Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
56 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
"Bir sokak hep aynı sokaktı Gece hep aynı gece Aynı yıldızlarıyla Sabah nasıl da umursamazdı Nasıl da dopdolu kendisiyle Nasıl da sadece kendisi Biz ona konuk gibi bir şeydik Gençliğimiz son hızla
Hayata Uzun Veda
Hayata Uzun VedaAtaol Behramoğlu · Tekin Yayınevi · 2008172 okunma
Ataol Behramoğlu
Zamanın hem devindiği hem durduğu bir noktada var olmak Kederi alt edip sonsuz devinimi yakalamak Sonsuz ve durağan devinimi, hayat denilen şeyi... Telaşsız ve duygusuz, derin ve kendisi Belki bir volkan ağzı kadar duyarsız, unutulmuş bir dağ gölü kadar durağan Bir genç kızın kalbi kadar kırılgan ve onarılabilir Çocuk kadar duyarlı ve unutkan Kadın kadar bağışlayıcı, bilge Şiir kadar doğurgan Aşk kadar tanımsız Ölüm kadar ölümsüz Akşamüstü (Hayatın içinde ve dışında)
Reklam
NOCTİS
Derin dehlizleride kesişti yollarım karanlıkla, öyle kolay değil vazgeçmek. Şimdi çık dışarı akşamleyin odandan, kimin var? Hiç kimse. Yavaşça göğe sunulan ince bir duman şimdi hayatım. Anlamını kaybetmiş bütün kıvrımlarım. Koyver gözlerini usulca penceremden, ne var ki karanlıktan başka. Kendi dünyamı kurdum kafamda, koskoca sessizlikle olgunlaşan milyonlarca hiçlik içindeki kelimeler. Dünya gürültülü, tanrının sesi duyulmuyor. Karanlıklar arasında çömelmiş ölüm bekler durur. Düşünür sıra kimde, ben mi? Daha vaktim gelmemiş. Hep ağlaması gerek birinin, noctis daha ayrılmadı hücrelerimden ondandır belki bu bitmeyen savaş. Çünkü ben hariç bütün nesneler bir yer buldu kendine, uydurdu kendi yapbozunun parçasını. Çünkü bir yere ait olmak daha anlamlandırır bu gereksiz, boş gezegeni. Karanlık benim zenginliğim, saklanıp oracıkta ürkek ürkek beklerim sonsuza kadar. Ne getirir bana hayat tam bir muamma. Aydınlığı aradığım bütün yıldızlar ölü gibi, bir bende mi işe yaramaz bu düzen. Hep bir düzensizlik, hep bir karmaşa. Hep çok noctis.
huseyin yani
huseyin yani
. "...Hayat ne? Bugüne kadar ne gördüm? Gördüklerimden, sahip olduklarımdan neyi koruyabildim? Kim, neye sahip, neyi koruyabiliyor? Zaman herşeyi obur gibi yiyor yok ediyor! Bugünün sağlığı bile yarının ölümünü getiriyor! Ha bugün, ha yarın. Önemli olan zaman mı? Zaman ne? Evet, zaman ne?... Zaman bir an. Bütün canlılar, insanlar, her şey bir âna mahkûm. Bu an, her an değişiyor; her şey bir ırmak gibi akıyor, yani kaynağına koşuyor. Gülmek, ağlamak, birinin boğazını sıkmak, batan gemideki insanların şuursuzluğundan farklı hareketler değil! Bir gün sonra batmak için bu çırpınış neye? Önemli olan zaman mı? Zaman bizim tanımlama- mız değil mi? Çocuklar gibi kuralını koyup, oynuyoruz; ve arkasından ağlaşıyoruz!... İşte önümde gencecik bir hayat var. Bu akışta yaşıtlarım geçeceğe benziyor. Üzülmesi mi, sevinmesi mi lâzım? Buna kendisi karar veremez. Belki de tatlı bir rüyadan kopmamak için çırpınan her insan gibi direniyor. Onu uğurlayanlar da uğurladıkları meçhulden ürküyorlar! Ama bu dünya da hepimizin meçhulüydü; geldik, gitmek istemiyoruz!..."
Sayfa 45 - E kitap
"Belki de ölüm var orada" diyen silahsor ekledi ancak ölüm başına gelene kadar sanırım orda sıkılmayacaksın benimle birlikte bir serüvene atılmanı istiyorum kuşkusuz her sey ölümle sonuclanacak dordumuz icin degisik bir yerlerde ölüm gelecek ama bizler ne olursa olsun kazanmaya calışmalıyız "bu sözleri söylerken gozleri parıldamıştı "eger kazanırsak eddie tum duslerindeki inancın ötesinde bir seyi goreceksin " "Ne gibi bir seyi ?" "Kara kule yi "
Yârabbi, bu yaşa geldim; hiç bir gün görmedim. Korkularla büyüdüm. Korkularla ihtiyarladım. Bağımızda, bahçemizde rahatça bir dilim ekmek yiyemedim. Gözünü bu dünyaya açan her çocuğumuz bu çileyi yaşamaya mahkûm! Mahkûm doğuyoruz yâ ilâhî!...
Sayfa 24 - E kitap
Reklam
İntihar sonrası geride bıraktıkların
Ona ne oldu? Ölümünden sonra toparlanabildi mi? Biriyle se­vişirken seni düşünüyor mu? Evlendi mi? Kendini öldürerek onu da mı öldürdün yoksa? Anını yaşatmak için oğluna senin adını mı verdi? Kızı olduysa, senden hiç söz etti mi ona? Senin doğum günlerinde ne yapıyor? Ya ölüm yıl dönümünde? Me­zarına çiçek koyuyor mu? Onun çektiği fotoğrafların nerede? Giysilerini sakladı mı? Hala kokun var mı üstlerinde? Parfü­münü sürüyor mu? Çizimlerini ne yaptı? Evin bir odasına mı çerçeveledi? Sana bir müze mi kurdu? Senden sonra kimlerle birlikte oldu? Seni tanıyorlar mıydı? Yoksa arkanda bıraktığın anıyla, başka biriyle birlikte olmasını olanaksız mı kıldın?
Uzun sözün kısası iki türlü ölüm var Biri bir mum gibi yanmak sonuna kadar, Öteki vakitli vakitsiz insan elinden. Ölüm Allahın emri ne denir İnsan eliyle ölmek insana ağır gelir.
"Ölüm bilincine ulaşmamış, ölümün farkına varmamış insanın gerçekten yaşaması mümkün değildir.
Ölümü sıfır olarak düşünürsek 01 sadece 1dir.Fakat 10 daha çokturKitabı okuyor
Dünyalar arasında bir ruh taşıyan Rahibe Siren. MÖ 480 dolaylarında Xanthus, Türkiye'den Likya mezar kabartması. Ölüm Kapısı Ölüm anında, insan ruhu ters bir gebelik yolculuğuna başlar, gebelik aşamalarından geçerek bilinçsiz dişil zihnin en derin ilkel köklerine iner ve bu sayede Büyük Ana'nın Dünya Rahmi ile tekrar birleşir. Oradan,
Reklam
Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni, Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez. Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini, Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz, Değil mi ki ayaklar altında insan onuru, O kız oğlan kız erdem dağlara kaldırılmış, Ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru, Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş, Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın, Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene, Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın, Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen’ e, Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama, Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
William Shakespeare
William Shakespeare
192 syf.
8/10 puan verdi
"Dünya kurulalıdan beri bu hortlak, cadı, vampir hikâyeleri var..." Türk Edebiyatı'nda fantastik/gotik konu eksikliğine çare olmuş en iyi yazarlardan biri kesinlikle Hüseyin Rahmi Gürpınar :) Hortlaklar, cadılar, periler, öldükten sonra tekrar dirilenler... ve tüm bu absürt olayların üzerine akıl tutulması yaşayan sözde aklıselim insanlar... Yazar, halkın zihninde kökleşmiş hurafeler ve efsanelere karşı daima bilimin aydınlatıcılığını rehber olarak gösterse de bazı paranormal olaylar karşısında kendisi de hayret etmektedir. İşte Gürpınar, bu hayret edilesi durumu hem akıcı hem de çok eğlenceli bir anlatım diliyle okuyucuya aktarmayı başarabilmiş bir yazar. Bu eserinde de yine başrolde doğaüstü bir varlık ve halkın batıl inançlar karşısındaki tutumu yer almakta. Okuması çok keyifli ayrıca ölüm ile ilgili güzel aforizmalara sahip bir Gürpınar klasiği.
Cadı
CadıHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20231,088 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.