Eğer, bütün etrafındakiler panik içine düştüğü
ve bunun sebebini senden bildikleri zaman
sen başını dik tutabilir ve sağduyunu kaybetmezsen; Eğer sana kimse güvenmezken sen kendine güvenir
ve onların güvenmemesini de haklı görebilirsen; Eğer beklemesini bilir ve beklemekten de yorulmazsan
veya hakkında yalan söylenir de sen yalanla iş görmezsen,
ya da senden nefret edilir de kendini nefrete kaptırmazsan,
bütün bunlarla beraber ne çok iyi ne de çok akıllı görünmezsen; Eğer hayal edebilir de hayallerine esir olmazsan, Eğer düşünebilip de düşüncelerini amaç edinebilirsen, Eğer zafer ve yenilgi ile karşılaşır
ve bu iki hokkabaza aynı şekilde davranabilirsen; Eğer ağzından çıkan bir gerçeğin bazı alçaklar tarafından
ahmaklara tuzak kurmak için eğilip bükülmesine katlanabilirsen,
ya da ömrünü verdiğin şeylerin bir gün başına yıkıldığını görür
ve eğilip yıpranmış aletlerle onları yeniden yapabilirsen; Eğer bütün kazancını bir yığın yapabilir
ve yazı-tura oyununda hepsini tehlikeye atabilirsen;
ve kaybedip yeniden başlayabilir
ve kaybın hakkında bir kerecik olsun bir şey söylemezsen; Eğer kalp, sinir ve kasların eskidikten çok sonra bile
işine yaramaya zorlayabilirsen
ve kendinde 'dayan' diyen bir iradeden
başka bir güç kalmadığı zaman dayanabilirsen; Eğer kalabalıklarda konuşup onurunu koruyabilirsen,
ya da krallarla gezip karakterini kaybetmezsen; Eğer ne düşmanların ne de sevgili dostların seni incitmezse; Eğer aşırıya kaçmadan tüm insanları sevebilirsen; Eğer bir daha dönmeyecek olan dakikayı,
altmış saniyede koşarak doldurabilirsen; Yeryüzü ve üstündekiler senindirVe dahasısen bir İNSAN olursun oğlum...
'Sevgili dost, bir kitabı okurken insanın canı acır mı?..'
Acıdı... 9 yaşındaki Cahide ve Kaya. İkisi de 9 yaşında. Hani herkesin dünyasının renkli vakitleri; cıvıl cıvıl, parlak, rengarenk... Ama bu çocukların dünyası karanlık sulara gömüldü. Son saatlerinde gördükleri mavi renk yuttu ve siyaha götürdü onları. Mustafa Bal, 9 yaşındaki kızı
Öncelikle bu inceleme diğer incelemelerime nispeten biraz daha uzun olacak, şimdiden okuyacak olanları uyarmakta fayda görüyorum. Zira kitap dolu doluydu ve birçok şey üzerinde düşünmemi sağladı. Bu yüzden biraz edebiyata dair görüşlerimi de içerisine katarak sohbet havasında bir şeyler yazmak istiyorum. Ancak sohbet ederek ve üzerine konuşularak
Okuduğum ikinci Paulo Coelho kitabı ve bir birinden zıt iki kitap, çok yönlü bir yazar olduğunu düşünüyorum.
“Paulo Coelho gençken anne ve babası tarafından üç kez akıl hastanesine gönderildi. Aylarca hastanede kaldı. Sakinleştiriciler ve elektroşok verilerek tedavi uygulanmaya çalışıldı.” Bu deneyimleri üzerine kurulu bir kitap aslında.
Delilerin dünyasında kuralsızlık hakim yasa yok,ceza yok...Aslında kitapta delilikten kasıt şizofrenler,panik atak krizleri geçirenler, intihar teşebbüsünde bulunanlar bunların hepsi bir çatı altında toplanmış.Bu kitabı kendinizi güçsüz ve yaşamdan soğumuş hissettiğiniz bir dönemde okursanız size kendinizi ve yaşamınızı sorgulatır, her günümüzün bir birinden özel ve kıymetli olduğu bilincine kavuşursunuz.İçinize umut aşılar.Kitabı 5 ay önce aldım pişmanım aldığım gibi hemen okumadığım için.Sağlıcakla kalın.
İşte küçük bir gerçek. Öleceksiniz! Tüm çabalar nafiledir, hiç kimse sonsuza dek yaşamaz. Keyfinizi kaçırdıysam kusura bakmayın. Size tavsiyem; vaktiniz geldiğinde panik yapmayın. Korkunun ecele faydası yok.
l Paulo Coelho gençken anne ve babası tarafından üç kez akıl hastanesine gönderildi ve aylarca hastanede kaldı. Sakinleştiriciler ve elektroşok verilerek tedavi uygulanmaya çalışıldı. Yazarımızın bu deneyimleri üzerine kurulu bir kitap.
l Bir insan neden ölmek ister? Sevgisizlikten mi? Parasızlıktan mı? Yoksa toplumun belirlemiş olduğu güzellik
♡♡♡♡
O zamanların elit ve şımarık çocuğu ben, birisini gördüm pazarda...
Gerçekten ve gerçekten o dilenci degildi, çalışamayacak kadar fiziken mağdurdu.
"Acaba birileri bir iki lokmalık birşeyler verirde, çocuklarıma götürebilirmiyim" ümidi ile yanaştığı tezgahlarda pazarcıların gözlerine bakıyor, yüz bulamayınca sanki içi ağlar gibi