Osmanlı Türkçesi'nin zorluğu sadece kağıda geçirilirken kullanılan yazıyla sınırlı değildi. Dilin kendisi, sadece Farsça ve Arapça'dan geçen kelimelerle değil, aynı zamanda ifadeler ve hatta dilbilgisi kurallarıyla da ağır ve yapay bir hale gelmişti.