Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hepimizin kişiliğinde reddettiği, inkar ettiği, sosyal ve ahlaki olarak kabuledilemez bulduğu, ayıplanacak, şeytanı veya tehlikeli bir gölgesi, karanlık, bilinçdışı negatif bir tarafı vardır. Jung'un söylediği gibi hepinizin bir personaya ihtiyacı vardır fakat personamizla gereğinden fazla özdeşleşirsek ve iş tek taraflı hale gelir, dengesizlesir, katılaşırsa problemler belirmeye baslar. Patolojik narsisizmde persona sadece dış dünyaya göstermeye çalıştığımız şeyden ziyade, kendimizi görmek istediğimiz halimize, gizleyici ve telafi edici, sığ bir "yanlış benliğe", Jung'un gölge dediği şeye dönüşmüştür.
Sayfa 33
Portekizcede "kişi" anlamına gelen pessoa, Latince "maske" anlamındaki persona kelimesinden türemiştir. Yarattığı personaların ardındaki gerçek Pessoa kimdi? Kimse anlamadı. Anlaşılmak, ona göre kendini satmaktı zaten. O kimseye ait değildi, kendine bile¹:
Bahar Eriş - HİÇLİKTEN DOĞAN DEHA: FERNANDO PESSOA - 1. Çeviri Cevat Çapan, Düşsel ve Gerçek kitabındanKitabı okudu
Reklam
110 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
28 saatte okudu
kitaphaber.com.tr/modern-toplum-h... Modern Toplum Hastalığı Olarak ‘Yabancılaşma’ Ve Bir Başkaldırı Örneği Olarak: ‘Yabancı’ “Hiçbir şeyin, ama hiçbir şeyin önemi yoktu ve ben bunun niçin böyle olduğunu biliyordum.” (Camus, s. 109) YABANCILAŞMA Modern
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2020111,2bin okunma
96 syf.
10/10 puan verdi
Recep Kayalı bir söyleşisinde "İnsan anlatmak ve anlamak için yaratılmış yegâne varlık. Anlatmak için yaratılmış bir varlığın yaratılma sebebini sanata dönüştürmek de iç gıdıklayıcı bir büyü" der ve şunu da ekler: "Öykü bizim sığınağımız ve hayatımızın çok büyük bölümünü kaplayan bir olgu, oyun alanımız." Öyküyü bir sığınak,
Kamburuma Üç Sebep
Kamburuma Üç SebepRecep Kayalı · Bilge Kültür Sanat · 2020268 okunma
ÇAĞIMIZIN KARANLIĞI: ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI
Cinsel istismar sorunu yüzyıllardan beri, bedensel ve ruhsal sağlığı hasar görmüş bireyler üreterek, hücrelere saldıran kanser gibi toplumları tahrip etmeyi sürdürmektedir. Persona Dergisi - 8. Sayı, Çocuk (ss.17)
Fernando Pessoa
Portekizcede "kişi" anlamına gelen pessoa, Latince "maske" anlamındaki persona kelimesinden türemiştir. Yarattığı personaların ardındaki gerçek Pessoa kimdi? Kimse anlamadı. Anlaşılmak, ona göre kendini satmaktı zaten. O kimseye ait değildi, kendine bile.
Reklam
Herman Hesse
Bir babadan çocuğuna burnu, gözleri, hatta zekası kalıtım yoluyla geçebilir ama ruhu asla. Her insan yeni bir ruh taşır kendisinde. (Persona Dergisi)
Çocuk Hakları Sözleşmesi Madde 3
"Her çocuğun doğduğu anda bir adı ve bir devletin vatandaşı olma hakkı vardır." (Persona Dergisi)
Persona Dergisi - Çocuk, Sayı 8 (ss.7)
Geçenlerde bir yerde oturuyorum karşımda da bir çocuk var. Bir konu açıldı ve çocuk, arkadaşlarından birinin Balıkesir'e gittiğinden bahsetti. Anlattığım çocuk sadece beş buçuk yaşinda. Arkadaşın Balıkesir'de ne yapacak diye sorduğumda "Balık almaya gitti'' cevabını aldıktan sonraki o masumiyeti unutamıyorum. Tamamen safça söylenilen bir cümleden sonra yüzümde oluşan o tebessüm çoğu şeye değerdi. Ne kadar güzel ve özel bir dönemmiş çocukluk.
BUNUN EMEKLE İLGİSİ NE? Haliyle diyebiliriz ki sabah kalkıyorum selfie koyuyorum, gündüz içtiğim kahvenin, okuduğum kitabın fotoğrafını koyuyorum, gece konsere gittiysem video paylaşıyorum, bunun emekle ne ilgisi var? Doğru, tüm bunları sosyal medyada bir persona oluşturmak, sosyalleşmek ve bazen sadece eğlenmek için yapıyoruz. Ancak yaptığımız her paylaşım bir başka kullanıcıyı platformda daha fazla tutma potansiyeli taşıyabilir ve bu sırada bir reklam daha görür, daha fazla veri bırakır. Sonuçta bizim sosyalleşme ihtiyacımızdan dev bir ekonomi doğar ve bunun bütün geliri platformlara gönüllü olarak devredilir. Bizler de karşılığında hiçbir ücret ödemeden kullanmakla yetiniriz. İstisnai bir kısmımız da Youtube modelinde olduğu gibi izlenme geliri elde edebilir. Özünde sosyal medya platformlarının işi ilgi uyandırmaktır. Biz de buna aracılık ederiz. Büyüsü, bizi hiçbir ücret ödemeden veya başka bir vaat sunmadan içerik paylaşmaya teşvik etmesidir
Sayfa 9 - Günümüzde İnternet: Semt Bizim Ev Kira
Reklam
Savaşın Çocukları
Savaş bölgesinde çocuk olmak ne zaman, nereye düşeceğini bilmediği bombayı, hangi yönden geleceğini bilmediği keskin nişancının namlusundan çıkacak olan kurşunu umursamadan sokakta oynama cesaretini gösterebilmektir. Persona Dergisi - Çocuk, 8. Sayı (ss.29)
Cinsel şiddet ile ilgili yaygın mitler (yanlışlar)
Bu konuda yaygın toplumsal mitlerimiz vardır. 1. Cinsel istismar, istismara maruz kalanın suçudur ve ne giydiğiyle ilgilidir. 2. Cinsel istismar, istismara maruz kalanın nasıl davrandığıyla (istismara maruz kalanin bacak bacak üstüne atması, saçlarıyla oynaması, gülmesi vb...) ilgilidir. 3. istismarcılar sadece yabancılardır. 4. İyi ailelerde cinsel istismara rastlanmaz. 5. Çocukların hayal güçleri zengin olduğu için yalan söylüyor ya da uyduruyor olma ihtimali yüksektir. (Persona Dergisi)
Persona Dergisi - Çocuk, 8. Sayı (ss.18)
Dünyada 'çocuk bayramı' olan tek ülkede çocuklara yönelik cinsel istismar patladı. Her Hafta 120 çocuk adli tıbba gidiyor. Bu rakamlar buz dağının görünen yüzü, bütün vakaların %10-20'si"
Persona Dergisi - Duygular 7. Sayı (ss;9)
"İfade edilmemiş duygular asla ölmez; sadece diri diri gömülür ve sonradan korkunç bir şekilde tezahür ederler." demiş Freud. Bu bize bastırmış olduğumuz duyguların yok olmadıklarını ve içimizde büyümeye devam ettiklerini gösteriyor. Bir şeyleri tam olarak yaşamadan, tamamlamayıp yarım bırakarak ve yarım kalan kısımları görmezden gelerek nereye kadar ilerleyebilirsiniz? O yarım bıraktığınız yaşantılar, deneyimlemekten kaçtığınız duygular sırtınızda bir yük olarak birikirken ne kadar yol alabileceksiniz? Bir süre sonra o yükler sizi yavaşlatacak ve yaşam kalitenizi düşürecek. Tam da bu sebepten belki de, olabildiğince duygularımızı yaşamaya çaba göstermeliyiz.
Persona Dergisi - Duygular 7. Sayı (ss;8)
"Acını yaşa, öfkeni yaşa. Ve seyret. Kendini sakın bastırma. Öyle suyun üstünde akan yaprağa bakar gibi bak, seyret. Uzanıp onu almaya kalkışma. Kendini suçlama. Olacak olandan kaçamazsın. O yüzden hiç bastırma kendini, baskılama. Çünkü insan bastırdığı duygunun esiri olur." Cahit Zarifoğlu Bastırdığımız duygunun esiri mi oluyoruz, yoksa onu alt etmiş mi oluyoruz bastırarak? Duygularımızı bastırdığımız için güçlü olarak mı nitelendiriyoruz kendimizi, bastırmadığımız için zayıf karakterli mi?
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.