Fakat öyle yalnızız ki birlikte Zarar bile veremiyoruz birbirimize… Kötülük bile yapamıyoruz birbirimize, İyiliğimizden değil; yalnızlığımızdan…
Sayfa 80
Tüfeğini deppoya koydular, Esvabını başkasına verdiler. Artık ne torbasında ekmek kırıntısı, Ne matrasında dudaklarının izi; Öyle bir rûzigâr ki, Kendi gitti, İsmi bile kalmadı yadigâr. Yalnız şu beyit kaldı, Kahve ocağında, el yazısiyle: "Ölüm Allahın emri, Ayrılık olmasaydı."
Reklam
Hikaye /Aşk
Bak sana bir hikâye anlatayım, belki daha kolay anlarsın. Bir gün bir erkek kırlangıç Süleyman Peygamber'in tapınağının üstünde sevdiği dişi kırlangıca aşkını ilan etmiş. Raslantı bu ya, Süleyman Peygamber de o sırada tapınaktaymış. Kırlangıcın sesini işitmiş, kulak kesilmiş. Erkek kırlangıç dişisine şöyle diyormuş: 'Senin aşkın beni öylesine sardı ki, eğer şu kubbeyi Süleyman'ın üzerine yık desen, hiç tereddütsüz yıkardım.' Bu sözleri duyan Süleyman Aleyhisselam öfkelenmiş, kırlangıcı derhal yanına çağırmış. Ona demiş ki: 'Açıkla bakalım, az önce senden duyduğum o sözler neydi?' Kuş cesurca yanıtlamış soruyu: 'Ey Süleyman! Beni cezalandırmak için acele etme. Çünkü âşıklar öyle bir dille konuşur ki, o dili ancak deliler anlar. Doğru, senin işittiğin sözlerin hepsini ben söyledim. Doğru bu tapınağı Süleyman Peygamber'in başına yıkarım dedim. Ama ben o kuşa âşığım. Ve âşıkların yolu, kanunu, ahlakı yoktur. Onların tek yolu vardır: Aşk. Onların tek yasası vardır: Aşk. Onların tek ahlakı vardır: Aşk. Onlar sadece aşkın diliyle konuşurlar, ilim ve aklın dili, aşkın bu renkli dilinin yanında sönmüş bir ateş gibi cansız kalır.' İşte böyle demiş kırlangıç Süleyman'a. Ve Süleyman Peygamber de bağışlamış onu. Çünkü aşkta kötülük, artık kötülük değil; iyilikse artık iyilik değildir. Bir tek hakikat kalmıştır ortalıkta; mucizeleri gerçek kılacak mutlak aşk."
Hûd Suresi
1. Elif, Lâm, Râ. Dinle bak, ey insan! Rabb'inden sana bir mesaj geldi: Bu okuyacağın/dinleyeceğin mesaj, öyle mükemmel bir Kitaptır ki, onun her bir ayeti, sonsuz ilim ve hikmet sahibi Allah tarafından mükemmel bir ölçü ve âhenk ile gâyet muntazam ve sağlam bir şekilde düzenlenmiş, her türlü şüphe, çelişki, yanlışlık ve bozulmaya karşı özenle korunmuş ve her akıl sahibinin anlayıp ibret alabileceği biçimde açık ve net olarak ortaya konmuştur.
Hayatta bir çok kötü olayla karşılaşmış güçsüz çocukların hayal gücü üstün düzeydedir, böylesi çocuklar hayal kurup dururlar hep. Gelişimleri ileride öyle bir noktaya varır ki hayal güçlerinin yardımıyla gerçek yaşamdan kendilerini sıyırıp almaya bakar, yaşamın mahkum edilmesinde hayallerinden adeta bir araç gibi yararlanırlar.
Sonra o kederin ardından üzerinize öyle bir eminlik (güvenlik duygusu), öyle bir uyku indirdi ki bu içinizden bir grubu sarıveriyordu. Bir grup da canları derdine düşmüştü. Allah'a karşı cahiliyye zannı gibi hakka aykırı bir zan besliyorlar ve "Bu işten bize ne?" diyorlardı. De ki "Şüphesiz bütün iş Allah'ındır." Onlar sana açıklamadıkları şeyi içlerinde gizli tutuyorlar "Bu işten bize bir şey olsaydı, biz burada öldürülmezdik" diyorlar. De ki "Eğer evlerinizde de olsaydınız, üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar devrilip-ölecekleri yerlere yine çıkıp-giderlerdi. Allah (bunu) sinelerinizdekini yoklayıp-denemek ve kalplerinizde olanı temizleyip-arındırmak için (yaptı). Allah, sinelerin özünde olanı bilendir. (Âl-i İmrân 154)
Reklam
Koca Victor Hugo! Eğer dünyanın medeni kanunlarını düzenledikleri zaman sana sormuş olsalardı, insanlık medeniyetinin esasını öyle bir şekilde tertip ederdin ki ben bile beğenecek birçok yönlerini bulurdum.
❝ Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, namazı bıraktılar; nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride azgınlıklarının cezasını çekecekler. ❞ (Meryem Sûresi, 59)
Biliyorum, unutamayacaksın! Ağır ağır geçecek mevsimler, Bir bir ağıracak saçının telleri Solacak albümde eski resimler. Beni hatırladıkça için ürperecek, Boşanan gözyaşlarını tutamıyacaksın. Boşuna zorlama kendini, sevdiğim; Biliyorum, unutamayacaksın. Ve biliyorsun, ben de unutamayacağım, Eskimeyecek içimde sana ait ne varsa Şöhretmiş, servetmiş herşey geçiyor, inan Dostluklar ve sevgiler kalıyor, kalırsa. Sen benim gökyüzümdün, denizim, toprağımdın, Şimdi bir hatıra olamazsın belirsiz, uzak Biliyorsun bazı şeyler vardır elimizde olmayan İşte öyle imkansız birşey seni unutmak. Zannetme ki herşey bitti sevdiğim; Birgün yeşerecek şu sararmış yapraklar. Ve bundan sonra kim severse dünyada; Seni ve beni hatırlayacaklar. Ümit Yaşar OĞUZCAN
Bu dürüst adam bazen “Suç çok üzüntü verici bir şeydir Madame, “ deme alışkanlığına sahipti, “dürüst bir insanın gönüllü olarak tüm tevazu ve erdem sınırlarını aşabilmesi çok yüksek derecede olasılık dışıdır, ben bu tür suçları bir kişiye atfetme kararını, ancak en ileri derecede tiksintiyle alırım. Kusurun varlığından şüphelenirken dikkatli olun.
Reklam
Kadınlar iki 'X', erkekler bir 'X' bir de 'Y' kromozomu taşırlar.Yirmi üç homolog çiftten oluşmak şartıyla. Hâl bu ise, kadın milletinde kırk altı tane 'XX', erkek mille-tinde kırk altı tane mikroskobik 'XY' kromozomu var demek-tir. Sapına kadar erkek bir pala, 'Sapına kadar erkeğiz
Anneme birden öyle acıdım ki,boynuna sarılıp,uzun süre bırakmadım...
Olmam gereken yerden çok uzaktayım Belkide yoruldum bilmiyorum Öyle karışık Öyle yabancıyım ki Bu aralar kendime bile gelemiyorum -Dostoyevski
Herkesleşmeyen Herkese Güzel Düşler …!
Şairin dediği gibi; “Gecenin bu kör, sağır ve dilsiz zamanlarında Beni şiire düşüreni sana havale ediyorum. Ey gecenin ve gündüzün Yerin ve göğün Arasında bulunan Görüp görmediğim Tüm mülkün sahibi Ömrüme öyle güzellik ihsan eyle ki Güzellik dahi imrensin Ey güzelliğin sahibi olan güzel Beni bir an olsun Kendimi yiyip bitiren kendimle baş başa bırakma “ Herkesleşmeyen herkese güzel düşler
- Şarap -
Hayyam'ın neden ömrünü "Şarap, şarap" diye diye tükettiğini öyle iyi anlıyorum ki.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.