Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mülk gibi söz de, ne senin, ne benim. Cümle gibi aşk da, ne senin, ne benim. Söz de, aşk da, ne senin, ne benim. Bir yaz sabahına doğan ve su değdiğinde kokusunu salan kırmızı sardunya, ağustos göklerinde başımın üstünden geçen bulut, mayıs gülü, ışıklı nisan yağmuru, ne kadar Allah'tansa; mülk gibi söz de ve aşk da O'ndan. 'Sen' tahtına yazıcı kimi oturtsa da; beşeri bir sevgili ya da cismani bir aşk gibi görünen, hiçbir yol O'ndan özgeye çıkmıyor aslında, gönül tahtına O'ndan özge sultan olmuyor. Değil mi ki her şey O'ndan; gidecek yer yok o'ndan başka, gelinen yer yok o'ndan başka... (Nazan Bekiroğlu)
Sana dilsiz, dudaksız sözler söyleyeceğim Bütün kulaklardan gizli sırlardan bahsedeceğim Bu sözleri sana herkesin içinde söyleyeceğim ama senden başka kimse duymayacak. Kimse anlamayacak... -Şems-i Tebrizi
Reklam
Mecnun derdini şu şiirle dile getirdi; Aklı bi yana koydum ne yarınım dünüm var Sakın öğüt verme ki o saçmadan benim var Us denenden arındım giysilerden soyundum Zamanın dışındayım ne gecem ne günüm var Şaşkınlar şaşar bana oysa kıblem bellidir Leylâ'dan özge değil benim bi tek kıblem var Yabancı çöllerdeyim yabanıl illerdeyim Yanım yörem Leylâ'dır başka ne düşünüm var Sanma kendim istedim yarım kalmak kendimden Leylâ derler adına benim de bütünüm var Çok şükür dünya bilir adım geçer heryerde Aşk yolunda serseri böyle büyük ünüm var
"Bunların taktiği, dikkati başka yöne çekip adamımseyirci yapmaktır. Kafa karıştırarak, bilgiyi saptırarak sinsi bir virüs gibi girerler akıllara, ne kadar çabalarsan çabala hiçbir şeye etki etmeyeceğine, hiçbir şeyi değiştiremeyeceğine inandırırlar seni ve işte o zaman üşengeçlik iner yüreğine... Gitmesem de olur dersin, ben olmasam da olur dersin, ben yardım etmesem de olur dersin... Olacaksa zaten olur dersin! Ve ancak o zaman kazanırlar. Sen seyrederken yağmalarlar... Peki kim bunlar? Sağcılar, solcular, kapitalistler, emperyalistler, faşistler değil! Haklarını bilmeyen ve diğerlerinin haklarını yağmalamanın kurnazlık olduğunu öğrenmiş, yedikleri haklar tekâmülsüz babaları tarafından alkışlanmış evrimsiz yağmacılar. İnsan değiller, sadece sahip olmayı bilirler. Sahip oldukça daha fazlasını isterler, fazlasını aldıkça acımasızlaşırlar. Acımasızlaştıkça arsızlaşırlar. Ama ne kadar evrimsiz olurlarsa olsunlar kışkırtarak olmaz Özge... Sabırla olur."
Kelimelerden özge gerçek dostumuz yoktur bizim. Yalnız onlar dinler can kulağıyla, bizi en iyi anlayan onlardır. Bu yüzdendir kitaplarla uyuyup şiirle dertleşmemiz. "Sen ki bulut gibisin, ay gibi bazen." Bunu diyecek yarimiz olmasa da biliriz ne manaya geldiğini. Kelimelerden başka kimimiz var ki? İyi geceler.
Mülk gibi söz de, ne senin, ne benim. Cümle gibi aşk da, ne senin, ne benim. Söz de, aşk da, Ne senin, ne benim. Bir yaz sabahına doğan ve su değdiğinde kokusunu salan kırmızı sardunya, Ağustos göklerinde başımın üstünden geçen bulut, mayıs gülü, Işıklı nisan yağmuru, Ne kadar Allah'tansa; Mülk gibi söz de ve aşk da O'ndan. 'Sen' tahtına yazıcı kimi oturtsa da; Beşeri bir sevgili ya da cismani bir aşk gibi görünen, Hiçbir yol O'ndan özgeye çıkmıyor aslında, Gönül tahtına O'ndan özge sultan olmuyor. Değil mi ki her şey O'ndan; Gidecek yer yok O'ndan başka, Gelinen yer yok O'ndan başka
Reklam
320 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Fi'nin 2.kitabı devam kitabı olan Çi bence Fi'den çok çok daha iyiydi ki bence Pi'de ilk iki kitaptan daha iyi olacakmış gibime geliyor umarım biran önce alır okurum çünkü inanılmaz merak ediyorum. Fi hakkında yüzde elli olumlu yüzde elli de olumsuz yorumlarım vardı ama Çi ... Bence yüzde yüz çok iyi bir kitaptı.Fi gibi gereksiz uzatılmamış ve felsefeden dine,politikaya hatta siyasete kadar alt mesajlar çok iyi verilmiş her karakter inanılmaz zekice kurgulanmış Kohen'in kalemine bir kez daha aşık oldum diyebilirim. Biliyorsunuz çok anlatıcılı kitapları pek sevmiyorum çok karmaşık geliyor bana ama ilk defa bir kitabın böyle olmasından zevk aldım diyebilirim.Her karakter ayrı bir kitap misaliydi ... Tabiki de kitabı okurken beni delirten ve sürekli hayy ayyy ovvv seslerini bana çıkartan tek bi karakter vardı o da Can Manay ! Terzi kendi söküğünü dikemez misali beyni başka bi tarafında olan bir adam kendisi nasıl bir sayko olduğunu bu kitapla daha çok anladık.Çok Spoiler da vermek istemiyorum ama Fi'yi okuyanlar az çok ne demek istediğimi elbette anlayacaklar. En sevdiğim karakter elbette Bilge idi.Ama bu kitapta daha çok Özge ve Murat Kolhan üzerinde durulmuş Can ve Duru biraz daha arka planda kalmış diyebilirim ama asıl olaylar tabi ki onların çevresinde dönüyor.Kitap yine çok heyecanlı bir kaçma-kovalama şeklinde bitti. Bu arada ben Can Manay ile Christian Grey'i çok benzetiyorum :D Bilmiyorum neden :D
Çi
ÇiAkilah Azra Kohen · Destek Yayınları · 201415,1bin okunma
"mülk gibi söz de, ne senin, ne benim. cümle gibi aşk da, ne senin, ne benim. söz de, aşk da, ne senin, ne benim. bir yaz sabahına doğan ve su değdiğinde kokusunu salan kırmızı sardunya, ağustos göklerinde başımın üstünden geçen bulut, mayıs gülü, ışıklı nisan yağmuru, ne kadar allah'tansa; mülk gibi söz de ve aşk da o'ndan. 'sen' tahtına yazıcı kimi oturtsa da; beşeri bir sevgili ya da cismani bir aşk gibi görünen, hiçbir yol o'ndan özgeye çıkmıyor aslında, gönül tahtına o'ndan özge sultan olmuyor. değil mi ki her şey o'ndan; gidecek yer yok o'ndan başka, gelinen yer yok o'ndan başka..."
1.272 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.