Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Pınar Cüre

Aklım bir düşünceye takıldı: Hayatımda ilk defa, birçok ozanın söylediği, onca düşünürün nihai bilgelik olarak öne sürdüğü hakikati gördüm. Hakikat şuydu; sevgi, insanın ulaşabileceği en yüksek ve en büyük hedefti. O anda, insan şiirinin, insan düşünce ve inancının ayırt ettiği en büyük sırra haiz oldum: İnsanın kurtuluşu sevgiyle ve sevgidedir. Elinde hiçbir şeyi kalmamış bir insanın dahi, kısacık bir an için bile olsa, sevdiğine ilişkin düşüncelerden nasıl mutluluk duyabileceğini anladım. İnsanın, kendini olumlu eylemle ifade edemediği ve tek yapabileceğinin çektiği acılara doğru bir yolla (onurlu bir yol) katlanmak olabileceği mutlak ıssızlık durumundaki birinin, sevdiğine dair içinde taşıdığı imgeye sığınarak tatmin olabileceğini gördüm. Hayatımda ilk defa "Melekler sonsuz bir görkemin ebedi düşüncesinde kayboldu" sözlerinin ne ifade ettiğini anladım.
Reklam
Yaşamak acı çekmektir ve hayatta kalmak acıda bir anlam bulmak demektir.
Yazarın metni oyuncu onu analiz edene de yazarın kastettiği anlamı meydana çıkarana kadar ölüdür.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Etiğin tiyatronun başarısında çok önemli olduğuna inanan Stanislavski çok yetenekli oyuncuların bile, eğer grubun uyumlu atmosferine katkıda bulunamıyorlarsa, gözden çıkarılabileceklerini söylüyordu.
Asil insanların en neşeli zamanlarında bile bir hüzün vardır, daha düşük ruhlar ise en sefil zamanında bile neşelidir.
Reklam
Onu öldürmek, inandığım her şeye karşı çıkmak anlamına gelir. Kimileri, sen yalnızca bir damlasın, sözünde durmaman bir damla, önemi yok, diyecekler. Ama dünyadaki kötülüğü destekleyen bu küçük damlalardır. Küçük damlaların önemsizliği üzerine konuşmak saçmalıktır. Küçük damlalar ve okyanus aynı şeydir.
Sayfa 258Kitabı okudu
Yaratıcı olmayan insanlara yaratma fırsatı tanınırsa ortaya kötü insanlar çıkar.
Sayfa 257Kitabı okudu
Çünkü hepimizden nefret ediyorlar, farklı olduğumuz için, onlar olmadığımız için, onlar bizler olamadıkları için nefret ediyorlar. Bize işkence ediyorlar, bizi dışlıyorlar, bizi karantinaya alıyorlar, bize hakaret ediyorlar; kendi gözlerini bağlıyor ve kulaklarını tıkıyorlar. Bizi fark etmelerini ve saygı duymalarını engellemek için ellerinden ne gelirse yapıyorlar. Ama aramızdaki büyükler öldükten sonra da emekleyerek peşinden gidiyorlar. Yarattıkları dönemde üstlerine tükürdükleri, kıçlarıyla güldükleri, kaba fıkralar anlattıkları Van Gogh'lar ve Modigliani'lere milyonlar veriyorlar.
Sayfa 230Kitabı okudu
Onu unutacağımı sandığım da olmuyor değildi. Ama unutmak,insanın yapacağı değil, başına gelecek bir şeydir ve benim başıma gelmedi.
Reklam
Büyük bir yıkıma uğradın. Makul saydığın gerekçeler boşa düştü. Kendini bildiğinden bu yana didinerek kurmaya çalıştığın konforlu hayat meğerse bir kuruntudan, zayıf bir örümcek ağından ibaretmiş; yaşamak, karanlık bir denizin kıyısında yürür gibi kaybolmanın kıyısında yürümekmiş; insanın kendisiyle mesafesi, dünyanın geri kalanıyla arasındaki mesafeden daha büyükmüş. Yalnızlık, hayatın içindeki küçük bir parça değil, hayatın kendisiymiş.
Kendinizle ilgili değerlendirmelerinize bir gün gelip yeni unsurlar eklenir. Bunun sonucu olarak yaşamınızın manzarası, renkleri ve şekilleri dönüşüme uğrar. Az çok, iyi ya da kötü.
Sayfa 105Kitabı okudu
Acı kaçınılmazdır, ama acı çekmek bir seçim meselesidir.
Sağlıklı bir özgüven ile sağlıksız bir kibri ayıran duvar çok incedir.
Gözlerini, kulaklarını ve dilini korumak istiyorsan, gözlerin, kulakların ve bir dilin olduğunu unut.
Sayfa 25
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.