"En çok yaz çocuklarını merak ediyorum. Epey eğleniyorlardır. Ben üşüyorum genelde ve midemdeki ölü kelebeklerin tadı midemi bulandırıyor. Soğukta uçmazlarmış, özür dilerim. "Kelebeklerin mezarlığı" almak istediğim bir unvan ya da olmak istediğim bir kişi değildi. Ben de elbette içimde sonsuz bir yaz bulmak isterdim.
Huzursuzluğum giderek artıyor ve yalnız kalma arzum.
Belki bir yaz çocuğuyla arkadaş olabilirim ve yeni kelebekler gelir. Toplu mezarlık olsa da içim, birkaç kişi kaybolmuş olsa dahi orda bir yerde, hayat biraz daha cezbedici olur.
Belki bir gün değişir.
Ama yine de hissediyorum bir salı günü öleceğim."
Kadınlar çok güzelsiniz ama bende ne sizi doyurabilecek kadar metelik var ne de görünce mutlu olabileceğiniz bir surat. Özür dilerim hepinizden..
Orhan Veli
Franz Kafka en yakın arkadaşı Max Brood'la tatsız bir olay yaşadıktan sonra şu vurucu cümleyi kuruyor:
"Beni üzecek gücü sana verdiğim için kendimden özür dilerim."
aylardan mayıs..
ve zaman aynı yerde akıyor da geçmiyor gibi..
ya da geçiyor da yüzüme esen bu rüzgar bana fark ettirmiyor gibi..
hangisi bilmiyorumm..
seninle tanıştığımız günlere yaklaşıyorum..
gelen bahar bunun habercisi his ediyorum..
yüzüme esen rüzgar burnumu sızlatıyor..
evet evet yanlış anlamadın ya da anlamdırmanda yanlışlık
Öldükten beş gün sonra geldin rüyama. Babaeski’deki eski evin oradasın. Hayır gelin çıktığın ev değil, diğeri. Biz çocukken her yazları kardeşlerinle, kuzenlerimle bir araya geldiğimiz eski mezarlığın oradaki ev. Evin bahçesine çiçekler ekilmiş. 20 li yaşlarındasın. Sanırım hiç evlenmemişsin. Bahçedeki çiçekleri suluyorsun. Çok mutlusun. O kadar
Baylar, bayanlar..
Hanımefendiler, beyefendiler..
Bazen bana dramatik hayat yaşatan sancılarımı yazıyorum. Bu onulmaz yaralar dile gelince acılarım... yok, yok. Kesinlikle azalmıyor. Ama yine de yazıyorum işte. Her şeyin bir sebebi mi olmalı?
Olurda sizin büyük saadetler yaşadığınız bir ana tevafuk ederse cılız feryatlarım, size bir şey demek istiyorum..
Şey yani.. özür dilerim
Tarzıyla, yazma diliyle kırklı sayfalara kadar hiç bir şekilde beni kazanamayan, bir kaç defa bırakma noktasına bile getiren bu eseri sabırla okumaya devam etmenin sevincini yaşıyorum.
Her zaman üstünde durulması gereken bir husus bu; eseri iyice tanımak için en az elli sayfa okunması kıstas edinilmeli. Kendime edindiğim bu şiar bana çok eser
Aramızdaki mesafeden, "Yalnız görünüyordun," dedim.
"Sen de öyle."
"Seni rahatsız etmek istemem. Eğer kalabalık ediyorsam hemen çeker giderim."
"Hayır, gitme. Seni bekliyordum."
Gülümsedim. "Geciktiğim için özür dilerim."
"Önemi yok."