Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

ÖMER CAN KOÇ

"Çünkü insan kendi haline bırakabileceği şeylerin sayısı oranında zengindir."
Reklam
Halbuki ancak kendinden kaçan bu kadar hızlı ve böyle durmadan koşar.
Yaşım ilerledikçe, hayatta böyle başarı hastaları tanıdım. Sonsuz yarışın ,her fırsatta ve daima başarmak isteyen , hınçlı koşucuları. Halbuki ancak kendinden kaçan bu kadar hızlı ve böyle durmadan koşar.
"Ölüm geldiğinde sende alıp götürecek hiçbir şey bulamasın''
Herhalde Kazancakis'te vardı insana cesaret veren bir tarif... "Ölüm geldiğinde sende alıp götürecek hiçbir şey bulamasın; duvarları yılların kışı, fırtınası, güneşiyle harap olmuş bir kaleden başka ." Evet, sonuna kadar yaşamış ol. Yaşanacak hiçbir şey kalmasın. Bitir. İnanarak, severek, seçerek yaratarak, tüm ruhunla, bünyeye uygun bir şekilde, yeteneklerinle güzelleştirip... hani ne derler, imzanı atarak mazeretsiz başkaları yüzünden, şunu bunu yapmadım diye vızıdamadan, işte benim eserim diye, kendi hikayene saygı duyabilecek şekilde yaşa.
Sayfa 17 - İTHAKİKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çalışanlarınıza anlattığınız şeylere dair fikir beyan etme şansı tanıyor musunuz, yoksa sadece siz mi konuşuyorsunuz? Çalışanlara verilen bilgi miktarını düzenliyor, bilgi bombardımanı altında ezilmelerini, vermek istediğiniz mesajın bilgi kalabalığı içerisinde kaybolmasını engelliyor musunuz? Katılımcıların geribildirim vermesine olanak tanıyan süreçleriniz var mı?-
Kişinin gerçekliğinin kaçınılmaz olarak hayallerinin gerisinde kalması kronik iş değişikliğine ve amansız endişeye yol açar.
Reklam
So Good They Can't Ignore You
So Good They Can't Ignore YouCal Newport
7.1/10 · 31 okunma
Bütün konu; doktorun şaplağayla imamın pamuğu arasındaki o kısa süreyi doğru dürüst ve hakkını vererek geçirebilmek
Batı insanı araçlarda zengin , amaçlarda yoksul kalmıştır. Bilgi hiyerarşisi bozulmuş, iradesi felce uğramıştır.
NEDAMET
Tanrım açamadık içimizi Artık buluşmamız mahşere kaldı. Ne yelken ne gemi var limanda Kaçmak bir uzun sefere kaldı. Mercan bir sahildeymiş gemiler Bulmak kasvetli günlere kaldı. Rüştü Onur
Yine bir seçim geliyor ve ben yine ümitlenemiyorum. Çünkü yine ideolojiler konuşuluyor , projeler değil. Ekonomik vaatler havada uçuşuyor ama nasılı konuşulmuyor. Yine gruplaşmalar hat safhada. Her iki grupta biz gelirsek sizi bitreceğiz nidaları atıyor. Birlik olamıyoruz çünkü üzerinde mutakabata vardığımız kabuller yok. Çünkü okumuyoruz. Savunduğumuzu bilmiyoruz sadece ezberliyoruz ve bağırıyoruz. Bu yüzden anlaşamıyoruz. Toplum değişmedikçe siyasi bir kurtuluş mümkün değil. Yani birisi gelecek bu ülkeyi kurtaracak masalları sadece masal olmaktan ibaret. İdeolojiler idraklerimize giydirilen deli gömlekleridir diyordu merhum Cemil Meriç. Sizce de tam şu anda yaşadıklarımıza cuk diye oturmuyor mu bu söz? En çok herkese saygı diye bağıran insanlar Ramazan ayında sokak ortasında yiyip içiyor , Lbgt ye saygı , eşcinsellere saygı , gari müslimlere saygı ama müslümana saygı yok. Çevre ve hayvan hakları ile ilgili onlarca hadis varken ; dini cemaatlerin bu iki konuda hiç bir proje üretmemeleri ve hiç bir hassasiyet göstermemeleri bir çelişki değil mi? Bu çelişkiler o kadar çok ki artık insanlar dini savunanlara bakıp dinden soğuyor, milliyetçi geçinenlere bakıp milliyetçilikten soğuyor , Atatürkçülere bakıp Atatürk'ten soğuyor. Artık ideolojileri değil projeleri konuşalım , siyaseti değil , bilimi , sanatı ve felsefeyi konuşalım. Avmleri cafeleri değil , müzeleri ,kütüphaneleri dolduralım. Geçmişte ilk saydıklarımızı çok yaptık sonuç ortada. Her seferinde aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek akıllı insan işi değil...
Reklam
Kendi varlığımızı ruhsal manada düzene geçirmek istiyorsanız istiğna sahibi olacaksınız. Kapitalizmin, tüketim toplumunun size sunduğu bu büyük spektrum içerisinde yapabildiğiniz kadarıyla müstağni kalacaksınız. Yani varlığınızı onun sunduğu maddi ürünler üzerine inşa etmeyeceksiniz. Elinizden geldiği kadar. Peki o boşluğu ne dolduracak? İlim dolduracak, yapabiliyorsanız sanat dolduracak.
“Bizim bir yere varamayışımızın sebebi, birinin yaptığını diğerinin bozması.” Çünkü üzerinde mutabakata vardığımız kabuller yok. Onların yokluğu yüzünden bir dünya görüşü üretemiyoruz ve bu yüzden de neyi, nasıl yapacağımızı bilemiyoruz.
Değerleriniz sınanmış değerlerse boşluk kalmıyor hayatınızda. Başka değerlere rastgeldiğinizde hayatınızda fırtınalar esmiyor , esse bile sığınacak bir kuytu buluyorsunuz. Derdinizi anlatacak birini buluyorsunuz, hatta bazen anlatmaniza bile gerek yok, değerlerinizi paylaştığınız insanlar sizi anlıyorlar. Ama boşluklarınız çoksa, mukayeseleriniz de değişiyor.
128 syf.
7/10 puan verdi
Nazım Hikmet'le 3,5 Yıl
Nazım Hikmet'le 3,5 YılOrhan Kemal
8.9/10 · 774 okunma
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli, Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu! Hicranlı hayatın ne de son matemidir... Yahya Kemal Beyatlı
1.450 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.