Nasrettin Hoca’nın bir fıkrası vardır hani. Oğluyla yolda giderken önce oğlunu bindirir eşeğe, kendi yürürken. Etraftakilerin ayıplamasıyla kendi biner, oğlu yürür devamında. Bencil diye söylenenleri duyar da devamında, oğluyla beraber binerler eşeğe. Bu sefer de merhametsiz olmuştur hoca diğerlerinin nazarında. En son çare ikisi de yürürler
İşte küçük bir gerçek. Öleceksiniz! Tüm çabalar nafiledir, hiç kimse sonsuza dek yaşamaz. Keyfinizi kaçırdıysam kusura bakmayın. Size tavsiyem; vaktiniz geldiğinde panik yapmayın. Korkunun ecele faydası yok.
Bu yıl okuduğum en iyi 10 kitap listesine girecek Veronika ..
Neden :
Çünkü bu kez yazar beni yakalamayı başardı. .çok keyifle okuduğum"" veronika ölmek istiyor "" aslında kimin akıllı kimin deli olduğunu bir kez daha düşünmemizi sağlayan bir kitap .
İntihara meyilliler ,panik ataklılar, şizofrenler dünyasına ufak bir yolculuk yaptırıyor bize ..
Kendi kendimize sorduğumuz soruları, günlük yaşamda bize "mutlaka" olmalı diye dayatılan olguların aslında olmasada olabilirligini....
Başkaları icin mi , kendimiz icin mi yasadigimiz ,aslinda kim olduğumuz yada kim olmak istediğimiz gibi milyon şimsek çakışı sorular yüklüyor bize ve bunu yaparken bir müzik eşliğinde kayarcasina alıp giden bir roman ...
Coelho nun bu kadar kadın gözüyle dıştan bakış -iç dünya yansıması beni baya baya şaşırttı ...
Dip Not.
Bu kitabi okuduktan sonra insanda piyano klasikleri dinleme isteği uyanıyor :)
Özellikle johan sebastian bach / adagio
Hayata bir mola vermek istediğiniz an veronika yı okuyun lütfen ...benden tavsiyedir
Aklı selim ve huzurla kalın. .
"Bir eşi olmalı insanın
Rüzgar onun kokusunu getirmeli
Yağmur onun sesini...
Cennetten köşe almışçasına
Sevdiği, sakındığı, bakmaya kıyamadığı
Bir eşi olmalı insanın..."
Panik yok korkmayın delirmedim ama 6 yıl önce deliymişim🤭Düğün davetiyemden bir kesit okudunuz, bugün denk geldi gülmekten geberdim sizinle de paylaşmak istedim 😂😂😂
♡♡♡♡
O zamanların elit ve şımarık çocuğu ben, birisini gördüm pazarda...
Gerçekten ve gerçekten o dilenci degildi, çalışamayacak kadar fiziken mağdurdu.
"Acaba birileri bir iki lokmalık birşeyler verirde, çocuklarıma götürebilirmiyim" ümidi ile yanaştığı tezgahlarda pazarcıların gözlerine bakıyor, yüz bulamayınca sanki içi ağlar gibi