Neden çoğu kadınlar kendini külkedisi ya da uyuyan güzel gibi hissederken, ben don kişot gibi hissediyorum? Neden bu hikayenin içindeyim? Olabileceğim onlarca hikaye varken?
#1000kitap
Aydın Benli
En çok insan yaşanmışlıkları düşünür ve yazmak ile yazmamak arasında kararsız kalır. Yaşanmışlıklar anlatıcı yada yazar için kolay olsa da o duyguyu tekrar tekrar yaşar ve olay örgüsü içerisinden çıkamaz. Yazar olmanın en kötü tarafı da bu işte olayların içindesiniz ve duyguları tekrar tekrar yaşarsınız. Göz yaşlarım ile
Arif Nihat Asya'nın pek bilinmeyen şiirlerinden oluşan bu şiir kitabı, onda hiç görmediğim ve hatta görmek istemeyeceğim bir yönünü ortaya çıkardı: bazılarını küçük kız çocukları için yazdığı şiirlerinden anlaşılan müstehcenlik, cinsellik ve erotizmi. Böyle onlarca şiiri var ancak ben bu şiirlerden yalnız birkaçını örnek göstereceğim ve
Sevgilim, günler geçti üstünden. Yakışıklı bir sevda olarak sayıyorum yaşananları ben. Sana dinletemediğim bir dolu plak ve okuyamadığım Onlarca şiirin içinde tek başınayım.
Sevgilim diyorsam şimdi sana
Duymadığın için ağzımdan daha önce hiç,
Bu kusurumda affola.
Kimim ben?
Ömrümüz belki de bu sorunun cevabını arayarak geçiyor... Bir kimlik arayışı içinde. Ait olmak, sahiplenmek, sahiplenilmek istiyoruz. Sanıyoruz ki ancak bu şekilde var olabiliriz, çünkü ancak bu şekilde bir topluluğun parçası olabiliriz. Kaçımız kendimiz olmak için savaşıyoruz ki? Bireyken önce ailenin parçası olmak için sonra da bir
Bu kitabı 2.sırada okudum… Genelde birbirinden bağımsız kitaplar olduğu söylensede Sislerin Vampiri’nden sonra geriye dönük bir kitap olduğu için, Strahd’ın anılarını yazdığı günlükten aktarım yapıldığından 2. sıra doğru oldu…
Bu kitapta Lord Strahd Von Zarovich’in son savaşını kazanarak Barovia’yı fethi ve şatoyu el geçirerek Ravenloft şatosuna
1980
İsmim Ali. Şeyh Nureddin’e bağlılığıyla mürit, Allah’a bağlılığıyla mümin bir babanın oğlu olarak 1950’de doğdum. Gençliğim, devrimci örgütlerin antikapitalist eylemler yaptığı 1980’lere denk gelir. Anlayacağınız 80 kuşağındanım.
Daha insanların at arabalarıyla yollar teptiği, yaşam alanları güneşin doğup battığı mesafenin gözle
Ayrı ayrı hikayelerin,
ayrı ayrı sonlarını yaşayacağız.
Biliyorum aslında hiçbir hikaye mutlu bitmez.
bir cenaze kalkacak,
kimin olduğunu bilmeden
üzülüp geçeceğiz her zamanki gibi.
Bilsek ne değişirdi?
Kaç yarım cümleyi tamamlamaya yetecekti?
Her veda son bir kez sarılmayı hak etmeli,
ilk ve son olmalıydı bu.
Ben yine arayacağım seni,
konuşmaya
Daha önce yazarın kült kitabı olan ‘Yüzyıllık Yalnızlık’ı okumuştum ve hem dili hem de kurgusu bana çok yorucu gelmişti.
‘Kırmızı Pazartesi’ inanılmaz akıcı, dili çok yalın ve merak duygusunu diri tutan bir kitap. Keşke ilk bu kitapla başlasaydım yazara.
#kitabınkonusu
Kitabın başında işleneceğini herkesin bildiği bir cinayetin öyküsü diye başlıyor ve tüm kasaba Santiago Nasar’ın ikiz kardeşlerin onu öldürüleceğini bilmesine rağmen cinayet gerçekleşiyor.
Kasabaya gelen esrarengiz Bayardo San Roman, Angela Vicario’yu çok beğeniyor ve onunla evleniyor. Düğün gecesi ise Angela’yı baba evine bırakıyor. Angela’nın ikiz abileri de bu gecenin ardından Santiago Nasar’ı öldüreceğini herkese ilan ediyor ve Nasar, onlarca bıçak darbesinden sonra ölüyor.
#kitabınyorumu
Konu oldukça sıradan fakat ben bu kitapta resmen yazara hayran kaldım. Nobel Edebiyat ödülünü sonuna kadar hakeden bir kitap olmuş. Yazar bu kitabında resmen ustalığını konuşturmuş. Kitap, cinayetin niyesinden ziyade halkın ortak davranış portresini çizen sosyolojik bir inceleme gibi olmuş. Toplumsal ruh çözümlemesi niteliğinde bir eser sözü geçiyor #arkakapak ta tam da öyle bence.
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,6bin okunma
"'Ve bazı insanlar şeydir hani, hiç dokunulmamış yepyeni cildi olan, sayfaları hiç kırışmamış kitaplar okumayı sever. Bazıları da sahaflardan alınmış, daha önce onlarca kez okunmuş, sayfaları yıpranmış ama o yıpranışın bile bir sanat değeri taşıdığı belli olan eski kitapları okumayı sever. Sanırım ben sahaflardan alınmışları seviyorum.'
Sanırım ne demek istediğini anlamıştım.
Sadece yazılmış değil, yaşanmış bir romandı okumak istediği."