“Yürüyerek,kimlik fikrinin kendisinden,biri olma,bir isim ve hikayeye sahip olma isteğinden kaçarsınız.Biri olmak,herkesin kendiden bahsettiği yüksek toplantılarında ya da terapi seanslarında iyidir.Oysa biri olmak,boynumuza ağır ve aptalca bir kurgu zincirleyen(bizi benlik tasvirimize sadık kalmaya zorlayan)toplumsal bir zorunluluk değil midir?Yürürken biri olmama özgürlüğünü yakalarız,çünkü yürüyen bedenin tarihi yoktur,o sadece hareket hâlindeki kadim yaşamdır.”
Yazarın aşina olunan konular üzerine yazması, fakat bunu yaparken görmediklerimiz, fark etmediklerimizi sanki bir perde varmış onu kaldırmış hissiyatıyla aktarması etkileyici oluyor. Bildiğimizi sandığımız çok şey olması da bunda yanıltıcı olmuyor desem yalan olur.
Bu kitabında, nefs felsefesi ve mutluluk dersleri adıyla insanın ruh hallerinin
Irade ile ilgili olarak bu kaderci teorilerin gerçek sebebi, irade felsefesi teorisinin naif ve kasvetli oluşudur. Siyasi özgürlük gibi ahlaki özgürlük ve bu dünyada bir değeri olan diğer her şey büyük bir çaba ve aralıksız mücadele ile elde edilebilir sadece .Bu güçlü becerikli ve ısrarcı insanın ödülüdür. Hiç kimse özgür olma hakkını elde edene kadar özgür değildir. Özgürlük ne bir hak ne de bir koşuldur; O sadece bir ödüldür. O en yüce ödüldür ve mutluluğun en üretken halidir. Günlük yaşamda bir manzara için güneş neyse odur .Özgürlüğü elde edemeyen insan hayatın tüm derin ve sonsuz hazlarını kaçırır.
Demek istediğim, yürüyerek benliğinizle buluşmaya gitmezsiniz. Burada mevzu, kendinizi yeniden bulmak, otantik bir ben
veya kayıp bir kimliğe yeniden kavuşmak için eski bağlardan kurtulmak değildir. Yürüyerek, kimlik fikrinin kendisinden, biri olma, bir isim ve hikayeye sahip olma isteğinden kaçarsınız. Biri olmak, herkesin kendinden bahsettiği yüksek sosyete toplantılarında ya da terapi seanslarında iyidir. Oysa biri olmak, boynumuza ağır ve aptalca bir kurgu zincirleyen (bizi benlik tasvirimize sadık kalmaya zorlayan) toplumsal bir zorunluluk değil midir?
Yürürken biri olmama özgürlüğünü yakalarız, çünkü yürüyen bedenin tarihi yoktur, o sadece hareket halindeki kadim yaşamdır.
--- Gringoire, demek savaş zırhları içindeki o yakışıklı çocuklara hiç özenmediniz, öyle mi?
--- Neylerine özeneceğim monsenyör, güçlerine mi, zırhlarına mı, disiplinlerine mi? Yırtık pırtık giysiler içinde felsefeyi ve özgürlüğü yeğlerim.
Günaydın. Okumak, sevmek, sevilmek, unutmak, hatırlamak, hüzünlenmek... Bütün bu eylemler ancak hürriyet içinde gerçekleşebilir. Geçtiğimiz çirkin asırda ve şu anda, nice memleketlerde nice duygular tutsak edilmiştir. Gros, "Özgürlük bir lokma ekmek, bir yudum su, uçsuz bucaksız kırlardır o halde." der. Bu kırlarda yürümekten bizi hiç