Hatim el-Esam
Sordular:
- Namazında huşûu nasıl sağlarsın? Cevap verdi:
- Kalkar tekbir alırım. Bu sırada Kâbe’yi gözlerimin önüne getiririm. Sırat köprüsünü ayaklarımın altında, cenneti sağımda, cehennemi solumda, ölüm meleğini arkamda hayal ederim. Allah’ın Rasulü namazıma bakıp değerlendirdiğini ve bu namazımın benim son namazım olduğunu düşünürüm. Allah’ın yüceliğini düşünerek tekbir alırım. Kıraati, ruküu ve secdeyi düşüne düşüne ve kalpten saygı ile yaparım. Allah’ın rahmetini ümit ederken, bir taraftan da azabından korku içinde olurum. Bu halde selam veririm ama yine de namazımın kabul edilip edilmediğinden emin olamam.
Bir yere ait olmamanın çaresizliği ile gecelemek sinirlerimi geriyordu. Özgürdüm artık. Önümde, arkamda, sağımda, solumda da dediğim gibi gezebileceğim bahçeler, bağlar, tarlalar vardı.
"bu hayvanların bedenimden haz aldıklarını hissetmek korkunç."
Te c a v ü z
Boş sahnenin ortasında tek bir sandalye vardır. Kadın gelir, sandalyeye oturur.
Radyo çalıyor. Ama onu biraz sonra duyuyorum. Biraz sonra fark ediyorum birinin şarkı söylediğini. Evet, radyo. Hafif müzik: Aşk, tatlı aşk, yıldızlı gökyüzü. Bir diz, arkamda duran birisi, bir ayağını sırtıma diğerini yere dayamış duruyor sanki.
BİR BABANIN ŞİKÂYETLERİ
İnsanlar görüyorum., yangından kaçar gibi kaçıyorlar vazifeden. Önlerinde uçurum. Bir uçurum ki memleketimin insanları ile dolu., bir uçurum ki uçsuz bucaksız.. Uçurum değil, bir ejderin ağzı.
Belki biz de koşuyorduk uçuruma. Belki eteklerimiz bir dikene takıldı, belki biz de uçurumdayız. Ama bu uçurum da kat
"Hiçbir zaman on binlerce insanın önümde, arkamda, sağımda, solumda oturup beni ve şarkılarımı dinlemesini dilemedim, hiçbir zaman bunun hayalini kurmadım. Ama şimdi ilk defa bunun hayalini kuruyorum.. Ama on binlercesinin değil. Senin.. Sadece senin beni dinlediğini hayal ediyorum. Etrafımda kaç kişinin olduğu önemli değil. Tüm o kalabalığın ortasında benim gözlerim sadece seni arıyor. Tüm o gürültünün arasında beni dinlendiren tek şey senin sessizliğin.. On binlerce insan etrafımda oturmuş beni izliyor, ben ise seni.."