...
Koklamak isterdim bütün gülleri
Ve bütün iyi kitapları okumak
Vursun isterdim alnıma
Buğdayın ve aşkın gül aydınlığı
Toprağı soğutan ölümü unutmak
...
Mehmet BAŞARAN
Nedenini bugün bile anlayamadığım bir değişim içindeydim. Müzik zevkim orta çizgiden uçlara kaymıştı. On dört yaşımdaydım ve üç yıldır en gürültülüsünden şarkılar dinliyordum. Ve o zamanlar bile müzik dinlemek benim için bir boş zaman değerlendirmesi değil gerçek bir uğ raştı. Genellikle bulunduğum yerin karanlık olmasını sağlardım. Müzik
Gazze’de çocuk olmak!
Çocuk olmadan ölmeyi öğrenmek!
Nefes almadan,barut koklamak!
Büyümeyi şehadet için arzulamak!
Ölümü öldürerek hayatta kalma çabası
Özgür Filistin için mücadele eden tüm bedeni çocuk yüreği dünyalar kadar çocuklara selam olsun!!!
Hayatımız da öyle değil mi? Bir pentimento değil mi? Hayat bir tuvaldır. Biz insanlar birer ressamız. Bizler bu hayatta yaşam resmini çiziyoruz. Kendi irademizle hayat tuvalında yaşam resminde istediğimiz değişikliği yapıyor / yapabiliyoruz. Evet gözümüzü şöyle kapattığımızda hayatın özeti bir pentimentodur.
Can'ın hayat resmine giren
“Dünya güzel olsaydı, doğarken ağlamazdık. Yaşarken temiz kalsaydık, ölürken yıkanmazdık.”
Bu güzel sözü söyleyen; güzel bir adamın kitabı olan Çile, Necip Fazıl Kısakürek’in konulara göre bölümlere ayrılmış şiirlerinden oluşmaktaydı. Ve toplam on altı bölüm bulunmaktadır.
•İlk bölümde üstadın şiirlerinin kaynağı ve neden şair olduğu ile ilgili
Hep akılla gidiyorlar. Akıl, kendi kendisini patlatmaktan başka hangi güce sahiptir ki?..
Onca, ölüme ait hiçbir söz, mezarlık kapılarında gördüğü şu ihtar kadar mânalı olamaz:
- "Bütün nefsler ölümü tadacaktır!"
Bir gün solculuk çılgını Mine, ona sormuştu:
- Söylesene kuzum, senin yaşamak dediğin nedir? Biliyordu ki, o kafada olanlara göre hayat, yatmak, kalkmak, yemek, içmek, görmek, tutmak, koklamak, çiftleşmek, pençeleşmek melekeleri gibi zorlamaya yanaşmaz, ötesini kabul etmez içgüdüler toplamından ibarettir. Fikir diye bildikleri tek şey de, biricik hakikat fert hakkını, cemiyet isimli yalana kaptırmaktan ibaret... Halbuki ölen, fert; ve tek gerçek fertte... Yoksa ferdin binbir aynadaki hayaline nasıl vücut tanınabilir? Asıl ölene hakkını veriniz!