Dinler tarihi, saygı gösterilecek isimler yoklaması olduğu kadar isimlerin saygınlığının da kanıtıdır. Yahudilerin tam da ölüme ramak kala bir hastaya isim vermek âdetleri bu yüzden. Ölüm döşeğinde yatanların isimlerini değiştirirlerdi, ikinci bir hayat şansı verebilmek için onlara. Müslümanların tam da doğum sonrasında isimlendirme gelenekleri bu yüzden. Yeni doğan bebeğin henüz açılmamış kulaklarına adını fısıldarlardı, ruhuna iyice işlesin diye ismi üç kere tekrar ederek.
Ölüme ramak kala..
"Tiyatro bitti. Beklemeye lüzum görmüyorum "
Sayfa 153Kitabı okudu
Reklam
Uzun ama çok etkileyici ;
İnanç, tıpkı bir tren tarifesi gibi, özünde bir zamanlama meselesidir.Gar duvarındaki dairevi, heybetli, fildişi saat insan ömrünün çeşitli zamanlarında vurur.Aynı saatlerde kalkar tren. Öğleden önce tek bir sefer vardır, çocuk yaşta bir inancı benimseyenler buna biner.Öğleden sonra bir kez daha kalkar tren, ergenlik döneminin huzursuz yolcularına da alıp götürerek.Sonra ta akşama kadar başka bir sefer olmaz. Akşam geldiğinde, insan ömründe ilk derin pişmanlıkların baş gösterdiği, işlenen cürümlerin telafisinin mümkün olmadığının anlaşıldığı, en kavi yuvaların tepetaklak devrildiği, ilk ciddi sağlık sorunlarının belirdiği saatte, üçüncü kez kalkar tren.Yolcuları nedense hep son dakikada telaşla biner buna.Ve nihayet gece yarısına doğru, kritik ameliyatlardan sonra ya da ölüme ramak kala, peş peşe iki sefer daha vardır.En kalabalık trenler bunlardır. Hiçbir istasyonda durmadan, şefaat ekspresi ile dosdoğru Tanrıya giderler.Akşam yolcularının aksine, gece yolcuları, trenlerini kaçırmamak için, ne olur ne olmaz önceden alırlar gardaki yerlerini.Ve vakit gece yarısını vurduğunda, çember tamamlanıp akrep ile yelkovan başlangıç noktasına vardıklarında, garın o hıncahınç kalabalığından geriye tek tük inançsız kalmıştır.
Ölüme ramak kala...
"İçinde bulunduğum bu terk edilmişlik ortamında hissettiğim şiddetli ve anlamsız her şeyi neden kendime anlatmayı denemeyeyim? Kuşkusuz anlatacağım çok şey var ve ömrüm ne kadar kısa olursa olsun, içinde bulunduğum bu saatten son dakikama kadar onu dolduracak kaygılar, korkular ve acılarda kalemimi aşındıracak, mürekkep hokkasını boşaltacak değerde bir şeyler olacaktır..."
'ölüme ramak kala'
Sagon orada, kanadın üstünde, zamanın dışına itilmiş gibiydi!
Sayfa 57 - Dokuz YayıncılıkKitabı okudu
.. Ölüme ramak kala...
Sizler yeni bir gün doğumunu bekleyebilirsiniz, benim buna gücüm kalmadı..
İş bankasıKitabı okudu
Reklam
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.