Moderato, orta tempoda ; Cantabile, ezgili demekmiş.. Kitabımızda zaten böyle yavaş tempoda ilerliyor.. Zengin bir kadın olan Anne Desbaresdes, oğluna piyano dersleri aldırmaktadır.. Derslere karşı isteksiz olan çocuğun, sert ve otoriter piyano öğretmeninin sabrını sınadığı bir ders esnasında dışarıdan bir çığlık duyulur.. Bir adam sevdiği kadını öldürmüş başında ağlıyordur.. Gördüğü sahnenin etkisinden kurtulamayan Bayan Desbaresdes, her gün olayın yaşandığı kahveye gitmeye başlar.. Orada cinayete tanık olmuş bir başka kişi olan Chauvin ile tanışır ve olay üzerine konuşmaya başlarlar.. Ölümle sonuçlanan bu talihsiz aşkın öyküsünü tekrar tekrar kurgulayıp konuşmaktan başka bir şey yapmayan çift arasında tuhaf bir ilişki oluşur..
Bayan Desbaresdes ile Chauvin'in önceden tanışıyor olmaları söz konusu olabilir mi? O talihsiz çiftin hikayesinde kendilerine dair buldukları şey nedir? Kitap, sınırlara hapsolmuş insanın orta tempolu hikayesini sunuyor bizlere..
Duras'dan okuduğum ikinci kitap bu ve ben yazarın tarzına yavaş yavaş (orta tempolu şekilde ) alışıyorum.. Marguerite Duras'ın farklı bir anlatım tarzı var ve okurken insan çoğu yerde kafasını karışmış, kendini boşluğa düşmüş hissediyor ama bir yandan da kitap su gibi akıyor.. Hem ne okudum ben şimdi hissi oluşuyor hem de okuduklarınız aklınıza kazınmış oluyor.. Eeh ne diyelim Duras okumaya devam.. Bu arada #kitabınfilmidevar ben henüz izlemedim ama ilk fırsatta izleyip kitapla ilgili aklımda oluşan boşlukları tamamlamayı düşünüyorum.. Herkese keyifli günler bol okumalar diliyorum...