Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mutlu ve mutsuz anlarda ortak bir sabırsızlık vardır, bilirsiniz. Beklemeye tahammülümüz yoktur, ne olacaksa olsundur iyi veya kötü. Hâlbuki belki yıllarca bir dert çekmişizdir ya da bu mutlu son için ne mutlu günleri geride bırakmışızdır. Belki de ertelemişizdir hep; dur bakalım demişizdir, yarın olsun, bayram olsun, bir uyuyalım, uyanalım...
Her şey değişir de şu insan yok mu, insan zor değişir. Kendimiz bile güzel olanı bilir, doğru olanı anlar ama yine de değişmeye direniriz. Ne tuhaf. Kızılırmak'ın aynı kitabında geçer: "Bir şey bulmuştum. Yaşamayı kolaylaştıracak, güzelleştirecek bir şeydi. Unuttum sonra. Yine kendim oldum, kaçınılmaz ve imkânsız kendim." Belki bir
Reklam
O kadar ki onsuz pek az şey tam olabilmiş; onun inceliği, kırılganlığı, gizemi kendi kültünü her şeyin içine eklemiştir. Görünen bir tek o olmamıştır elbet ama hep o aranmış, "İşte tamam," demenin en emniyetli yolu o olmuştur.
Bakış Acısı
Hanife Mert Hanım'ın 4 bölüm 400 sayfadan oluşan #BakışAcısı eserini #okudum. Bu eseri okumadan önce #DüşBatımı eserini okumanızı tavsiye ederim. Her ne kadar ayrı eserler olarak algılansa bile birbirinin devamı olduğunu belirtmek isterim. ️️️️️️️️️️️️️️️️ Eser zamanlar arasında geçişlerle 1984 yılları ve 2004 yılları arasında zaman
Bütün o oluşların içinde bir yeri, başkalarının onsuz yapamayacağı bir yerciği yok muydu. Kendisiz nasıl devam edecekti her şey. Acaba öldükten sonra da bunlar var olmaya devam edecek miydi. "İster misin" dedi, bütün her şey benimle birlikte var olsun ve ben yok olunca onlar da yok olsunlar. Her şeyin yalnızca benim için yaratılmış olması mümkün mü. Benim minik hayatımın dekoru bunlar. Erişemediğim uzaklıklar, varlıklarından habersiz olduklarım. Tümü. Hayır hayır öleceğim ve hepsi acımasızca ve ben hiç olmamışım gibi yaşamaya devam edecekler. O halde neydi önemli olan. Anlayamadığım ne. Niçin doğdum, ağaçları ve yapraklarını, kuşları, gölü ve köyleri, insanları bu kadar zaman niçin gördüm, niçin onlarla beraber oldum.
"Olgunlaşmaya bekleyen bir cevizin kabuğuna Bahar'la sarılarak girmek ve ölene kadar orada yaşamak istiyordum. Sonra gözlerimi açıyor ve kendi gerçeğimle yüzleşiyordum. Bahar yoktu, bir damla bile yoktu. Hayatıma onsuz devam etmek çok zordu. Bir sihirli değnek arıyordum. Bana dokunup Bahar'la ilgili her şey içimden, kalbimden, aklımdan söküp alacak bir değnek. Çünkü ben artık Bahar'ı sevmek istemiyordum. Sonra düşünüyordum, işte aradığın şey burada deyip o değneği elime verseler... Bütün hatıralarımı bir araya koyup bedenimi onlara siper edeceğimi biliyordum. Ben Bahar'ın kendi elleriyle yolduğu kirpiklerini bile çarşaftan toplayıp kumbarama atardım. Bir anlamı olduğundan değil kıyamayışımdan. İçimdeki resmi öyle güzel ki onu unutmaktan ödüm kopuyor. Hafızamın en aydınlık duvarına asıyorum onu. Boydan boya Bahar. Başımi ne yana çevirsem o var. Yalnızca o var. Ah Bahar..."
Sayfa 549 - Pukka Yayınları, OzanKitabı okudu
Reklam
Her şey Tanrıdadır ve ona bağlıdır, o derece ki, onsuz hiçbir şey var olamaz ve tasarlanamaz.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.