SORU: Allah-u Teâlâ bazı kullarını seçiyor. Seçtiği kulları peygamber olarak bize gönderdi, elçi olarak gönderdi. Seçtiği kişileri veli olarak, yolgösterici olarak bize gönderdi.
Örneğin; Abdülhamid Han'ı seçti ve padişah oldu. Onun gibi, Erbakan hocamızı da seçti ve ona birçok ilimler verdi. Fatih Sultan Mehmet Han'ı da seçerek
Merhabalar...
Sizlere gecen ay hastaligimda yatakta okuyup bitirdigim kitabimla
Bermal Aydın ndan cikan sevgili gazeteci yazar @yaseminycandemir kaleminden #kaderinkirmiziipi ile geldim.
Ben bu kitabi nasil yorumlayacagimi inanin bilmiyorum. Bir katil ve pesine dusen emniyet gucleri. Polise kitaplarindan olan bu degil mi?
Evet evet
Öncelikle beni Oğuz Atay'la tanıştıran güzel grubuma teşekkürlerimi sunuyorum. İyi ki varsınız
bidünyakitapgrubu .
Postmodern yazarımız 1970 li yıllara edebiyat dünyasında bambaşka bir çığır açarak ve bu eseriyle TRT Roman ödülünü ve Unesco tarafından edebiyat dalında "en seçkin eser" ödülünü almaya hak kazanmış. Her ödül alan
DAAVAA
Ya çok sevdiğimden, Ya da sen inandıramayınca Bir dava açtım.
Yargılama aşk katında sürdü Ve savunma hakkını Sonsuza sınırladım.
Duruşmada yalnız gözlerdir tanık, Eller, kollar bağlanmamıştır.. Yolunda karar aldım.
Sevide de, kinde de - Bir üstü olmadığından - Temyiz yolunu kapadım.
Taraflardan sen, özgür ceza'ya.. Ben, ağır ceza'ya çarptırılmıştır.. Cezayı onayladım.
Bu davalısız, davacısız yargılamada Seni bensizliğe, beni sensizliğe bırakma kararı alınmıştır, Duruşma kapanmıştır.
Ne kâğıt yırttım, Ne kalem kırdım.. Aldım kalemi elime, Bu dava dosyasını yazdım.
Kitabın ana karakteri ile, yazarı yer değiştirirse ne olur?
Faris; huysuz, hiçbir şeyden mutlu olmayan, etrafını sürekli eleştiren, çalışanlarına hayatı zindan eden, anne ve babasını küçük yaşta kaybetmiş, zengin karakter.
Belfü; ailesi ile aynı şehirde yaşamasına rağmen, tek başına kalmak isteyen, özgür ruhlu, içerisinde bolca iyilik barındıran,
Bir milletin kadınları, erkeklerle aynı safta dövüşe girerlerse o milleti yenmek hiç mümkün mü? En ilkel insan topluluklarında bu böyleyken zamanla nasıl unutulmuş? Hep erkek budalalığı… Hangi memlekette erkekler, kadın yardımını küçük görmüşlerse o memleket mahvolmuştur.
Herkese merhabalar
Harika bir kalem çok gerçekçi bir anlatım. İşgal ve milli
“Yaşadıklarımızın yaşadığımız anda anlamdan yoksun oluşudur yazma olasılıklarını artıran.”
Ernaux ‘un bir yaz kampında eğitmenlik yaptığı 58 yazının hikayesi bu. Yıllarca kaçtığı, hafızasının derinlerine itip üstünü örttüğü, defalarca hakkında yazmayı deneyip başaramadığı 58 yazındaki Annie’nin hikayesi.
Hafıza, üstünde kalın tüvit kumaştan kalem etek, lacivert truvakar bir ceket, annenin kuşkulu bakışlarından kurtulmanın hafifliğiyle ve ilk kez yalnız ve özgür kalmanın heyecanıyla trenden inen kızın peşine takılıyor. O’nun mutluluklarına, ıstırabına, utançlarına, ulaşana kadar; onu çırılçıplak soyup ışığa tutana kadar; ondan içinde kapladığı ağırlıkla birlikte kurtulana kadar..Şu cümleyi kurana kadar: “58'deki kızı nihayet azat ettim.”
Kendini azat etmek ne zor, ne müthiş şey. Ne müthiş şey, bir insanın kendi yaşamı üzerinde kurduğu kuşatmayı yarması, hakimiyeti yeniden ele geçirmesi, tırtıksız, derin bir nefes alabilmesi. Ve bunu başkalarına da anlatabilmesi. Bir kez daha hayran oldum Ernaux’a.
‘Ben yapmadım o yaptı’ der gibi, üçüncü tekil şahıstan bahseder gibi yazıyor yaşadıklarını Ernaux. Aile yapısının, toplumun bireyin üzerinde kurduğu o korkunç baskıyı, kişiliklerimizde yarattığı tahribatı öyle iyi veriyor ki bu. Ve acı olan, 1958’deki o kızın düştüğü çukurların hala baki olması. Özellikle genç kadınların kişisel gelişim kitabı gibi okuması gereken bir kitap bence bu.
Kızın HikâyesiAnnie Ernaux · Can Yayınları · 2023362 okunma
Yelizaveta, hayatında tanıdığı bütün kadınlardan farklıydı. Puşkin'in bazı hayranları, Yevgeni Onegin adlı eserinin sevilen kahramanı Tatyana'ya Yelizaveta'nın ilham verdiğini düşünüyor. O zamana kadar eşinin etrafında dört dönen hayranlarını umursamayan mağrur Vorontsov kıskançlıktan deliye döndü. Maiyetindeki beş parasız