Karlos Çorbacı’nın anlattıkları:
“...bu özellikteki topraklarda batıda olduğu gibi özel mülkiyet yerleşip gelişemez. Zenginlikler sayılı ellerde toplanamaz. Sizde batı anlamında “feodalitenin” bulunmaması bundandır. Çünkü ne kadar güçlü olursa olsun, hiçbir feodal, böyle topraklarda serflerini doyurup kendisini zengin edecek tarımı, yalnız kendi
Yaşa Mustafa Kemal Paşa, Adın Yazıldı Mücevher Taşa!
Falih Rıfkı Atay etkinliği kapsamında yapacağım ikinci incelemem olacak. Etkinlik için Link: ->> #27899814
Babanız Atatürk kitabı ile Atatürk’ü yeniden okumaya var mısınız? Kronolojik biyografi incelemesi yapacağım, biraz uzun olacak ama unuttuğumuz bazı bilgileri hatırlamamıza yardımcı olacak.
Enver Paşa’nın hayatındaki hata, üstün görünenin içindeki zaafı görüp tenkitçi gözle arayıp bulamamasıdır. O zamanki Osmanlı-Türk ordusunun genç komuta grubu içinde Kazım (Karabekir), Esad Paşa, Fevzi Paşa, Ali Fuad ve tabii Mustafa Kemal Bey gibi değerli kurmaylardaki bu tutum Enver’le onların arasında 1914’ten itibaren bir açıklık
23 Temmuz 1908'de ihtilal koptu. Padişah ve saray teslim olmuştur. Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin belirli tek hedefi olan 1876 Mithat Paşa kanunu esasisi iade edilmiştir. Hürriyet ilan olunmuştur. Manastır'da hürriyet topları atılır. Camilerde ezanlar okunur. Kiliselerde çanlar çalınır. Yer yerinden oynamıştır. ... Dünya bu kadar renkli bir coşkunluğu kaç defa görmüştür bilmiyorum. Ama gerçek şudur ki bu coşkunluk 33 yıldır uyuyan, uyuşturulan, zincire vurulmuş bir zinde kuvvetin birden şahlanışıdır.
Bu Hayatta bir Anam var, bir diğeri Zübeyde Hanımdır!
Bu Hayatta bir Babam var, bir diğeri Ali Rıza Efendi’dir!
Bu Hayatta bir tek ATATÜRK’üm var!
O da; Başkomutan!
Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu,
Anafartalar Kumandanı! Gazi! Mareşal! Başbuğ!
Mustafa Kemal ATATÜRK’tür….!!!
1908’de ki Mustafa Kemal düşmanları kim ise; 1915’te ki de onlardır.