dinleyeni kalmayan her hikaye bitmiş midir
son cümlesinde ölür mü kitaplar
baştan söylenmek istenmez mi şarkılar
orkestra sustuğunda
cennete mi cehenneme mi gider notalar
kuşlar ölünce gökyüzüne mi gömülür
kendini taşlayamayan insan , şeytanı mı taşlar
sevginin ve hislerin açık arttırması olur mu
hep en az verende mi kalır kalbin
biz yola koyulsak
yetişir mi peşimizden güzel günler
biz rüzgar ekmedik , bu Fırtınalar ithal
sence
saklanırsak mı geçer
yoksa sarılırsak mı ..
İnsan insan dedikleri
İnsan nedir şimdi bildim
Can, can deyü söylerlerdi
Ben can nedir şimdi bildim*
Bir sanat eserini değerli kılan en önemli unsur nedir? Kitap, resim, film, tiyatro… Elbette farklı açılardan birçok kritere vurgu yapılabilir. Ama benim aradığım en önemli özelliğin insanı güzel, çirkin, iyi, kötü olmasına bakmadan doğal haliyle
Üstad diriliş neslinin amentüsünü tanımlarken kullandığı bir cümlede, "Bir orman sesidir neslimin amentüsü. Bir orkestra zenginliği ile yüklü, anlamca ve eylence" diyerek, bu amentünün bir iş, bir eser, tarih örme, hakikati söyleme kavgası ve en soyuttan en somut olana bir uzantı olduğunu da belirtmiş oluyor. Bu amentü, "İyiliği
~Huzursuzluğun kitabı ile
İlk defa Twitter'de tanıştım. Şu alıntıydı beni cezbeden " Ruhum gizli bir orkestra; bilemediğim çalgılar çalınıyor, kemanlar ve arpler, kudümler ve davullar içimde yankılanıyor. Kendime ancak bir senfoni diyebilirim. " Adeta bu satırlar beni kendine çekmişti. Ve çoğu yerde kendimi buldum
SADECE 2 SAYFADA ALBERT CAMUS.
Öncelikle ilk eseri olduğunu ve 1935-1936 yılarında yani 22 yaşında iken,kendisinin de kabul ettiği gibi acemi olduğu zamanlarda kaleme aldığını belirtmiş.(Tabi ki acemi değil)
Kitabın baskısına 1958 de yani 23 yıl sonra önsöze şunu ekler: " Ama yaşamın kendisi hakkında, Tersi ve Yüzü'de acemice söylenenden
"Biliyor musun Lee, hayatımı bir çeşit müzik gibi görüyorum; her zaman iyi bir müzik değil ama yine de bir formu ve ezgisi var. Uzun zamandır hayatım orkestra olmaktan uzak."