Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hist, hist! Bir evden deli gibi birisi fırlıyor. Üstüme çullanıyor. Dostumu öldürdüm abi! diyor. Sakla beni. Paltomun cebini gösteriyorum. Dikişlerinden yağmur girmiş, sabahki yediğim simitin susamları kokan cebime girip kayboluyor. İsmin ne senin? diye sesleniyorum cebime.
Ne yapalım? Günün birinde dostluklardan, insanlardan ve hayvanlardan ve ağaçlardan ve kuşlardan ve çimenlerden yapılmış vazife hissi ile çarpan yüreklerle dolu bir âlemde yaşayacağımızı düşünelim. Bir ahlakımız olacak ki hiçbir kitap daha yazmadı. Bir ahlakımız, bugün yaptıklarımıza, yapacaklarımıza, düşündüklerimize, düşüneceklerimize hayretler içinde bakan bir ahlakımız. O zaman hiç merak etme. Dostum Panco da bana hak verecektir. Kilise ahlakından söz açmayaçak. Dostluğun olağanüstü güzelliğini çocuklarına anlatacaktır.
Sayfa 8
Reklam
Atatürk köprüsünde rastladım adama iki elini tırabzana dayamış, Haliç’e öğürüyordu. Yanında durdum. Zıplar gibi iki üç defa daha ayakkabılarının ucuna basarak yükseldi. Sonra durdu. Mendilimi çıkarıp gidip yüzünü sildim. Ağzını sildim. Gözüne düşen saçlarını elimle taradım. Yüzünü bana çevirince iki büyük siyah kara göz dostça baktı. Çok içtim amca, dedi. Ukalalık etmedim. İçmeli delikanlı,dedim, içince çok içmeli dedim Aşk olsun amca, dedi,sende bizdenmişsin. Zamanında, dedim. Çok mu içerdin? Dedi. Altdudağımı üstdudağıma adam akıllı yapıştırıp sağ elimle de havaya hafiften iki üç tokat salladım. Panco sen de yap böyle, ne demek istediğimi anlarsın. Belli, belli amca,dedi.Suratında nur kalmamış. Kızdım. Nurum içimde oğlum, dedim,içim pırıl pırıl. İçim aşkla dolu,dostlukla dolu, hiç olmazsa bu akşamlık. Sen bakma o yüzdeki nura.Yalancıdır aldatır.
Grup Dinmeyen
Kavganın ortasında yapayalnız kalsan da Yılgınlığa kapılıp köreltme yüreğini Sen tarihin oğlusun yasadın onbin yıldır Yitirip inancını, kaybetme direncini. Spartakus'ün köle ordusunda neferdin Paris barikatında umut oldun direndin Afrika'da zenciydin, Panco Villa'yla köylü Ernesto'yla Castro'nun bağımsız Küba düşü.
Fatih parkın'nın kenarında yürüyorum, Panco. Adamın biri oturmuş ıslak yere. Bacaklarını dimdik dikmiş. Kafasını parkın sınır demirlerine dayamış. - Yaşasın demokrasi, yaşasın millet, yaşasın cumhuriyet! diye bağırıyordu. + Yaşasın hemşerim, dedim.
-Çok içtim amca, dedi Ukalalık etmedim. +İçmeli delikanlı, dedim, içince çok içmeli. -Aşkolsun amca, dedi, sen de bizdenmişsin. +Zamanında, dedim. -Çok mu içerdin? dedi. Altdudağımı üst dudağıma adamakıllı yapıştırıp sağ elimle de havaya hafiften iki üç tokat salladım. Panco sen de yap böyle, ne demek istediğimi anlarsın. -Belli, belli amca, dedi. Suratında nur kalmamış. Kızdım. +Nurum içimde oğlum, dedim, içim pırıl pırıl. İçim aşkla dolu, dostlukla dolu, hiç olmazsa bu akşamlık. Sen bakma o yüzdeki nura. Yalancıdır, aldatır. -Öyle mi dersin? dedi. Arkasından ''Öyle mi derler tombul gelin böyle mi derler?'' şarkısını söyleyerek uzaklaştım.
Reklam
76 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Mançalı aldatılmış şövalye Don Kişot atı Rosienta ve yol arkadaşı Rucio adlı eşeğe binen,100 tane atasözü bilen, Sanço Panço ile yeri geldiğinde yel değirmenlerine açtığı savaş ve onun kutsal aşkı Tobosolu Dulsinea'nın konu alındığı güzel bir dünya klasiği.
Don Kişot
Don KişotErich Kästner · Can Yayınları · 20193,348 okunma
"Ha uyumadan evvel Panco'ya anlat beni. Fatih parkının demirine dayalı uyuyan adamı, cıgarasının dumanını. Panco iyi çocuktur. Candır can. Selam söyle benden."
Kaç tane dünyanız var?
Bir yazarla tanışmak yeni bir dünya ile tanışmak gibi Sait Faik ile tanışmak ise yüzlerce dünya ile tanışmak gibi. Çünkü o hep yaşantıları, rüzgarı, denizi, balıkçıları, kaynayan semaveri, Panco'yu ve köpeği Arabi'yi anlattı bize. Düşünsenize kaç tane dünyanız var..
Metrodaki Çocuk
Bir şehirde metro olur da müzisyen olmaz mı? Olur elbette. Batı kentlerinde müzisyenler, metro yolculuğunun tuzu biberidir, olmazsa olmazıdır. Paris metrosunun bir uçtan öteki uca esen dondurucu rüzgarına ve metro gürültüsüne rağmen bir takım insanlar inatla müzik yapmayı sürdürür. Köşedeki yaşlı adam akordeon çalar durur. Öteki köşede
Reklam
136 syf.
9/10 puan verdi
Sait Faik’i geç tanıdım ve bundan biraz utanıyorum. İlk okuduğum kitabı oldu Alemdağ’da Var Bir Yılan. Eşe dosta ‘’ya bu Panco kim?’’ diye diye bitirdim kitabı. Her hikayesi kendi içinde açılıp kapanacak kapıları barındırıyordu bence. O yüzden arkadaşlarım farkı farklı yorumlar söylediler hikâyelerle ilgili. Çok sevdim ben de. Medarı Maişet Motoru’yla Sait Faik turuma devam edeceğim.^^
Alemdağ'da Var Bir Yılan
Alemdağ'da Var Bir YılanSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 202010,6bin okunma
Öyle Bir Hikaye
“Şişli'de Bomonti durağından yüz adım yürüsem evime varır, iki yorganlı yatağımın çukuruna büzülür, dostum Panco'yu düşünürüm. Şimdilik başka kimsem yok. İstanbul adalarının birinde hasta anam yatar döşeğinde. Kara köpeğim de karyolasının altında onu ve beni bekler. Panco, Çilek isimli bir sokakta oturur.”
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Öyle Bir Hikaye
“Üçü de uykudadır. Annem horluyor, Arap uyanmış, sokağa kulak veriyor, Panco rüya da görmüyor, demincek attım.”
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Öyle Bir Hikaye
“Hidayet paltomun cebinde bir susam tanesi gibi büzülürdü. Yağmur dinmişti. Ortalık bir parça ağarmış gibi idi. Hidayet cebimden seslendi: — Anlatayım mı ötesini abi? — Anlatma, yeter bu kadarı. — Peki abi, sustum. Nasıl istersen abi. Ama anlat beni Panco'ya emi?”
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
320 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.