YouTube kitap kanalımda psikoloji kitaplarına nereden başlayabileceğinizi anlattım: ytbe.one/d2xQVSEUsUU
Bu incelemeyi sizin yorumlarınız yazdı. Nasıl mı?
Kitabın yazarı Frankl'a göre her insanın anlam arayışı kendisine özgüdür. Buradaki okurlara şu soruları sordum: Kendi anlamınızı nerede arıyorsunuz? Gelecek için bilinçli çocuklar
Ramazan gelince özge bir zaman başlar. Ruhun ön planda olduğu bir zamandır bu. İnsan iyiliklere, güzelliklere doğru bir yürüyüştedir. Kirden, karanlıktan uzak günler… Kurtuluş günleri, arınma günleri:
“Bir ev nasıl yılda bir defa temizlenir, örümcek ağlarından kurtarılır, kiremitleri aktarılır, sıvanır, yıkanır, onarılır ve badana edilir; yani
Ne yanar kimse bana âteş-i dilden özge. Ne açar kimse kapım bad-ı sabadan gayrı..
Bana,ne gönül ateşinden başka kimse yanar, ne de sabah rüzgarından başka kimse kapımı açar...
“Elimde hiçbir kapıya uymaz anahtarlar, şimdi size aşka, hayata ve ölüme dair yerli yersiz cümleler söyleyeceğim.”
Koca kitabın hülasası, içeriğinde ne taşıdığı bu veciz cümleyle tam olarak anlatılmış aslında. Bu iyi bir niyet aktarımı. Ben yine de biraz bahsetmek istiyorum kitaptan. 450 sayfa boyunca beni biriktirdi sonuçta, hem de ben onu
İnsan insan derler dayı,insan nedir bildin mi sen?..
İnsan, Auschwitz’in gaz odalarını icat eden varlıktır; ama dudaklarında duayla ya da Shema Yisrael ile gaz odalarına dimdik yürüyen varlık da insandır.(sayfa 148)
Toplama kampında, öldürülecek olan genç bir adamın yerine kendisinin öldürülmesini isteyen Peder Maximilian Kolbe de
Merhaba kız kardeşim,
Sana karşı suçluyum.
Belki katilinden bile daha çok...
Sustuğum için suçluyum.
Sesimi çıkarmak istediğimde beni susturmalarına izin verdiğim için suçluyum. Değil ki bu ülkenin belki de dünyanın en anlayışlı anne babasına sahip olamama karşın mahalledeki benden yaşça büyük çocukların beni zorla ellemelerini anneme
Herkese merhaba
Başlık; Konu başka içerik bambaşka yazılmış bir hikaye.
Dikkat Dikkat Dikkat bu yazı sert ve ağır kelimelerden oluşacaktır. Ona göre okuyunuz.
Hemen konusu yazıyorum;. İç dünyasında, kendi cennetinde, neşe dolu evinde ve sımsıcak yuvasında yaşamaya alışmış bir hemşire olan Zeynep Maral Tandoğan ve ondan çok farklı bir mizaca
"Evelyn Hardcastle bu gece ölecek. Peki yarın?"
Muhteşem bir kurgu... Bu girişi, cümleyi hak ediyor Evelyn Hardcastle'ın Yedi Ölümü. Şimdiye dek okuduğum hiçbir gizem romanına benzemiyor. Kendine özgü bir dili ve konusu var kitabın. Yazar çok iyi iş çıkarmış, emin olabilirsiniz.
Yine önce kapak. Ve kesinlikle yine orjinalden daha iyi
Besmele-Hamdele-Salvele..
Merhum Şeyh Galib Hazretlerini Rahmetle yâd edelim. Hamd ile salvele getirip evvala; Hazretin ruhuna bir Fatiha armağan edelim.
***
Ey şair! Şimdi çağın icbarına ses ver.. Komşun duvarında istinad olmuş gibi komşundur şu hayat. Hapsetsen kendini söyle ne çıkar? Bir bardak yetişir de sana ihtarını infaz eder; "daya
hiçbir yol O'ndan özgeye çıkmıyor aslında, "gönül tahtına O'ndan özge sultan" olmuyor.
Değil mi ki her şey O'ndan,
gidecek yer yok O'ndan başka. Gelinen yer yok O'ndan başka.
İnsan o ki, O'ndan başkasını sevemez sevginin mahiyeti icabı, O'ndan başkasını bilemez bilginin mahiyeti icabı.
Işık ki tek kaynaktan dağılır, ışığa yakın olan aydınlık, uzakta kalan karanlıktır. Her şeyin O'ndan olması, ve ışığın tek kaynaktan dağılıyor olması O'ndan başkasının bilinme ve sevilme ihtimalini tümden yok eder.