Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bazen öyle dolarsınız ki ruhunuzda, yalnızlık dostunuz kitaplarla bile dertleşmek gelmez içinizden. Yalnız Bir Yolcu
Ahzab-23
"Mü’minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir."
Reklam
Hayatta öyle tuhaf yanlışlar vardır ki gözünün önünde cereyan ederken bile karışamaz, durduramazsın
Sayfa 363
Hiç çiçek istemedim, tek istediğim Yatmak, avuçlarım açık ve içim hepten kof. Ah öyle özgür, öyle özgür oluyor ki insan, bilemezsiniz ­ Huzurum öyle büyük ki afallarsınız, Bir şey de istemez hani, bir isim kartı, bir iki de süs eşyası. Ölülerin, önünde sonunda vardıkları yer bu
"Ben öyle bilirim ki yaşamak, berrak bir gökte çocuklar aşkına savaşmaktır." #i̇smetözel
“Hissiyat,çok önemli olgudur. Neyi,nasıl hissettiğimiz; Bizi biz yapan faktörler. Bu yüzdendir ki bizi biz yapan,başa gelen olumsuz,kederci,isyancı eylemlerden de kaçmamak gerek. Şöyle bir cümle okumuştum ve çok hoşuma gitmişti. “Duygular canımızı yakmak için değilde,bize bir şeyler öğretmek için gelirler ve öğrettiğini öğretince çekip giderler.” Ne kadar manasının yapıcı olduğunun farkında mısınız? Ne bir acıyı yaşamaktan korkmalı,hissettiğimiz mutluluğu paylaşmaktan da keyif almalı. Paylaşılan,paylaştıkça çoğalan şeyler değer görür diye düşünüyorum şahsen… Yazdığınız,okuduğunuz,anladığınız bir olayda “Vay be,”dediğiniz,nerede yorulmuşsunuz,nerede kırılıp,darılmışsınız,neyi kabul edebilirmişsiniz,neyi edemezmişsiniz,neye ağlar da ne size keyif verirmiş bunların öğreticisi akıldan çok duygulardır. Duygulardan ders almaya ihtiyacı olan biz beşeriler,her dersin detayını iyi dinlemesinin,analizi sentezden iyi elemesinin,anlamanın da yıkıcı değil yapıcı olduğunu anlamak gerektiği kanısındayım. Düşünce öyle bir şey işte. Delirttiği anlarda var,akılı başa getirdiği anlarda… Yine öğreniciyiz… Sonra da öğreticiyiz…😉 Hayat bunlar kadar biraz…” SELİN
Reklam
Kendinden şefkati öyle esirgemişsin ki yapılması gerekeni lütuf sanıyorsun. Haksızlık yapmamak için çırpınmış ancak en büyük haksızlığı kendine yapmışsın.
...simülasyon ve içindeki düzlemlerde sanıldığı yahut da rejisörlerin, senaristlerin, yazarların hatta felsefecilerin insanları yanılttığı şekilde sayısal bir çözümleme yapmak mümkün değildir. İlahi irade bir makinaya bağlı olmadığı için işlemci gücü veya evreni modelleyecek sistemin ihtiyaç duyacağı enerjiye de gerek duymaz. Çünkü mevcut aşırı kompleks yapı kendi kendini idare edebilir. Bunu sağlayan şey de tam olarak tindir. Onun sayesinde bir veri çöplüğüne ihtiyaç duymaz evren zira ol deyince olmanın temelinde muhteşem dairenin üflediği ruh vardır. Bu öyle yüksek çözünürlüklü bant aralığına sahip bir veri dizilimidir ki aynı anda aşağı ve yukarı, içe ve dışa, sağa ve sola katlanarak büyüyen ve küçülen frekans aralığında ve dahi bunun eksiye ve artıya doğru sonsuza uzanan harmonik salınımlarında bile kendine yer bulan boyutların çetelesini zaman fark etmeksizin tutabilir. Bunun sayısal ve sanal çözümlemesini yapabilecek bir enerji kaynağı için milyonlarca güneş gerekebilir. Daha net olmak gerekirse bu söylediklerimiz şu demektir; dünyadaki tek bir kum tanesinin varoluş hikayesini, konumunu, gelmişini geçmişini ve sınırsız ihtimaller dahilinde içine girebileceği varsayım datasını dijital olarak saklamak olası değildir. Fakat ruhu çözümleyebilecek bir dekoder kullandığınızda o kum tanesine dair tüm bilgiye ulaşmak mümkün olduğu gibi bunu geçmişe yahut geleceğe alıp yeniden oynatmak bile olabilirlik dahilindedir. Hem de bunu yorumlayacak bir dekoderiniz varsa o kum tanesiyle birlikte tüm dünyanın bilgisine de erişmek mümkündür.
Toplumumuz kadınlara öyle bir suçluluk aşılıyor ki, başkalarına duygusal hizmet veren bir istasyon görevi yapamadığımız için kendimizi suçlar hale geliyoruz.
"Öyle yeni, öyle kocaman ve öyle harikulade, cennet gibi bir mavilikti ki..."
Reklam
Öyle büyümüş ki içimizdeki yalnızlık Sevilmeyi beklerken, beklemeyi sevmişiz Bir umutsuzluk mezarının altına Gömülmüş tabutun içindeyiz..
Fatih Sultan Mehmet Han dizisi öyle bir işliyor ki anlatamam. Efsane bir dizi hakkını veriyorlar.
Kapatın mabedinizi. O mabed ki, içinde yalnız sevgiliyi saklar. Öyle bir şey ki, sevgilinin kirpiğine bakar. Nasıl derttir ki, arâm olup cilvesine şaşar.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.