Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hele bendeki derde bir bakın Dağa yüklesem yerle bir olur Göklere ulaştı feryadım ahım Yıldızlar şaşırır da ay deli olur
Mallar kma
Şeyhülislam Dürrizade Abdullah, Mustafa Kemal hakkında ölüm fermanı yani İstanbul Fetvasında şunu dile dile getirmişti, 7.8.1920: “Padişahın izni olmadan yabancı askerlere karşı duranlar, asker ve para toplayanlar tek tek veya topluca öldürmek İslamin gereği ve görevidir. Milliyetçileri öldürenler gazi sayılır bu yolda ölenler şehittir. (Bu fetva Yunan ve İngiliz uçakları ile Anadolu’ya halkın görebil- mesi için atıldı. Ayrıca Takvim-i Vekayi gibi gazetelerde yayımladı.) Ahmet Anzavur, Kuvayı Muhammediye Komutanı, 01.10.1919: “Göğsümde iman, başımda Kuran ve elimde padişah fermanı olarak geliyorum. Başta Mustafa Kemal olmak üzere Kuvayı Millîyeci subayların hepsini keseceğim. Kemal’in kafasını Padişaha götüreceğim”
Reklam
“Emin olun,” dedi, “Benim ölümsüzlük düşlerim yok. Kaçmak istediğim yaşam, bin sekiz yüz seksen iki Viyana tıp burjuvazisinin yaşamıdır. Başkaları benim hayatıma gıpta ediyor olabilir, ama beni korkutuyor. Hep aynı kalmasından ve hep ne olacağını bilmekten korkuyorum. O kadar ki kimi zaman hayatımı bir ölüm fermanı gibi düşünüyorum. Ne demek istediğimi anlıyor musunuz Friedrich?”
Sayfa 317 - Ayrıntı yayınlarıKitabı okudu
624 syf.
10/10 puan verdi
SELAMM KİTAPDOSTLARIM Ancak, dünyanın birçok ülkesinde ve Türkiye'de biz kadınlar değişik biçimlerde şiddete uğruyoruz. Kadınların eğitiminden yoksun bırakılarak eve mahkum edildiği, yasal ve geleneksel çalışma yaşamında binbir haksızlık ve ayrımcılıkla karşılaştığı toplumun en fakir kısmını oluşturduğu ve kendi kaderine terk edildiği
Çırpınan Kadın
Çırpınan KadınOsman Akdere · Elpis Yayınları · 202318 okunma
"Karanlıkların içinde aramıştı o adı, bu dünyada ve öteki dünyada birbirine karışmış onca ad arasından ilk bakışta bulup çıkarmıştı onu; tıpkı ölüm fermanı ezelden beri yazılı olan iradesiz bir kelebekmiş gibi, isabetli bir atışla onu duvara mıhlayıvermiş."
"Karanlıkların içinde aramıştı o adı, bu dünyada ve öteki dünyada birbirine karışmış onca ad arasından ilk bakışta bulup çıkarmıştı onu; tıpkı ölüm fermanı ezelden beri yazılı olan iradesiz bir kelebekmiş gibi, isabetli bir atışla onu duvara mıhlayıvermiş. Santiago Nasar, demişti."
Reklam
Sessiz Sergüzeşt
Mutsuzluğun kapısını yüzüme vurdular Mutluluğun anahtarını elime tutuşturdular Suda nefesi kesilmiş balık bir yanda Bütün dertlere benden elveda Hayat yıllarca yaşamak için mi Bir günde ölmek için mi Bulut yağmur için mi Güneşin önünü kesmek için mi Gönlümün sığ noktasında Dalgalar dinginleşmişken Derinlerinde bu serzeniş niyedir Kayalara vuran yosunlar Tutunmaya bir dal ararken Ömre son verme heyecanı niyedir Kayıtlara geçilsin yalnızlığın ölüm fermanı Zira şahit olunacak güzelliklerin var daha zamanı Kardeş kardeşe, yâren yârene doyamadan Bu akıp giden vakte yenilgi niyedir Bilinsin artık geleceğin sırrı Yok olsun mâzinin kahrı Bu tebessüm sen diyedir
Hallac-ı Mansur ölüm fermanı verildikten sonra işkence esna­ sında “Allahım bana verdiğin sırları onların anlaması mümkün değil. Ben onları affediyorum, ama biliyorum ki sen onları affetmeyeceksin’der.
Tıpkı ölüm fermanı ezelden beri yazılı olan iradesiz bir kelebekmiş gibi…
Biz Türkmeniz, sahipsiziz, silahsızız üstelik Aman dedim; yine mi bize ölüm fermanı?
Reklam
"Hadi kızım, anlat" demişti ona, öfkeden titreyerek, "kim olduğunu söyle bize." Kız, onun adını ancak söyleyebilecek kadar bir süre duraklamıştı. Karanlıkların içinde aramıştı o adı, bu dünyada ve öteki dünyada birbirine karışmış onca ad arasından ilk bakışta bulup çıkarmıştı onu; tıpkı ölüm fermanı ezelden beri yazılı olan iradesiz bir kelebekmiş gibi, isabetli bir atışla onu duvara mıhlayıvermiş "Santiago Nasar" demişti.
Yıkık dökük binalar var içimde, enkazından kaçamadığım. Ne vakit sana dönsem, sesini duysam o harabeler arasında. Bir bahar mevsimi daha bir nergis mevsimi daha can buluyor en deli yaşlarımda. Bir atlı geliyor uzaklardan kara haber değil belki ama senden gelmeyen her mektup ölüm fermanı. مفتون 🍂
328 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
İlk incelemem :)
Meryem... Amcası tarafından tecavüze uğramış, aynı kişi tarafından ölüm fermanı imzalanmış,bir çok kadını temsil eden bir kurban. Taban tabana zıt çok değişik hayat tarzlarına sahip kadınlar yaşıyor bu ülkede. Meryem daha çok Anadolu'nun bazı kesimlerinde ya da aynı gelenekleri taşıyarak büyük kentlere göç eden ailelerde görülen çarpık namus anlayışının kurbanlarından biri. Cemal ve profesör İrfan' da kurban aslında Cemal dağlarda savaşmış olmanın yarattığı travmadan, profesör ise zengin hayatının korkunç değersizleşme sürecinden kaçıyor. Mutluluk, ölümden kaçan ve mutluluğu arayan üç kişinin romanı... Karadan denize, doğudan batıya, erkek egemenliğinden kadının özgürlüğüne doğru evrilen müthiş bir roman.
Mutluluk
MutlulukZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi Yayınları · 202136,2bin okunma
958 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.