268 syf.
9/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Romalı Hawking
Lucretius, Denemeler'i (Montaigne) okurken not aldığım isimler arasındaydı. M.Ö. 95-55 yılları civarında doğduğu tahmin edilen Romalı Lucretius'un 6 kitaptan oluşmuş bu eseri Turgut Uyar ve Tomris Uyar tarafından dilimize kazandırılmış. Eserle ilgili en önemli konu zamanının çok ötesinde olmasıyken yine bir diğer konu günümüz için de zamanın çok gerisinde kalması. Ancak dünyaya bilim çerçevesinden bakan Romalı bir şairin 2000 yıl önce atomlar, atomların devinimleri, maddelerin oluşumu ve yapıları, evrenin oluşumu, evrenin oluşumunda tanrının rolü, doğa, insan bedeni ve ruhu gibi konularda dönemi için oldukça aydın görüşlerini incelemek adına güzel bir eser. Yanıldığı birçok konuya rağmen hakikate ulaştığı veya yaklaştığı birçok konunun olması da yine etkileyici. Son olarak Lucretius'un eseriyle ilgili kendi ifadeleri hoşuma gitti kitapta onu da yazmak istedim: Evet, amaçsız değil benim şiirim Hekimler, hintyağı verdiklerinde önce nasıl Şöyle bir sıvarlar çanağın ağzını duru balla. Acı yudumu yutar çocuk, kapılıp balın tadına. Kandırılmış olur, ama aldatılmış sayılmaz Yeniden kavuştuğuna göre sağlığına. Bizim öğreti de acı geliyor ilk kez tadana Ve çoğunluk tatmaya hiç yanaşmıyor. Onu şiirin büyülü sesiyle sunmam bundandır, Musalar'ın tadına doyulmaz balıyla sıvamam. İstiyorum ki dizelerim üstünde düşünürken Duyularına öyle bir sezgi gelsin ki, Evrenin yaradılışını çözebil, işleyişini kavra Ve anla harmanını kaldırdığın ekinin değerini.
Evrenin Yapısı
Evrenin YapısıLucretius Carus · Norgunk Yayıncılık · 2023147 okunma
293 syf.
7/10 puan verdi
Bu kitabı; diğer incelemede adını andığım ve sonradan tanıştığım Mehmet öğretmen tavsiye etmişti, okuyalı epey zaman oldu ama incelemesini yapmak bugüne nasipmiş. Kumru ile Kumru’da köyden kente göçte hem içsel hem de fiziken yaşanan değişimler baskın bir şekilde işlenmişti. Çağımız maddeye mânâ yükleme çağı. Eşyanın ruhu olduğuna inananlardanım, eşyayı zayi etmememiz gerek evet biliyorum. Fakat biz artık canımızdan çok eşyalarımızı sever durumdayız, bu kitapta da bu konu öylesine güzel anlatılıyor ki. Bir buzdolabı insanın hayatında neleri değiştirebilir onu okuyoruz. İnsan değişime ayak uydururken benliğini, kişiliğini, eşini, ailesini kaybedecek hale geliyor ne yazık ki. Kimliğimizi kaybetmeden yeniliğe açık olalım ama geleneğimizi, geldiğimiz yerleri de unutmayalım inşallah.
Kumru ile Kumru
Kumru ile KumruTahsin Yücel · Can Yayınları · 20181,512 okunma
Reklam
515 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
!Spoiler! Evettt Martin Eden Tirajik olaylar silsilesi demek istiyorum. Niye mi? Yoksulluğun açtığı yara bir şekilde sevgi nedenine bağlansa da yazıya olan düşkünlüğü doyuruyordu Martin'i . Evet bu bir gelir kaynağıydı başta ,sevgisinden kabul görme seçeneğiydi. Sonra ne oldu, daha fazla ne olabilirdi? Kitapta dediği gibi sosyolojik anket papağanları çevirdi çevresini. Belli bir rütbeye (bunu siz diyorsunuz) ait değilken görmezden gelişini ,belli bir başarıdan sonra etrafının sarılışını, kabul görmedigi zamanlarda yazdığı yazılarla bunu başarması trajik . Gerçekten trajik. Beni görmediniz, beni neden o zaman beslemediniz sorusunu defalarca sormaya iteledi bu başarı Martin'i . Mutlu muydu? Hayır. O zarflar eskisi gibi umutla mı açıldı? Hayır. İnsanın o çirkin yüzüyle karşılaşmak eksisi oldu durumun belkide. Başta saf ve güzel gelen sevginin Martin 'in deyişiyle idealleştirilmiş bir ruh , kendi yarattığı tanrısal bir yaratık, yazdığı aşk şiirlerinin parıltılı ve aydınlık ruhu olduğuydu. Farkına varma yada farkında olma durumunu yarıştırıyor bu durum o esnada. Oysa açken yazdığı yazılarda onu çok sevdiğini biliyordu tokken aynı yazılarda yoktu. Sonuç olarak kendini ölümün ellerine bırakıyor şu cümlelerle " Bu acı ölüm değil düşünceydi ,sersemleyen bilincinde dalgalanan düşünce. Ölüm acıtmıyordu. Acıtan yaşamdı.. Kitap sonunda arka fonda Müzeyyen Senar kimseye etmem şikayet çalıyordu kafamın içinde:)Güzel kitaptı. Ayrı bir yer açtım içimde Martin'e . Keyifli okumalarr..
Martin Eden
Martin EdenJack London · Atlantis Yayınları · 200693,2bin okunma
382 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Saatleri Ayarlama Enstitüsü Üzerine
Belki de Saatleri Ayarlama Enstitüsü üzerinde düşüncelerimi yazarken, romanda olduğu gibi zamanı merkeze almalıyım. Fakat ben metnin içinde bir hayalet gibi dolaşan şeyi, yani müziği (musiki) merkezde tutacağım. Ahmet Hamdi TANPINAR eserinin her sayfasına yerleştirdiği o ahenkli melodi ile Hayri İRDAL’ın sergüzeştini vurmalısıyla, yaylısıyla,
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Saatleri Ayarlama EnstitüsüAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 202342,3bin okunma
158 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İnsan Olmanın Ağır Yükü
Dostoyevski'nin tek bir derdi var: insanlar, onlara ait tüm duygular ve davranışlar. O, insanın yoktan yere alelade hissedebileceği tüm duyguları açıkça söylüyor ve karşısında senin, benim ne düşündüğüm umrunda değil. O yalnızca kimsenin cesaret edemeyeceği gerçeklerden bahsediyor. İnsanın hiçliğinden, cehaletin verdiği zevkten, kendini sahip
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 2020130,3bin okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Bir Destandır Çanakkale
Çanakkale deyince insanın  ilk önce omuzları kaparır sonra da o zaferin ne zor şartlarda kazanıldığını,  şu günümüzde 15 yaşlardaki çocuğu  koruyup kolladığımız,  o  yaşları , kendileri küçük  olsada vatan aşkı ile  çarpan, iman ile dolu olan kalpler savundu. İşte o küçük yaştaki çocuklar gelir hatrınıza o zaman bir yumru oturur boğazınıza.
Çanakkale'den Cennete
Çanakkale'den CenneteFatih Duman · Nesil Yayınları · 2020144 okunma
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.