerinin değerini bilememiş değildi. Aksine onları o kadar çok severdi ki. Lakin yaşam tarzları uymuyordu birbirlerine ve onlara ayıracak o kadar da vakti ol(a)mıyordu. Onları seviyordu lakin yaşamına kendisini mutlu etmek için karıştıklarında ona daha çok zorluk çıkarıyorlardı. Ve yaptıklarına karşı kuru bir teşekkür edilip yaptıklarını yapmamalarının daha iyi olacağının anlatılması ise onların yaşama küskünlüklerini perçinliyordu. O yüzden de yaşarken birbirlerine pek de iyi gelemeyenler, öldüklerinde de içlerinde bir anda somutlaşan pişmanlıkla yaşamakla zorlanıyorlardı. Bunları ölmeden önce bilebilselerdi, düşünebilselerdi belki de her şey çok daha farklı olurdu.. Bazen (kendimiz dışındakiler için) hiçbir şey yapmamak, her şeyi olduğu gibi kabullenebilmek en iyisidir. En azından bir şeyler yapmamız istenmediğinde, özellikle bizim yapmamız söylenmediğinde..
Iza'nın Şarkısı
Iza'nın ŞarkısıMagda Szabo · Yapı Kredi Yayınları · 20203,470 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Ölüler konuşmaz!
Herman Hesse demiş ya “Magda Szabo’yu keşfettiyseniz altın bir balık yakaladınız demektir. Yazmakta olduğu bütün kitapları alın, ileride yazacaklarını da.” Sonuna kadar haklı. Bu kitap herkesin kendi hayatını, geçmişini, geleceğini, anne babasını ya da çocuğunu sorgulayacağı türden bir kitap. Konusu çok farklı değil ama sizi öyle içine çekiyor ki sürekli sorguluyorsunuz İza’nın kararlarını, annesi Etelka’nın seçimini, Antal’ ın niye boşanmak istediğini, Vince’nin Lidia’da ne bulduğunu... Her şey eşini kaybeden Etelka’nın kızının yanına Budapeşte’ye taşınmasıyla başlıyor, yıllarca birlikte yaşayan anne kız nedense aynı evin içinde kalmaya başlayınca birbirine yabancılaşıyor, kim haklı kim kötü derseniz cevabı yok aslında...Kuşak çatışması mıydı bunun sebebi ben de net karar veremiyorum ama Etelka’nın duygularını öyle güzel ifade etmiş ki yazar kitap boyunca; kocasını, evini, eski taşra hayatını kaybetmenin üzüntüsüne, kızıyla hiç bir şey paylaşamamasının getirdiği yalnızlığı, üzülmeden edemiyorsunuz kadına...Aslında sadece Etelka’nın gözünden değil İza’nın eski eşi Antal’ın gözünden, babası Vince’nin gözünden de İza’yı tanımaya çalışıyorsunuz. Bazen bazı değerler, bazı sorumlulukların, görevlerin ötesine geçiyor, isim veremem bunlara belki ama hızlı akıp giden hayatımızda manevi değerlerimizi yitirmemek adına bu kitabı mutlaka herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum.
Iza'nın Şarkısı
Iza'nın ŞarkısıMagda Szabo · Yapı Kredi Yayınları · 20203,470 okunma
Ne var ki ölüler konuşmaz.
Sayfa 105 - Can Yayınları 4. BaskıKitabı okudu
"Bizimle sadece rüyalarda konuştukları kesin," (...) "Rüyalarımızda onları öylesine açık seçik işitir, varlıklarını o kadar canlı hissederiz ki, uyku devam ettiği sürece, uyanıkken tek kelime edemediğimiz, tek bir bakışlarını yakalayamadığımız, temas kuramadığımız bu kişiler, bize bir şeyler anlatan, bizi dinleyen, hatta yeryüzünde
Sayfa 299 - II MızrakKitabı okudu
Reklam
"Ölüler konuşmaz." derler ya hani, koca bi' yalan. Ölüler bazen öyle bi' konuşur ki, yaşayanlar bir ömür nefessiz kalır.
Muhammed Karakaya'dan
Sizce ölüm sonmu?? eserimizden; Kabrin Ölüye Hitap Etmesi Ölülerin konuşması ya kal veya ölülere anlatmak hususunda diriler için kullanılan kal lisanından daha açık olan hal diliyledir. Ölü kabre konulduğunda kabir ona şöyle der: 'Ey âdemoğlu! Beni düşünmekten seni aldatan ne idi! Benim fitne evi olduğumu bilmiyor muydun? Ben karanlık,
224 syf.
8/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Iza'nın Şarkısı...
(Spoiler içerir.) Iza'nın Şarkısı, başta beni kendisine çekmeyen fakat daha sonraları, duygu kıvılcımlarının fitili ateşlemesi münasebetiyle, kendisine çeken bir kitap oldu. Beni en çok üzen şey, Etelka teyzemizin, kendi kızından beklediği ilgiyi, Antal'dan görmesiydi. Iza soğuk, sevimsiz, annesine karşı ilgili görünüp aslında pek de
Iza'nın Şarkısı
Iza'nın ŞarkısıMagda Szabo · Yapı Kredi Yayınları · 20203,470 okunma
46 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.