Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Biz aynı yerdeydik
O insanlara bakıyordu ben kuşlara O yere ben göğe Bisiklete bindi o , bense yürümeyi tercih ettim ağaçların arkasından güneşi bakmaya Yeşillerin arasında koşmaya O duruyordu oradaydı hala çay içiyordu Ben zamanı ve o anı yakalamak için koşuyordum deli gibi
“Nereye vardıysam, benden önce bir şair oradaydı.”
Sigmund Freud
Sigmund Freud
Reklam
Ben seni hiç unutamamıṣım... Sana aşık olduğum o yere gidince fark ettim ki gülüṣün,kokun,sesin,bakışların hala oradaydı ve ben de oradaydım Keşke hatıralarda buluṣmakla yetinmeseydik...
Şimdinin
Şimdi ben neden mi güler? Şimdi ben bir başka bana, Bir başka şimdiden baktığımdandır... Şimdi bu müzik neye çalmakta, Ne var ona böylesine dalmakta? Uçurumlarla dağlar birbirinden çıkmadır. Selam verdim, görmedin, ne zaman, şimdi. O şimdi benimdi, bu senin şimdi. Şimdilerin kimi güldürür, kimi ağlatır. Renklerin, seslerin, sözlerin anlamı,
Kadim kelimesi çok eski zamandan beri var olmayı ifade eder. Bu eskilliğin nereye kadar uzandığı noktasında net bir izahat yok. Bugün yolumuz belki de hikayemiz bir ağaçla kesişti. Bu ağacın ne zamandan orada olduğunu bilen yok. Kime sorsak kendimi bildim bileli oradaydı der. Bir zaman çaput bağlarlarmış dallarına. Zamanla bundan vazgeçilmiş. Bir efsanesi daha var bu ağacın; ondan bir dal bile götürmenin kötülük getireceği inancı mevcut.Gün geçtikçe bu efsanelere altında gömü olduğu iddiası karışmış. Defineciler dadanmış. Altını oyup göz göz etmişler. Her kazma darbesi bedeni kadar ruhunu da örselemiş, kanatmış. Can çekişmenin izleri var üstünde. Kim bilir nelere şahitlik etmişti.? Hangi hikayeleri saklıyordu yüreğinde.? Hangi sırlar ona emanet edilmişti.?Her ölüm insanı eksiltir derler. O artık ölü bir ağaç. Ve insanoğlunun insanlığı biraz daha eksik biraz daha kayıp…
Her dönüm noktasında yeniden parlayan bir şey bu...
Hayat,hep arayış çokça kayboluş bazen de bulduklarımızla dışı tenha içi kargaşa dolu yüreklerin nefesi ise... Bana bu nefesi ilk hissettiren bir mescid...rayihasi ancak gönlünü açtığında üzerine sinecek adı Gül..kendi Gülden öte bı mescit..orda başladı kendimi ilk seyretme heveslerim,benliğimi inşa etmekse dedikleri attığım ilk temel oradaydı.O zamanlar bı isim verdiğim şimdi telaffuz edecek olsam çocukça gelecek fakat o çocuk gönle göre gayet güzel bir defter bir de ben..sonra adım adım bir kaç kitap..
Ene 'Sus Ey Nefsim'
Ene 'Sus Ey Nefsim'
bir kitap insana neler katar saymaya kalksak kelime yetişmez ama bu kitap için tek bir cümle kuracak olsam "gönlüme bir dua düşürdü" derim.O mescidde ortamın karanlığını aydınlatacak bir dua aniden dilime düşmüştü bu kitabı okuduğum demlerde,sonra duanın ortasında evet işte bu Allah'ım buna ihtiyacım var,bunu istiyorum diye heyecanla dilimden çıkana hayret etmiştim... Sonra bir duanın kabulü bu kitap....
Muhabbetteki Sır
Muhabbetteki Sır
Sonra aradan geçen zamanla bir yeni lütuf bu kitap...
Adab
Adab
Yeniden başlamak kaybettiğim heyecanı kazanmak için 4-5 sene öncesine gidip o kitapları tekrar okumaya niyet ettim. Kendimi kaybettiğim yerde değil bulduğum yerde aramak için Okuduğum hiç bir kitaba bu kadar ciddiyetle dönmemiştim.Daha önce hiç okumamışım gibi dönüyorum varsa küçük de olsa bildiğim sıyrılıp. bir boyun eğiş..bir dervişane diz çöküşle yeniden başlıyorum...
Kâmile

Kâmile

@GulveKul
·
06 Nisan 13:11
"İnsana, aradığı şeye bakarak değer biçilir"
Hayatımın en güzel dönüm noktasında karşıma çıkmış,arayışlarımla pusula olmuş, kitaptan öte göz nurum... Satırları değerlendirirken telaffuz edilecek her kelimenin kifayetsiz kalacağını düşünecek kadar çok sevdiğim, uzunca bir vakit yanımdan ayırmadığım başucu kitabım... Arayış içinde olan satırdan sadıra giden gönül yolunu çiceklendirmek isteyen herkese acizane tavsiyemdir
Reklam
O kalbimin derinliklerinde demir atmış bekliyordu... Oradaydı. Oydu...
🤍Maple Hills öğrencileri akademik yılın bitişini kutlamak için bir parti veriyordu. Arkadaşını kırmamak için ona eşlik eden Aurora Roberts, bu partide yolunun Russ Callaghan’la kesişeceğinden habersizdi. İçkinin eşlik ettiği bir kutu oyunu, onları tutkulu bir tek gecelik ilişkiye su¨ru¨klese de bir erkekten hiçbir şey beklememesi gerektiğini bilen Aurora, Russ’ın ona tam adını sormasına bile fırsat vermeden çekip gitmişti. Ancak kader onları uzun su¨re ayrı tutmayacaktı. İkisinin de kaotik aile ilişkilerinden kaçmak için bir sığınak olarak gördu¨kleri yaz kampının ilk gu¨nu¨nde yolları bir kez daha kesişecekti. Russ, Maple Hills’ten yeterince uzaklaşırsa, babasının kumar bağımlılığının sonuçlarıyla uğraşmaktan kurtulabileceğini umarken Aurora da etrafındaki insanlardan birazcık ilgi görebilmek için çırpınıp durmaktan sıkıldığı ve kendini gerçekten evinde hissettiği son yere geri dönmek istediği için oradaydı. Ancak kampın katı kuralları vardı. “Çalışanlar arasında ilişki yasak” gibi. Russ, bu kuralı çiğnerse yaz bitmeden Maple Hills’e ve arkasına bile bakmadan kaçtığı her şeyin içine dönmek zorunda kalacağını biliyordu. Ne var ki Aurora hiçbir zaman kuralları takan biri olmamıştı. Peki ateşle barut yan yana durabilecek miydi, yoksa birlikte geçirdikleri o gece önu¨ne geçilmesi imkânsız bir ateşin fitilini çoktan tutuşturmuş muydu?
“Nereye vardıysam, benden önce bir şair oradaydı.”
Sigmund Freud
Sigmund Freud
Kûfe'de bir cenâze vardı. Dâvûd-i Tâî hazretleri de oradaydı. Kabristana mevtâyı defnettikten sonra, oradaki insanlar Dâvûd-i Tâî'nin etrâfına toplandılar. "Bize biraz nasîhat eder misiniz?" dediler. O da "Kim ki, Allahü teâlânın vâd ettiğinden korkarsa arzularına çabuk kavuşur. Kimin arzuları çoksa, ona bütün azaplar yakındır. Ey kardeşlerim, en büyük sermâye, Allahü teâlânın râzı olduğu bir iş ile meşgûl olmaktır. Kabirdekiler, kıyâmet kopunca kabir azâbı kalkacağı için, kıyâmetin çabuk gelmesini beklerler. Dünyâdakiler ise; kabirdekilerin pişmanlıklarını bilmedikleri için hep günah işlerler. Halbuki onlar da ölünce, dünyâda iken neden çok ibâdet yapmadık, diyerek pişman olacaklar." dedi.
Reklam
Gelecekte Kocaların Hali - Sema Maraşlı
Bir yıldan uzun zamandır her havalimanına gittiğimde büyük boy panoda karşıma çıkan bu afiş üzerine kaç kez yazı yazmaya niyet ettim fakat bir türlü kısmet olmadı. Afiş üzerine kısaca düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Zühre Giyim’in kıyafet tanıtımı olan bu afiş, sadece bir kıyafet tanıtmıyor pek çok mesajı bir arada veriyor, gördüğüm kadarıyla. Kadının tesettürü açısından incelemiyorum benim daha başka şeyler dikkatimi çekti. Afişteki genç kadına bakalım; nasıl da kendine güvenli, nasıl da havalı. Bir artist edasında etrafa gülücük saçıyor. Bir de yanındaki kocasına bakalım. Erkeğin parmağında yüzük olmasa zaten ben kocası olduğunu düşünmem, zira abla kardeş gibi duruyorlar. Koca olarak incelediğimizde erkeğin pantolonu, kıyafeti fazla kadınsı, kendi de pek erkeksi değil. Biraz geyimsi. Yüz ifadesine baktığımızda ise korkmuş, mutsuz, sinmiş bir hali var. Karısının baktığı tarafa dönüp bakmıyor. Şimdi bu kadın niye mutlu? Hiçbir kadın yanında bu kadar sümsük bir koca varken mutlu olamaz. Havalimanında belki bir yılı aşkın durun bu afiş ona gözü takılan yüzbinlerce kişiye ne mesaj vermek için oradaydı? Bu afiş dindar genç kadınlara ve erkeklere hangi mesajları veriyor? Biraz kritik-analitik yapalım.
Normal şartlar altında, insan aklının ve kalbinin , aynı şeyleri aynı anda isteyemediğini düşünürdüm. Ama olmuyordu bu defa . Kalbim neredeyse aklım da oradaydı. Halis Karabenli
1.026 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.