Başkalarının verdiği imkanla ışık saçan biri olma, başkalarının yardımıyla elde edilecek sükunete ihtiyaç duyma. Özetle bir adamın kendi başına dik durması gerekir, dik tutulması değil.
Özetle insan; doğanın zindanından bilim ve teknoloji, tarihin zindanından tarih bilimi ve felsefe, toplumun zindanından sosyoloji bilimi, kendinin zindanından da aşk, sanat ve manevi terbiyeyle kurtulabilir.
Sayfa 143 - Doğan Novus Yayınları, 1. Baskı, 2019Kitabı okudu
Başkalarının verdiği imkanla ışık saçan biri olma, başkalarının yardımıyla elde edilecek sükunete ihtiyaç duyma. Özetle bir adamın kendi başına dik durması gerekir, dik tutulması değil.
"Daha iyisini nasıl yaparım" sorusunun peşine düştüm. Tabii bu yapabildiğimin daha iyisinin kesin bilgi olacağının garantisi olmadığını da biliyorum. Çünkü kesin doğruya ulaştığında bile bunu bilmen mümkün değildir.
-Celal Şengör
"İşlerini ne zoraki, ne kendi başına, ne araştırmadan, ne de aksi yöne kürek çekerek yap. Kendi düşünceni titizlikle süsleme. Gevezeliğe ve işgüzarlığa yönelme. İçinde ki Allah'ın gücü yaşını başını almış politikacıyı, Romalı bir lideri, hayattan ayrılma sinyalini istekle bekleyen, ne bir yemine, ne de bir insanın tanıklığına ihtiyaç duyan, kendi ayakları üzerinde duran bir erkeği yönetsin. Başkalarının verdiği imkanla ışık saçan biri olma, başkalarının elde edilecek sükûnete ihtiyaç duyma. Özetle bir adamın kendi başına dik durması gerekir, dik tutulması değil. "
Sayfa 24 - Kültür yayınevi 3.kitap/5.bölümKitabı okudu
Bazı sosyalist feministler, kapitalizm ve cinsiyetçiliği (genellikle “ataerkillik” olarak adlandırılır) iki farklı, ancak kesişen, eşit öneme sahip sistemler olarak görürler. Nasıl ki kapitalizm, patronlar ve işçiler arasındaki baskı ve sömürü ilişkisinden oluşuyorsa, ataerkillik de erkekler ve kadınlar arasındaki baskı ve sömürü ilişkisinden oluşuyor. Özetle erkeklerin kadınları sömürdüğü bir sistem olarak açıklanıyor. Buna ikili sistem deniyor. Kadının hem emekçi hem kadın olarak iki farklı sistem tarafından ezildiğine inanan bir düşünce diyebiliriz.
Hulása: Bizim ecdat dininden ayrı bir akide arıyan konuşmalarımız Mayıs ve Haziran aylarında ancak iki ay devam etti. Aranmalarımız neticesinde biz yine İslâmiyete sadık kaldık. Fakat biz ona kendi anlayışımıza görе bağlı kalacağız. Bu hususta, Osman da benimle beraberdi. Arasıra oynadığımız iskambili artık hiç oynamıyacağız. Müskiratı da ancak ölçü ile kullanacağız, namazı ancak gönlümüz istediği zaman kılacağız. Ben bu kararlarımdan bundan sonra da ayrılmadım
"Stoacılar Felsefeyi üçe ayırır: Mantık, Fizik ve Ahlak. Stoacılara göre felsefe yaşayan bir canlıdır. Mantık, bu canlının kemiklerini ve sinirlerini, Fizik etli bölgelerini, Ahlaksa ruhunu oluşturur. Stoacılar bunlar arasındaki ilişkiyi şöyle ifade eder: "En üstün iyi, erdemdir; erdem doğayla uyumlu yaşamaktır, doğayla uyumlu yaşama,
Chambord Kontu (V. Henri) olayını hatırlıyor musunuz? Bu da bir kral, lejitimist [iktidarın meşruluğunu soya dayandıran monarşi taraftarı]... İspanya'da Don Carlos'un yaptığı gibi, o da aynı dönemde Fransa'da iktidar arayışına girmişti. Hatta birbirlerini aynı aileden, aynı kökten sayabilirler, ama ne kadar farklı! Biri inançlarına
“Başkalarının verdiği imkânla ışık saçan biri olma, başkalarının yardımıyla elde edilecek sükûnete ihtiyaç duyma. Özetle bir adamın kendi başına dik durması gerekir, dik tutulması değil.”
“Her cahil insan gibi sen de maddiyatçısın. Ama maddiyatçı olman maddiyatçılığı hakikat kılmaz. Bilmiyor muydun? Özetle niyet ve gaye, fikir sevgi ve eylemdir önemli olan.”
Başkalarının verdiği imkânla ışık saçan biri olma, başkalarının yardımıyla elde edilecek sükunete ihtiyaç duyma. Özetle bir adamın kendi başına dik durması gerekir, dik tutulması değil.
.
.
.
“Başkalarının verdiği imkânla ışık saçan biri olma, başkalarının yardımıyla elde edilecek sükûnete ihtiyaç duyma. Özetle bir adamın kendi başına dik durması gerekir, dik tutulması değil.”
Sayfa 24 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu