317 syf.
·
Puan vermedi
Mahfuz Bir İnsan
Necib Mahfuz'un her kitabındaki kurgu birbirine oldukça benzerdir. Bir mahalle, bir sokak ve sayıları bolca olan karakterler... Bu karakterler çoğu kez ana bir hikâyeye hizmet etmezler. Belki anlaşılması için skeçler vardır kitapta desek yeridir. Karakterler Necib Mahfuz'un dünyasının zenginliği kadar renklidir. Belki şöyle demek dahi
Midak Sokağı
Midak SokağıNecib Mahfuz · Sabah Yayınları · 19901,519 okunma
556 syf.
9/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Çok beğendim, ne diyebilirim ki beni büyüledi bu kitap. O kadar sade ve çarpıcı yazılmış ki tüm karakterler yaşanan olaylar içime işledi. Hele o grev aman Allahım o grev sürecinde o kadar hüzünlendim ki. Yine toplumsal delilik halinde yasananlar, o cildirmislik hissi. Ve pek tabi yerin metrelerce altında göçük altında kapana kisilma açlık, soğuk ve bogulmusluk hissi. Savaş adlı atın ölüm sahnesi. O kadar çok ki aklınıza kazınan bölümler düşündükçe etkilendiğini başka bir kısım akla geliyor. Okurken kahramanlar gerçek hayatta acı çekiyor gibi hissettim kendimi. Bu kadar acıyı duygu somurusune çevirmeden anlatan bir yazar olabilir mi, oluyormuş. Karakterler, yaşanan olaylar hepsi iz bırakiyor her sayfada. Kitap normalde çok hacimli ve diyorsunuz ki yazar ne anlatmış olabilir ki acaba tekrarlara düşülen kısımlar var mı, ama yok. Tek bir sayfada bile sikilmiyorsunuz. Tek bir sayfa boş geçedigi gibi heyecanla akiyor. Gelen olaylar pat diye oluveriyor. Ölümler beni şoka etti mesela bölüm sonuna gelmiştim ve bir süre boş boş sayfaya bakıp kaldım. Öyle ani bir olay oluyor ki sayfa sonunda bile ağzınız bir karış açık kalakaliyorsunuz. Adeta bir dram filmi izliyor gibi şaşırarak üzülerek okudum tüm kitabı. Her zaman dendiği gibi bir yere yabancı biri gelir ve olaylar başlar... Kömür işçilerinin yaşamı, acisı, umudu, hayal kırıklıkları ve hayatlarının kisir döngüsu,o kapana kisilmislik hali... Kesinlikle okunması gereken bende derin bir iz bırakan bu kitaba kalbimi bıraktım. Bende enfes bir tat bıraktı, umarım herkes okur. Teşekkürler Emile Zola ve hoş geldin yeni kitap
Germinal
GerminalEmile Zola · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201911bin okunma
Reklam
Yaşadığın şehirle okuduğun şehir arasındaki senle fark oluyormuş. Yaşadığım şehir ölü gibi. Ya da ben hep evdeyim, ortamım yok, öyle sürekli buluşacağım arkadaşlarım yok. Öyle pek kafam esince çıkmışlığımda yok. Ama okuduğum şehir öyle değil. Hayat var sanki. Yaşadığını hissediyorsun. Canlı, enerji dolu.. görmediğim birçok yere gittim. Gezdim
Buraya geliyorsun, bizim kahvehaneci kalkmış dükkanının adını İngilizce yazmış. Diyor ki; dünya küreselleşiyormuş,. Hattâ, daha da küresel olduğunu ifâde etmek isterse, "globalleşen" dünyada diyor. "Globalleşme" yerine biz tabii "küreselleşme" diyoruz; Türkçe'dir ne derseniz deyin. Ayrıca unutmuşuz bunun aslında "eski" Türkçe'sinin de olduğunu: "Cihanşümul". "Küresel" demek. O lâfı kim icat etti? Bizim kurduğumuz bütün devletlerin hepsi cihangirdir ve "Cihanşümul" olmak için çalışmışlardır. Dünyaya"Cihanşümulluğu getiren atalarımızdır; Osmanlı ve öncekiler. Avrupa'ya sanki yeni mi gireceğiz? Avrupa'ya binlerce yıldır kaç kere girip oralarda asırlarca kalan, Avrupa'ya her defasında uygarlığı ve insanlığı öğreten yine bizim atalarımızdır. [Adamlar diyor ki, bu Türkler, bunlar Müslüman; Avrupa'ya girmesinler... Peki, 2000 sene evvel girenler kimdi? Osmanlı döneminde gelenler kimdi?.,Daha önce gelenler kimdi? Hep Türk.. " Saf ırk", "Aryan " safsatasına inanmış olan Almanları git biraz kazı, altından Hun çıkar. Birçoğu Türkiye 'deki pek çok insandan daha fazla Asya tipidir; çekik gözlü, elmacık kemikleri yüksek. Bunlar dedelerini beğenmiyor, yâni bizleri; boynuz kulağı geçti derler ya öyle bir durum var. Avrupalı dediğin de kim oluyormuş?]
Açıklanamaz bir tarafı var.
Derme çatma gölgelikte, bir bacağının yerine briket konmuş eski koltukta oturuyor, dinleniyorum! Siyah, plastik kasa ters çevrilmiş, üzerine eski gazete sayfaları serilmiş. Ekmek kırıntıları, domates kabukları, zeytin çekirdekleri, karasinekler. Denizin rengi yeşil bugün, bulanık. Erken ısınmasından sebep böyle oluyormuş! Tek göz barakanın denize
Hem otlakçı hem pişkin
"Çıldıracağım" dedim, "sen altmış para verip bir paket tütün almaz, herkesin tabakasından geçinirsin, bu ayıp değil; ben tütünü katık et, saçağından bana da kalsın dedim, bu ayıp öyle mi?" "Bana neden ayıp oluyormuş?" dedi, "hırsızlık etmiyorum ya, zorla da almıyorum, tütünün saçağı dururken tozunu içecek kadar ahmak değilim."
Sayfa 64
Reklam
Geri130
309 öğeden 301 ile 309 arasındakiler gösteriliyor.