Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
Bir kitabın çevirmeninin o kitap için yorum yazması çok tuhaf bir duygu aslında. Çünkü kitabı kedi dilinizde baştan yazarken okumanın da ötesine geçip onunla birlikte yaşamaya başlıyorsunuz. Bu nefes kesen ve usta 26 yazarı bir araya getiren roman, sıkı bir polisiye okumak isteyenler için biçilmiş kaftan. Kitabın her bölümünü başka bir yazar kaleme almış. Bu kadar yazarın tek bir amaç için bir araya gelmesi bile müthiş bir özveri ve emek örneği. Çevirdiğim en ilginç kitaplardan birisiydi. Umarım sizler de seversiniz...
240 syf.
10/10 puan verdi
Sözde Kızlar’ın Saadeti Üzerine
23.11.2020 - Ülker Gündoğdu
Sözde Kızlar’ın Saadeti Üzerine
Hayatta kalma mücadelesini geliştiren insanoğlunun kendi neden olduğu hataları ise insan insana yansıtır. Kötülükler iyilikleri, yanlışlar doğruları, çirkinlik güzelliği yansıtır. İyi ve kötü diye ayırmadan bütünlüğe odaklandığımız da doğru yansımayı
Okumak!
Kitabı okumaya başladığımda ilk bölümde eşini döven, alkol kullanan bir baba profiliyle karşılaştım. Zira bu profil, bana çok yabancı gelmedi bizim de ülkemizde temel sosyolojik durumlardan birisi.
Kitaptaki duygular çok güzel anlatılmış çok güzel işlenmiş. Özellikle Ana karakteri ve oğlunun hislerini adeta yaşadım o kadar güzel anlatılmış. Çok meraj ettiğim bi türlü anlayamadığım bir durum var. Oğlu annesine anne bu yolun sonunda hapis olabilir diyor ve annesi de hiç bir şey olmamış gibi olsun deyip oğluna yardım ediyor. Bizim annelerimiz olsa, oğlum sigortalı iş bul sen mi kurtaracaksın dünyayı der. Ama ana büyük bir özveri ile oğlu Pavel' in düşüncelerini yaydı. Hani hep derler ya dünyayı değiştirmek isteyen önce kendisinden başlasın diye. Bu o kadar güzel bir söz ki bunu birkez daha anladım. Pavel normalde fabrikada çalışan alkol alıp babası gibi bir hayatı yaşamak yerine kitap okuyup, kitap okuyan insanlarla tanışıyor. Sürekli düşünceler üretip insanları uyandırmaya çalışıyor. Sonunu bile bile buna devam ediyor. Yani gerçekten bu açıdan her öğrenciye okutulup kitabın bir insanı ne kadar değiştirdiğini anlatmak, göstermek gerekir.
Yine başka bir güzel bir sözle yazımızı bitirelim. Kitap okumadığın gün karanlıktasın. Karanlıkta kalmamak adına okuyalım. Bol okumalı, güzel ve sağlıklı günler dilerim.
Nobel ödüllü olmasıyla ilgimi çeken Andre Gide'nin okuduğum ilk kitabı. İlk 50 sayfası su gibi aktı diyebilirim. Kitabın genelinde dil oldukça sade kullanılmış. Fakat sade derken bu sadelik bir Yaşar Kemal sadeliği değil. Ciddi anlamda derinlemesine hiçbir tasvir vb. bulunmuyor. Gerçek bir günlük havasında... İlk 50 sayfa ve kitabın devamını ayırmam ise tamamen konu ile alakalı.
Kitaptaki karakterlerimizden rahibin hayatına görme engelli bir kızın girmesiyle olaylar şekilleniyor. Kitabın yarısında rahibin kızı eğitmesi, eğitirken gösterdiği özveri ve çabalar anlatıldığı için beni oldukça etkiledi. Kitabın devamını merak eder oldum. Fakat geri kalan sayfalar beni biraz hüsrana uğrattı diyebilirim. Bu tür konuları sindiremememden dolayı belki de midem bulandı resmen. Dini, iyiliği bu kadar ağzından düşürmeyen ama kitabın geri kalanında bu anlattıklarıyla çelişen bir rahip var karşımızda. Dinin bu kadar kullanılarak, kendilerinin de günah olduğunu bildiği şeyleri ört pas etmeye çalışmaları benim içimi kaldırdı biraz.
Sadece rahibi değil görme engelli kızı da değerlendirecek olursak, o da oldukça masum gösterilmiş. Fakat herhangi bir engelli insanın (zihinsel engel dışında), bu yaşananların sonucunu bilemeyecek kadar saf olduğunu düşünmüyorum.
Efsane mi gerçek mi?
Nasıl güzel bir sevda nasıl güzel bir anlatım nasıl güzel bir hikaye anlatamam. Kitabın her sayfası her satırı ayrı güzel. Yaşar Kemal harika bir efsane anlatmış bizlere ve bunu anlatırken insanı insana her şeyi ile apaçık göstermiş; aşk, sevda, umut umutsuzluk, özveri, direniş her şey var. Daha da derinden bakarsak doğudan bakıldığında Osmanlı nasıl görünüyor bunu da anlamış oluyoruz kitap okuduğumuzda. Ayrıca doğunun o değişmez mitleri, o değişmez gelenekleri, ve bu geleneklere verdikleri önem her şeyi ile en güzel şekilde aktarılmış okuyucuya. Bence özellikle bütün gençler bu kitabı okumalı Yaşar Kemal'i tanımak için. Yani onun nasıl bir yazar olduğunu ilk etapta öğrenmek için güzel bir yapıt olmasının yanı sıra anlattıklarıyla sevda nedir özveri nedir bağlılık nedir birlik olmak nedir her şeyi öğrenebilecekleri ve öğrenirken de çok zevk alabilecekleri bir kitap.
İnsan sizce neyle yaşar?( Yorum bölümü)
Öyle bir kitap oku ki hayatın değişsin diye bir amaç ediniriz içimizde öyle başlarız çoğu kitaba.
Hangi kitabı alırsam alayım elime öyle merak öyle özveri ile okurum ki kitabı,bu hissiyat bile başlı başına kitap aşığı olmaya yetecek bir sebep.:)
Bazı kitaplarda hoşumuza giden sözler vardır alıntıladigimiz ve hoşumuza giden. Bu alıntılar bazı
SPOİLER İÇERİR
14 yılda tamamlanan bu eserde neler yok ki...
Suç, ceza, toplumsal çöküş, Din, vicdan, Fransız Devrimi, aşk, dostluk, iyilik, kötülük, Tanrı, şeytan, inanç, başkalaşım, felsefe ve bunun getirisi her şey.
Hayatın artıları ve eksileriyle yüzleşmek bu eserde... Yani;kitap içinde kitap, dünya içinde dünya, zaman içinde zaman... İçine
YouTube kanalında tatlı tatlı anlattığı insan psikolojisiyle ilgili konuları herbiri bir tecrübeyle yoğrulmuş, samimiyet ve özveri kokan satırlara süzdürerek dimağımıza işleyen yazar; bizi ve içimizi oluşturan o evreni tanımamıza ve çözümlememize yol açacak anahtarları keyifle okunan bölümler halinde elimize daha doğrusu zihnimize tutuşturuyor, geriye anahtarı doğru yerde ve zamanda kullanması kalıyor.
Kişisel gelişim kitabı diye USA papazlarının yazdığı kitapları bir kenara bırakın ve Kendinize İyi Davranarak bu kitabı birkaç defa okuyun, özellikle sen 25/30 yaşındaki arkadaşım, sana sesleniyorum
