Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Pınar Cüre

Sana şu kadarını söyleyeyim; çölde açlıktan ölmekte olan bir çakal kafesteki karnı tıka basa tok bir aslandan daha mutludur.
Reklam
Çifçiler mallarını, hırsızlardan ve hükümdarlardan korumak için tapınaklara ve din görevlilerine emanet etmeye başladılar. Din görevlileri bu emanetlere ihtiyaç sahiplerine ödünç olarak vermeye, geri getirdiklerinde aynı mal cinsinden faizini de almaya başladılar. İlk bankalar tapınaklar, ilk bankacılar ve faiz alanlar da din görevlileriydi.
Çünkü sanat, yeryüzünde ve insanların içinde olup bitenleri, çöplükle sarayı aynı hakikatten uzak ve güzelleştirici örtüye bürüyen ay ışığı gibi, tatlı bir yalan bulutunun arkasından göstermeye mecburdu, sanat eserinden faydalanabilecek durumda olanlar, her şeyden önce avunmak, oyalanmak istiyorlardı; sanatkarın ekmeği de işte bu tatlı rüya meraklılarına bağlıydı, yoksa kömür kayığında yüzükoyun yatan yırtık zıpkalı Bartın uşağına değil.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bilim insanları sahip oldukları bilgileri de alarak, insanların ulaşamayacağı yüksek zirvelere çıktılar.
Sayfa 150Kitabı okudu
Galiba aşk, utanç duyusunun ortadan kalkması demek. İki kişinin birbirine karşı hiçbir şeyden, Hiçbir düzeysizlikten utanmaması demek...
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
Bölünmüş bir dünyada, sağduyulu kalmaya çalışan ve herhangi bir takıma girmeyen adama duyulan kuşku, sonunda o insanın çarmıha gerilmesiyle sonuçlanıyordu.
Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.
Çünkü sadece kendi kaderlerini bir gizem olarak yaşayabilenlerin gerçek anlamda yaşadıklarına inanıyorum.
Ah canlılığım her zaman vardı elbette, sadece yaşamaya cesaret edememiştim (...)
Sonra birden sanki bir kibrit çakılmış da karanlık derinliklere tutulmuş gibi bilincimde çakan çiğ bir ışıkla farkettim ki, ben sadece utanmak istiyordum, ama aslında utanmıyordum, hatta o derinliklerde bir şekilde gizli bir gurur, daha da ötesi, yaptığım o budalalıktan duyduğum bir hoşnutluk vardı.
Reklam
İktidar, ancak eğilip onu alma cesareti gösterenlere verilir.
Sayfa 522Kitabı okudu
Neden böyle aptalım ben? Madem başkaları aptal ve ben onların aptal olduklarını kesin olarak biliyorum, öyleyse neden onlardan daha akıllı olmak istemiyorum? Sonra, herkesin akıllı olmasını beklemenin çok uzun süreceğini anladım, Sonya. Bir de bunun hiçbir zaman gerçekleşmeyeceğini... İnsanların değişmeyeceğini, onları değiştirebilecek kimsenin bulunmadığını ve bunun için çaba göstermeye değmeyeceğini! Ya, böyle işte! Bu bir yasa Sonya, yasa. Akılca ve ruhça kim sağlam ve güçlüyse, insanlara onun buyuracağını biliyorum artık! Kim daha yürekliyse, haklı olan da o olur. Herşeyin içine tükürmekte, aldırmazlıkta en ileri gidenler, yasa koyucu olurlar. Herkesten daha gözü pek olan, herkesten daha haklıdır! Bugüne kadar böyle gelmiş, bu bundan sonra da böyle gidecek! Bu gerçeği ayırt edemeyenler kördür!
Sayfa 521Kitabı okudu
Ben senin önünde değil, insanlığın çektiği acılar önünde eğildim, dedi.
Sayfa 401Kitabı okudu
Ben bir düşünceyi, yani tohumu ekerim... Bu tohumdan bir gerçek filizlenir.
Sayfa 458Kitabı okudu
Bana bir yalan söyle, ama bu yalan senin olsun, senin uydurduğun bir şey olsun, alnından öpeyim! Kendine ait bir yalan, başkalarına ait gerçekleri tekrarlamaktan belki de daha iyidir. Birincisinde sen bir insansın, ikincisinde ise bir papağan!
Sayfa 249Kitabı okudu
36 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.