Sabahattin Ali
Sabahattin Ali (25 Şubat 1907; Eğridere, Edirne Vilâyeti - 2 Nisan 1948, Kırklareli), Türk yazar ve şair. Edebî kişiliğini toplumcu gerçekçi bir düzleme oturtarak yaşamındaki deneyimlerini okuyucusuna yansıttı ve kendisinden sonraki Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatını etkileyen bir figür hâline geldi. Daha çok öykü türünde eserler verse de
Sırça Köşk İçerisinde toplamda 13 öykü ve 4 masal bulunmaktadır. Romanlarıyla ön plana çıkan Sabahattin Ali, bu kitabında öykü yazarlığını da sade ve akıcı dille ön plana çıkarmıştır. Tabi bu kitabı romanları kadar sürükleyici bulmadım örneğin romanlarında her sayfayı okudukça ilerisini merak ederken bunda bu öykü bitse de diğerine geçsem modundaydım. Kitapta anlatılan hikayelerin çoğu Anadolu topraklarında yaşanması mümkün olaylardır. Çünkü bu topraklarda ne kadar iyi insan yaşadıysa bir o kadar da kötü insan yaşamıştır. Para hırsı, cahillik, liyakatsizlik, acımasızlık vs. …Sabahattin Ali tüm bunları dile getiriyor ve okuyucuyu düşüncelere daldırıyor.
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202056,5bin okunma
Sabahattin Ali'nin Sırça Köşk eseri toplamda 13 öykü ve 4 masaldan oluşmaktadır.
Romanlarıyla ön plana çıkan yazarın bir o kadar da mükemmel bir öykücü olduğunu kanıtladığı bir yapıttır aynı zamanda.
Kitapta anlatılan hikayelerin çoğu Anadolu topraklarında yaşanması mümkün olan olaylar çünkü bu topraklarda ne kadar iyi insanlar yaşadıysa bir o kadar da kötü insanlar yaşadı. Para hırsı, liyakatsızlık, acımasızlık; bilgisiz olanın, hazır yiyicilerin başa geçmesi, cahillik... Sabahattin Ali kısa kısa hikayelerde bu sorunların hepsine değiniyor ve okuyucuyu bir düşünce hüzmesi içinde bırakıyor.
Sabahattin Ali'nin ne kadar büyük bir yazar olduğunu bu kitabında bir kez daha gördüm ve bizim için ne büyük bir değer olduğunu anladım.
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202056,5bin okunma
Sabahattin Ali’nin en beğendiğim eseri “Kürk Mantolu Madonna”. Belki de bir çoğumuz Sabahattin Ali’yi öykü ve romanlarıyla biliyoruz. Fakat Sabahattin Ali edebiyata şiirle başlamış. Hatta bazı şiirleri bestelenerek hepimizin bildiği şarkılara dönüşmüş. Belki de en bilinenleri Edip Akbayram’la özdeşleşmiş “Aldırma Gönül” ve Zülfü Livaneli’yle özdeşleşmiş “Leylim Ley” . Sabahattin Ali’nin özellikle Sinop Hapishanesi’nde yazdığı şiirlerinde bunlar. Ve genç yaşta öl(dürül)müştür.
Bütün ŞiirleriSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 201921bin okunma
Biz Sabahattin Ali’yi daha çok öykü ve romanlarıyla tanırız. Ama o edebiyata şiirleriyle giriş yapmıştır. Yazdığı bir şiirle de kendini parmaklıklar ardında bulur. Atatürk’ün adının geçmemesiyle birlikte “Memleketten Haber” şiiriyle Cumhurbaşkanı’na ima yoluyla hakaretten bir yıla hüküm giyer. Cumhuriyet’in onuncu yılı dolayısıyla çıkarılan afla
Sabahattin ali'nin 1947 yılında, ölmeden bir yıl önce yayımlanan gerçekleri insanın yüzüne tokat gibi çarpan son kitabı .Yayımlandığı dönemde, devlete bir başkaldırı olarak görüldüğü için, mevcut hükümet tarafından yasaklanmış. Romanlarıyla ön plana çıkan yazarın bir o kadar da mükemmel bir öykücü olduğunu kanıtladığı bir yapıttır aynı
Sabahattin Ali, edebiyata şiirle girmiştir, henüz 17 yaşındayken şiirlerini, dergilerde ve okul gazetelerinde yayınlamaya başlamıştır. İlk hapis cezasını yine bir şiir yüzünden yemiştir. Bundan sonra şiirden uzaklaşıp, öykü, roman yönünde ilerler ve 1935'ten sonra şiir yayınlamaz.
Bütün şiirlerini hece ölçüsüyle, uyak ve dörtlüklerlerle
Yazar romanlarıyla olduğu kadar, öyküleriyle de okurunu etkilemeyi biliyor. Sabahattin Ali'nin romanlarını okuduktan sonra öykülerini de okumak istemiştim; Değirmen, Sırça Köşk ve şimdi de Kağnı yazardan okuduğum öykü kitapları oldu. Biraz Kağnı'dan bahsetmek gerekirse:
30-40 sayfalık bir öykü ile 5-10 sayfalık birçok öyküden oluşan bir derleme Kağnı. Dönemin hayat koşulları, Anadolu insanının sıkıntılarını konu alıyor öyküleri. Gereksiz kelime oyunlarıyla, abartılı betimlemelerle okuru yormuyor yazar ama dili basit de değil. Romanlarından alışık olduğumuz üslubunu bu öykülerinde de görüyoruz diyebilirim. Öykülerin neredeyse hepsini sevdim. Kitabı okumak için yazarın yazım tarzı ve üslubu yeterliyken, anlatmak istediği hassas konularla ve anlamlı temalarla herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği öykülere imza atmış. Herkese önerebilirim Kağnı'yı. Öykü severlerin okuduğuna pişman olmayacağı kitaplardan.
KağnıSabahattin Ali · İş Bankası Kültür Yayınları · 20204,097 okunma
Şiir konusunda üst düzey bir bilgisizliğim vardır. Şiire karşı bir ilgim olmadığı gibi yeteneğim de yoktur. Hatta bir şiir kitabı nasıl okunur, onu da bilmem. Ama madem bir kere Sbahattin Ali külliyatını devirmeye hedefe koyduk, bunu da okumak boynumuzun borcudur.
Sabahattin Ali daha çok öykü ve romanlarıyla bilinen bir edebiyatçı fakat ilginçtir ki, edebiyata şiirle girmiş. Balıkesir Öğretmen Okulunda öğrenci ike, daha 17 yaşında ilk şiiri yayımlanıyor. 1935 yılından sonra şiir dünyasından tamamen çekiliyor. (O romanları ben yazsam, ben de şiirin yüzüne bakmam tabi)
Şiirlerinde işlediği temel konular aşk, yalnızlık, umutsuzluk, karamsarlık. Şiirlerinde de öykülerinde olduğu oradan oraya savrulan bir kişilik sergiliyor. Bazen “Aldırma gönül aldırma” diyerek kendi kendini teselli ediyor, bazen de “Geçmiyor günler geçmiyor” diyerek veryansın ediyor.
Kendisi bile yazdığı şiirleri çok beğenmiyor, bunları yazmanın hayatının en büyük hatası addediyor ama öyle şiirleri var ki, şarkıya dönüşüp dillere pelesenk oluyor:
Leylim Ley (Zülfü Livaneli)
Göklerde Kartal Gibiydim (Volkan Konak)
Çocuklar Gibi (Sezen Aksu)
Dağlar (Sezen Aksu)
Ben Sana Vurgunum (Nükhet Duru)
Aldırma Gönül (Edip Akbayram)
Geçmiyor Günler (Ahmet Kaya)
Kara Yazı (Ahmet Kaya)
Bütün ŞiirleriSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 201921bin okunma