Müjdeliyorum; Yeni çağın yeni kıtası, "iç"tir. Kıpırtısız seyahatlerin vakti gelmiştir. Pek yakında insan, kendi "iç"ine gidecektir.
Ona fırsat tanıdık, büyük bir makineymişçesine içine paralar akıttık, karşılığında hiçbir şey vermedi. Etrafımızda her şey çürüyor, çöküyor. Dünya böyle giderse pek uzun yaşamaz. Çok yakında işi biter.
Sayfa 166Kitabı okudu
Reklam
Yıllar geçiyordu; yetimin yüreğine hayatı sindire sindire... Günlerden birinde amcası Ebû Tâlib ona Kuzey Kervanı'ndan bahsetti: ''Yakında Dımeşk'a gideceğim yeğenim. Artık bir delikanlı sayılırsın, istersen seni de götüreyim, ha?'' Gülüm, yolun ve yolculuğun, tabiatın ve coğrafyanın ne demek olduğunu; devletin, sınırın, millet olmanın ne
Sayfa 112Kitabı okudu
İnsanlar, hele şu son zamanlarda bir özgürlük teranesi tutturdular; neymiş bu peşinde koştukları özgürlük? Yalnızca esirlik ve kendine kıymadan ibaret! Çünkü insanlar, “ihtiyaçlarını temin etmeye bak, sen de en yüksek, en zengin kişilerle aynı haklara sahipsin” inancına saplandılar. “İhtiyaçların giderilmesi konusunda hiç çekinme, hatta isteklerini alabildiğine artır!” Herkesin dilinde bu var, özgürlük böyle anlaşılıyor. İhtiyaçları alabildiğine genişletmek hakkı neler doğurur? Zenginleri yalnızlığa ve manevi çöküntüye, yoksulları kıskançlığa, suç işlemeye götürür. (…) Özgürlüğü, ihtiyaçlarını genişletmeye ve gidermeye yarayacak bir araç saydıkları için yaratılışlarına zıt giderler, anlamsız, ahmakça istek, alışkanlık ve ipe sapa gelmez hayallere yer verirler. Sırf karşılıklı kıskançlık, şehvet ve kibir için yaşarlar. Ziyafetler, gezip tozmalar, arabalar, rütbeler, buyruk kulu uşaklar öyle önemli bir ihtiyaç sayılır ki, uğruna hayat, onur, insan severlik her şey feda edilir. Bunları sağlayamayınca kendine kıyanlar bile olur. Zengin olmayanlar arasında da aynı şeylere rastlanır. Yoksul tabaka ulaşamadığı isteklerini, kıskançlıklarını şimdilik sarhoşlukla körletir. Ama pek yakında şarap yerine kanla sarhoş olacaklar, gidiş o gidiştir. Sorarım size: Böyle insan özgür olabilir mi?
Sayfa 410
‘’ Bizim için en kutlu hedef Turancılıktır. Eskiden nasıl bir idiysek yine birleşeceğiz diye kendisini bir ülküye adamaktan daha kutlu ne olabilir? Bütün Türkler'i birleştirmek hakkımız ve görevimizdir. Bizden zorla koparılanı geri almak adaleti yerine getirmektir. Turancılık bir büyüklük düşüncesidir. Büyüklük Siyasi sınırlar dışındaki Türkler'le uğraşmak macera ise Türk uçakları Kıbrıs'a neden saldırdı? Hatta Amerikan donanması engel olmasaydı Kıbrıs'a neden çıkılacaktı? Batı Trakya Türkleriyle, Kerkük Türkleriyle, neden bu kadar ilgileniliyor? Dün "Hatay"dı. Bugün "Kıbrıs", yarın "Batı Trakya" ve "Kerkük", Öbür gün "Azerbaycan" ve daha ötesi… Bu, budur. Kimse başını kuma sokmasın. Turancılığa muhalefetin bir türlüsü de Türkiye dışındaki Türklerden habersiz olmanın sonucudur. Daha pek yakında bir bilgin kişinin, bir toplantıda gençlerden birine "Hunlar da mı Türk" diye sorduğunu anlattılar. Hunlar'ın Türk, hatta kısmen Oğuzlar'ın ataları olduğunu bilmeden yaşayan bilgine ne denir? Meğer o, milli tarihi Malazgirt zaferiyle başlıyor sanırmış. Hayırlı uykular deyip geçelim...’’
Sevgili (Deniz) Sıla, Her ilişkinin gizli bir mezarlığı vardır. Eğer iki kişiden biri bu mezarlığı yalnız ziyaret etmeye başlamışsa pek yakında o mezarlık, ilişkinin de ebedi istirahatgahı olacak demektir.. Sakın o mezarlığı yalnız ziyaret etme. Ne olursa olsun yanındakini adamı da sürükle. Yoksa... Yoksa bir gün o mezarlıkta yalnız kalırsın.. RİMA
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.