224 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Gogol’un Petersburg öykülerinden olan Bir Delinin Anı Defteri, hem aşk hem kariyer bağlamında yaşadıklarını kaldıramayan Poprişçin’in hikayesi. Gogol bu öyküde derin kara mizah ve sürrealist bir anlatım benimseyerek dönemin Rusya’sını siyasi ve sosyal açıdan eleştiriyor. Öyle ki bu hiciv ve mizah okurda buruk bir gülümseme bırakıyor diyebiliriz. 19.yüzyıl Rusya’sında yazılan bu kitap sizi 21.yüzyılda da süregelen sosyal tabakalaşmayı düşünmeye itiyor. Bir Delinin Anı Defteri, 9.dereceden bir memur olup aynı zamanda iş dışında ayak işlerini de yaptığı Genel Müdürün kızına aşık olan Poprişçin, acılarını ve öfkesini günbegün defterine aktarıyor. Erdal Beşikçioğlu’nun canlandırdığı aynı isimli tiyatro uyarlamasının konusunda şu şekilde ifade ediliyor: “Bir delinin değil, adım adım deliliğe giden, yaşadığı gerçeklerle baş edemeyen bir adamın hatıra defteri…”
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve FaytonNikolay Gogol · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201956bin okunma
192 syf.
8/10 puan verdi
Merhaba, Bugün sizlerle Oscar Wilde'ın çok sevilen kitabı Lord Arthur savile'in suçu'na ufak bir bakış atacağız. Kitabı öncelikle Bordo Siyah yayınlarının harika tasarımıyla temin ettim. Tasarım ve kapak gerçekten çok güzel ve işlevsel. Şöyle ki; bir avucun içine hemen hemen sığan tasarım özellikle yolculuklarda çok rahat oluyor. Metro, otobüs
Lord Arthur Savile'in Suçu - Lord Arthur Savile's Crime
Lord Arthur Savile'in Suçu - Lord Arthur Savile's CrimeOscar Wilde · Bordo Siyah Yayınları · 2013846 okunma
Reklam
202 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
En az bir Tutunamayanlar kadar ilgi görmesini beklediğim kitap. Her öykü başlı başına bir roman olurmuş dedim. Kitabın kendi ismini taşıyan öyküde bunalırsınız belki ama bu karakteri hayatınızın geri kalanında unutamazsınız, hele ki garip evhamlara düştüğünüzde gizli mezhepler aklınıza gelir . Kitabın en sevdiğim öyküsü, Ne Evet Ne Hayır. Beklenmedik bir şekilde mizahi bir öykü, belki de mizah amaçlanmamıştır ama ne zaman canım sıkılsa bir iki satır okur gülerim açıkça mertçe Türkçe :)
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226,7bin okunma
226 syf.
·
Puan vermedi
Töreler, namus cinayetleri, liberal ayna, sigara içen kral.. Diğer tüm hikaye kitaplarını unutun. Çok farklı, eleştirisel, kara mizah bir kitap “Kral ve Yamuk Prenses”. Kitaba ismini veren öyküde ise kendinden başka namuslusu olmadığını, olamayacağını savunan kralın, kızı yamuk prensesi, teşekkür amaçlı da olsa birini öptü diye öldürmesi, namus cinayeti işlemesi mizahi bir dille anlatılmış. Bunun dışındaki öykülerde de hem eleştirisel hem de düşündüren öğeler mevcut. Örneğin ilk hikayede mahşerde Türklerin sorgularını yapan meleklerle muhabbetlerinde, Türk insanının hayatının ne kadar pamuk ipliğine bağlı olduğunun farkına vardırılmak istenmiş. Koreli Osman ise başlı başına bir karamizahtı. İçinde bulunan on üç öykünün de her biri güldüren, düşündüren trajikomik öyküler. Bazı birkaç öykü bağlantılı şekilde, bazense deneme türünde yazılmış. En çok ilgimi çekense, ilk hikaye “Hoşgörüsüzlük” ve “Kral ve Yamuk Prenses” öyküleri oldu. Farklı ve ilginç hikayeler arayanlara bir alternatif olabilir. #KralveYamukPrenses ^ ^ #alıntı Gün, sabahleyin parka girdiğinde, rüzgâr sert bir şekilde arkasından hızla eserek, onu sonbaharın içlerine doğru sürüklemeye çalışmıştı. Fakat bugün, günün canı sonbahar kokmak istemiyordu. ^ ^ @herdemkitapyayin #bloghemsire #bookstagram #deneme #öykü
Kral ve Yamuk Prenses
Kral ve Yamuk PrensesHaşim Akdenizli · Herdem Kitap · 20224 okunma
102 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Felsefe mizah derinlik eleştiri
Daha çok roman okuyan biri olarak bu kitabı da çok beğendim.Öyküyle aramda yakınlık hissetmeye başlamıştım.Kitaptaki öykülerden beni en çok etkileyen En Büyük Babalar oldu.Kadınların perdelerin arkasından çıkması gerekiyor.Doğuştan Oyuncuyuz öyküsü de çok ilgimi çekti.Mehmet,Bora,Ayça,Fahri amca hepsi çok güzel anlatıyordu.Mehmetin durumu sorup durduğu ölmeli mi,yaşamalı mı sorusu çok tanıdık geldi.Gogolun Burnu öyküsü kara mizahtı.Şehrin hali,caddeler geçmiş ve gelecek karşılaştırması ama umutsuzca değil.An içinde yapılmış anlar da en çarpıcı anlardı.Sürekli tekrar eden 'bok' kelimesi de şehrin tiksindiriciliğini çok iyi vermiş.Fantazya öyküsünde nesilden nesile aktarılan bir merdivenden bahsediliyor felsefi yönü güçlü.farklılıkların nasıl öldürüldüğü anlatılıyor.Öyküde günümüzün aşk sevgi eleştirisi de var. Dolu dolu geçti zamanım.Kitaba vakit ayrıdığıma çok memnunum.Bazı öyküleri tekrar okuyacağım derinlik çok fazla. 
Geceyi Geçerken
Geceyi Geçerken
Geceyi Geçerken
Geceyi Geçerkenİlknur Güneylioğlu · Etki Yayınları · 202016 okunma
132 syf.
·
Puan vermedi
“Ödlekler cesurdur” diyerek yaşama tutkuyla bağlı olmanın özrünü dileyen William Saroyan, hayata tam bir yazar gibi başlamış, yazar gibi yaşamış ve yazar gibi bitirmiş bir yazardır. Üç yaşındayken verildiği yetimhanede, annesine ve ailesine yeniden kavuşacağı güne kadar geçirmiş olduğu beş yıl, yaşama hiçbir kutsiyet atfetmeden bağlanmasının ve
Ödlekler Cesurdur
Ödlekler CesurdurWilliam Saroyan · Aras Yayıncılık · 2018278 okunma
Reklam
143 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.