Sunay Akın’ın ilk okuduğum kitabı:)…
Birkaç ay önce haberlerde İstanbul Oyuncak Müzesinin tanıtımını izlerken Sunay Akın’ın ‘’Oyuncakları çocuklarının hayalleri çoğalsın diye değil de oyalansın diye alan anne babalara..’’ diye başlayan cümlesi ile ilk defa tanıdım yazarı. Açıkçası bir şair tarafınca açılan bir oyuncak müzesi fazlasıyla ilgimi
"Siz pelikanların yavrularını nasıl beslediğini biliyor musunuz?
-hayır.
"Anne pelikan, yavrularının açlık çektiğini görürse, kendi etinden parça kopararak onları besler...
Vâr eden’ in adıyla insanlığa inen Nûr
Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur
Kutlu bir zaferdir bu ebâbil dudağından
Rahmet vâdilerinden boşanır âb-ı hayat
En müstesna doğuşa hamiledir kâinat
Yıllardır boz bulanık suları yudumladım
Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları
Yağmur, seni bekleyen bir taş da
"Siz pelikanların yavrularını nasıl beslediğini biliyor musunuz?"
Afallayan kadın "Hayır." dedi.
"Anne pelikan, yavrularının açlık çektiğini görürse, kendi etinden parça kopararak onları besler."
Diğerlerine görünüşü ile benzeyen ama ruhu farklı olan kara balığın masalsı serüveni..
Annesi ile bir ırmakta yaşayan küçük kara balık..Gece uykuları kaçtığında suyun yüzeyine çıkıp parıldayan Ay işe sohbet etmeyi merak eden ama annesinin korumacılık kalkanına takılıp kuyruğundan diplerdeki yosunlara geri çekilen Küçük Kara Balık..