⭕ Oğuz Atay adına Sahte Alıntılar derlemesi❗
Not: Alıntıları toplayan ben değilim, alıntıları derleyen kişiler, bizzat araştırma sonucu derlemiştir. Ben sadece teyit amaçlı, bir faydası dokunur umuduyla paylaşıyorum.
Ulaşmayı kolaylaştırmak açısından bio'ma da sabitleyeceğim...
____________________________________
Biliyor musun
ve yine kendimle aynada baş başayım. Orada sadece benim gördüğüm bir vücut var. O vücutsa farklı itici sevilmeyen; dokunulan hissedilen ama sevilmeyen. Annesinin dokunmadığı, öpmediği, kıskandığı, düşmanı, rakibi olarak gördüğü o vücut. Babasının...
O bedenin babası yok. Babalar gerçek değil zaten. Tanrının babaya benzetilmesini şimdi daha
Kayıtsızlardan nefret ediyorum. Friedrich Hebbel gibi, yaşamanın taraf tutmak olduğuna inanıyorum. Kimse, toplumun dışında yalnızca insan olarak var olamaz. Gerçekten yaşamak yurttaş olmaktır, iştirak etmektir. Kayıtsızlık irade kaybıdır, asalaklıktır, korkaklıktır. Kayıtsızlık yaşamak değildir. Bu yüzden kayıtsızlardan nefret
Mayıs Ayı Hikaye Etkinliği
(Kaç nolu resim olduğunu ön yargıya kapılmadan okumanız için en sona bıraktım.)
(Mümkünse şu müzik eşliğinde okuyun.
youtu.be/A3CK21RhynY )
Cemal Süreya
Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.
Şems-i Tebrizi
Düzenim bozulur,
Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.
Cinsiyet ayrımı yapmaktan nefret ediyorum ama bu ileti daha çok erkeklerin ilgisini çekmesini istiyorum...
Ve sonuna kadar okumalarını rica ediyorum:)
Abilerim, kardeşlerim...
Eğer birgün yuva kurmak isterseniz veya şuan mutlu bir yuvadaysanız.
Kız çocuğunuz varsa onu sevmekten çekinmeyin, utanmayın. Bizim ülkemizde kız çocuklarından utanan tuhaf bir nesil var. Onlardan olmayın. Kız çocuklarınız saçlarının kırıklarını okşayın, arkadaş olun ,değer verin, hissettirin, dertlerini dinleyin, dertleriyle dertlenin...
Biz kızlar babalarımızıdan istediğimiz gibi sevgi görmediğimiz için sevdiğimiz adamdan baba şefkati bekliyoruz. O yüzden hep yarım kalıyoruz, üzülüyoruz, çok beklenti içine giriyoruz, yüz üstü bırakılıyoruz.
Amacım acıtasyon yapmak falan değil. Biz insanlar sevgiye muhtaç bir varlığız...
Birbirimize ihtiyacımız var...
Tabi bir kadın veya erkek tek başına ayaklarının üstünde de kalabilir bence en güzeli de bu ama her geçen gün aile yapımız bozuluyor...
Kadın cinayetleri de ayrı mesele o konuya girsem çıkamayız...
Bu arada dediklerim kadınlar için de geçerli sizde oğlunuzu sevin bir kadına muhtaç bırakmayın...
Daha fazla uzatmadan düşüncelerimi yarıda bırakmak istiyorum.
Yanlışım varsa yorumlarda belirtebilirsiniz...
İnsanız ve kusurlardan ibaretiz...
Yarın doğum günüm. Bir yaş daha büyüdüm ve 23 oluyorum. Yolun yarısı bile değil. Ama yaşamın kat kat üzerinde bir hayatı yaşadım. Hayatım boyunca tam olarak doğum günüm kutlanmadı. İçim bu konuda hep buruk oldu ama ne kadar nefret etsem de bir boşlukla hep bu şekilde buldum kendimi. Nefret ettiğim o kadar şey oldu ki, ailem gözümde bu nefretten en
10 Mart 2018
“…Bırak bu kitap çarpsın okuyanını. Sarsılsın ve kendilerine uzun zaman gelemesinler. Okuyanlar, “Dayanamıyorum okumaya, şüpheci biri oldum çıktım, bu nasıl iş anlamadım!” diyor. Her yerlerine şüphe bulaşsın bırak! Uykuları kaçsın, rahatsız olsun, yaşantılarından keyif alamasınlar bir süre…” diyor. “Kardeşini Doğurmak” kitabının
Ağlaya ağlaya anlatmak istediğim şeyler var. Bu hayatta hep isyankâr bir kız oldum. Ama bunun için hep sebeplerim oldu. Öyle berbat bir hayatı yaşıyorum ki gerçekten her şeyden nefret ediyorum. En çokta ailemden nefret ediyorum. Keşke bu hayata kimsesiz olarak başlamış olsaydım. En azından canımı yakanlar sadece yabancılar olurdu.
Daha biraz önce
Ben; ne yapacağını bilmeyen, kendi hayatına "hayatım" diyemeyen, çaresiz, cesaretsiz bir ucubeyim.
Aile?
İnsan ailesinden ölesiye nefret eder mi? Ben ediyorum!
Hangi aile evladını bile bile bir eziyetin içine sokmak ister?
Ben, 23 yıllık hayatımda, sayısız aile gördüm, tanıdım. Onlardan daha pisliklerini de gördüm. Ama bunlar gibisini
YEDİNCİ MEKTUP
Platon'dan Dion'un akraba ve dostlarına.
İyilikler,
Sizin de Dion gibi düşündüğünüze inanmam gerektiğini; eylem ve sözlerimle size, elimden geldiğince yardım etmemi istediğinizi yazıyorsunuz. Şu yanıtı veririm: görüş ve istekleriniz gerçekten Dion'unkiler gibiyse, çabalarımı sizinkilerle birleştirmeye hazırım; değilse, uzun
“Tanrı’nın adını kullananları, sofu bir dille konuşanları, ruhları kötülük ve pislik kuyusu olanları biliyorum. Nefret etmem gerekenleri biliyorum ve onlardan nefret ediyorum”
Dünyaya bir daha gelecek olursam eğer, lütfen, bu sefer de imtihanım ailem olmasın. Yaşadığım bu korkunç hayatın sorumlusu onlar çünkü. O kadar çok şeyi düşünüyorum ki... Geçmişi, şu anı, geleceği... Hepsinde de, yaşadığım (ve yaşayacağım) o korkunç günlerimin içinde ailemin izi var ve ne yazık ki hep var olmaya devam edecek. Hapishanedeki