Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Benim için başlarken yine İskender Pala klasiğiydi diyebilirim.Neden mi? Başlarını anlamakta yine zorlandım; üstelik kullandığı kelimelere epey yabancıydım. Tabi bu durum 30-40 sayfa sabrederek ilerlememin ardından etkileyici anlatımına kavuştu ve akıcılığına engel olamadı.
İskender Pala ... "Divan Şiirini Sevdiren Adam " şimdi de tarihin en fazla bin yıl öncesine götürebildiğim ilgimi 2500 yıl öncesine kadar taşımamı sağladı. Bir başka yönüyle de bilinçsizce müze gezdiğimi farkettim diyebilirim mesela.
Yazarın değindiği bazı yerleri toz pembe buldum aslında -gerçekte böyle değil ne yazık ki -elbette buralarda eleştiriye açık ama neticede bir yazarın ya da genelleme yaparsak sanatçının pozitif bir dünya çizerek sanatını yansıtması ve başta gelecek nesillere aktarması en doğal olanıdır kanımca.
Kitabın iceriğine bakarsak: İki farklı zamanda kurgulanan benzer hikaye, ihanetler, oyunlar...
Ve biterken
okumakla bir şey kaybetmeyeceksiniz; değer verdiğiniz takdirde pekçok şey edindiğinizi hissedeceksiniz. Öncelikle sağcı veya solcu, devrimci veya ülkücü veya akıncı olmadan önce insan olmak, insanlık için çabalamak gerektiğini bir kez daha farkedeceksiniz.
Önce insana ve insan haklarına değer vermek dileğiyle .:)))
İki yıl önce birisi önermişti bu kitabı ,şimdi okuyabildim.Evlerinden kaçıp kendi zihinlerini yok etmek için Afrika'ya giden iki insan var kitapta.Kinyas ve Kayra . Tek ortak noktaları zihinsel ölümü istemeleri.Bu biraz korkutucu gelebilir .Hatta kendinizi başroldekilere kızarken de bulabilirsiniz .Bu durum Albert Camus'un yazdığı yabancı kitabında da gelmişti başıma .Genelde okurken ağzından anlatılan kişinin yerine koyarım kendimi ama bu iki kitapta öyle olmadı.
Beni etkilediğini söylemeliyim ve tavsiye ederim ,sabırla okursanız sonu sizi daha farklı duygulara götürecektir.Ancak hayata pembe bir gözlükle bakanlar için ağır gelebilir.
İyi okumalar .
Bu kitap size din ve tanrı fikrinin hangi boyutlarda insanlığa zararlar verdiğini/verebileceğini, dolayısıyla bir an önce bu kavramları terk etmemiz gerektiğini anlatacaktır.
//
'Tanrı ve Din yoktur' diyen birisi için, bütün bu eleştiriler dönüp dolaşıp insanoğlunun kendisine yöneltilmiş olur. Çünkü bu kavramlar bizzat insan tarafından çeşitli ihtiyaçlarını karşılaması, sorularını yanıtlaması için ortaya atılmış olmalıdır. En basit haliyle, her dönemin kendi imkânlarıyla verilmeye çalışılmış birtakım cevaplar olarak görülebilir. Öyleyse bunların sebep olduğu yıkım ve zarardan, kavramın kendisi değil onu kullanan kişiler ve egoları sorumlu olur.
Yani temelde bakarsanız, Ateizm de kendi eleştirdiği bağlamda dinlerden farksız olarak, günümüzde bir alternatif 'inanç' sistemi olarak yükseliyor. Yeterince yükselebilirse, eleştirdiği dinlerin tümünün getirdiği zarardan daha fazlasına sebep olma potansiyelinde olduğuna "iyi bir miktar üzerine bahse girilebilir".
Dawkins'in görüşlerini ilk kez dinlediğimde(kitabı okumadan evvel), aslında kendisinin bir inanan olduğunu ve yaşamı boyunca sorgulayarak ulaştığı noktada sahip olduğu hayal kırıklıklarını, tanrının göğsünü yumruklayarak bastırmaya çalıştığını düşünmüştüm. (Hani, başınıza gelen herhangi bir olay için bir başkasını istemsizce suçlarsınız, kimi zaman en sevdiğiniz kişiyi bile.. Fakat aslında öyle olmadığını çok iyi bilirsiniz)
Kitabı okudum ve kendisi hakkında halen aynı fikirdeyim. //
Okul kütüphanesinde rastladığım bu kitap, eğitimciliği başka bir açıdan görmemi sağladı. Sadece eğitimde değil herkesin önce sevgiyi yüreğinde büyütmesi gerektiğini öğretiyor bu kitap. Okuyucuyu sıkmadan, verdiği öğütlere haklılık payı katarak aktarıyor düşüncelerini. Hepimizde eksik olan ve hep istediğimiz koşulsuz kabul ve farkındalığa vurgu yapıyor; her şeyin başı sevgi diyerek. Bu kitabıyla, yazarın diğer kitaplarına da merak duyuyor insan.
Kitaba başlamadan önce gerek sosyal medyada gerekse çeşitli kitap mağazalarında popülerliği on plandaydı. Hal böyle olunca beklentiye kapılmamak mümkün değil. Kitap sizi sesiz sakın yaşamın içinde bir boşluğa hapsolmuş mütevazı bir adamın hiç beklenmedik bir hikayesiyle karşılıyor. Raif.. raifin hayata aşkına beklentilerine elde ettiklerini kullanma tarzına bakınca düşünmeden edemiyor insan raifin duyduğu aşksa bizim yaşadığımız ne ? Beklentiniz ne olur bilmiyorum okurken,okuduktan sonra raifi tanıdığınız için mutlu olacaginiza eminim.
Birhan Keskin'den okuduğum ikinci kitap. Bu kitabını okurken sanki onu daha iyi tanımamı sağladı. Kitap kısa olmasına rağmen sizi Birhan Keskin'in dünyasına sürüklüyor. Sürüklerken de düşündürüyor. Ama bu düşünce insan ilişkisinde yaşanan olayları düşünme.. Ya da şöyle ifade edeyim insan ilişkileri daha çok sevgili ile yaşanan ilişki.. Onunlayken
