Ancak kim sonunu getirmek için okur ki Kim bunu Arzu Eder kendileri bir Nihayet olan hazlar ve kendi başlarına iyi oldukları için peşine düştüğümüz bazı arayışlar da yok mudur e okumak da onlar arasında sayılmaz mı Arada sırada hayal ediyorum mahşer günü gelip çatıyor ve büyük Fatihler Hukukçular ve devlet adamları kendi mükafatlarını almak için sıraya giriyorlar başlarında taçlar Defne dalları var İsimleri silinemez bir şekilde ölümsüz mermerlere yazılmış sonra Tanrı bizim kulumuzun altında kitaplarla geldiğimizi görünce Aziz petrus'a dönüyor ve en ufak bir kıskançlığa kapılmadan şöyle diyor bak onların mükafata ihtiyacı yok burada onlara verecek bir şeyimiz yok okumayı seviyorlar
Oh my God! diye ünlememek mümkün değil!Soluğum kesilerek okusam da arada bir Türkce çeviri sıkıntı yaratıyor gibi geliyordu. Poe, düşsel imgelemlerle yazdığı bu şiirlerle lahuti bir aleme kapı aralıyor. Gizem, puslu anlatımlar sizin de hayal gücünüzü harekete geçiriyor. Dünya düş'ünde yaşıyoruz hepimiz. Tüm bu gerçeklik düş! Ölünce uyanılacak olduğumuzu ölümü resmettiği şiirinde bir kez daha hissettim. Bu şiirler okunmalı. Keşke dedim bu şiirleri şerh ederek bir kitap yazılsa. Çünkü çok sembolik ifadeler, imgelemeler var. Yine de elinizden bırakmadan okumak istiyorsunuz. Şiir sevenlere tavsiye edilir.
Bütün ŞiirleriEdgar Allan Poe · İthaki Yayınları · 20181,327 okunma
"Karanlıkta Parlayanlar" adlı antolojiyi ilk gördüğümde içindeki öykülerin dehşet verici olduğunu düşündüm ve hemen okumak için sabırsızlandım. Ancak, kitabı okumaya başlayıp sayfalar ilerledikçe umutlarım birer birer söndü. Kalemine en çok güvendiğim yazarlardan biri olan Stephen King'in "Mavi Hava Kompresörü" hikayesini bile kitaptaki birçok öykü gibi vasat buldum. Antolojideki hikayelerin çoğu beni tatmin etmedi, daha derinlikli ve çarpıcı öyküler beklerdim. Ancak yine de antolojideki bazı öyküler okumaya değerdi. Jack Ketchum ve P.D. Cacek'in "Ağ" öyküsü, Clive Barker'ın "PIDGIN ve THERESA" öyküsü, Edgar Allan Poe'nun "Gammaz Yürek" öyküsü gibi. Son olarak da özel olarak değinmek istediğim John Ajvide Lindqvist'in "Koruyucunun Kılavuzu" öyküsü. "Koruyucunun Kılavuzu" kesinlikle kitaptaki en iyi öykü. Lindqvist'in eserini o kadar çok sevdim ki sırf bu öykü hatrına kitaba yedi puan verdim. Lindqvist benim için kesinlikle kitabı kurtaran yazar oldu. Bu öykü, benim için sadece "Lovecraft" evreninde geçen olağanüstü bir hikaye değil, aynı zamanda sıra dışı atmosferi ve etkileyici anlatımıyla beni derinden etkileyen bir başyapıt.
Yaşayan ya da ölü herhangi biriyle bir akşam yemeği şansınız olsaydı kimi seçerdiniz, sorusu vardır ya, benim buna cevabım -edebiyat alanında- Edgar Allan Poe olurdu. Onunla hayat, zihinsel hastalıklar ve din üzerine sohbet etmek isterdim. (Abim ne kadar bilgili olsa da İslam hakkında onlarca dezenformasyona sahip, iyi bi' tartışabilirdik.)
Ülkemizde çok tanınmayan ama Amerikan edebiyatında Edgar Allan Poe ve H. P. Lovecraft’ın mirasçılarından olan Edward Lucas White ile selamlıyorum sizi.
Bu kitabı bir atasözüyle ifade etseydim, kesinlikle “Korku dağları bekler,” derdim.
Korkunun ne menem ne amansız bir düşman olduğunun altını dokuz öyküsüyle çizen yazar nerede ve nasıl karşınıza çıkacağı belli olmayan korku ile kişinin gerçeklikle bağının nasıl kırılabileceğini de fantastik, gotik, grotesk ve doğa üstü ögelerle tamamladığı öykülerle okuruna sunmuş.
Afrika’nın en ıssız bir bölgesinde büyü yapan bir yerel büyücü (cadı) doktorun gazabına maruz kalsaydınız mesela ve vücudunuz sizi inleten yaralarla kaplansaydı?
Ve bu yaraların aslında bir tür homunculus olduğu ortaya çıksa ve vücudunuzu başka canlıların işgaline açan bir hastalığa neden olduğunu öğrenseydiniz, ne yapardınız?
Çocuğunuz kaybolsa peki?
Onu bulmak için mucize gördüğünüz her şeye sarılmaz mıydınız?
Şahsi iradesiyle şahsi iradesinden vazgeçen yazarın bu ve bunun gibi enteresan öykülerini okumak isterseniz farklı bir okuma deneyimi olacak bu kitabı listenize ekleyebilirsiniz.
Kitabı ikinci kez okudum, daha önce yazara ait bir öykü kitabı daha ve tek romanı olan Nuntucketli Arthur Gordon Pym'in Öyküsü kitabını da okumuştum. Yazarın anlatımını sevmekle birlikte yazılarında tekrar tekrar karşılaştığımı düşündüğüm bazı meseleler ve kalıplar olduğunu görüyorum ama zararı yok çünkü her kitabında mutlaka çok sevdiğim kendine has ayrıntıları yakalıyorum. Okurken böyle bir şey nasıl aklına gelmiş olabilir diye düşündüğüm de oluyor, bu daha önce benim de aklıma gelmişti dediğim gariplikler de. İfadelerinde tuhaf bir masumluk ama aynı zamanda epey tedirgin edici bir canilik seziyorum, buna kişisel yaşamıyla bağlantılı olduğunu düşündüğüm psikiyatrik bazı durumlar sebep olmuş olabilir. Normalde bu tarz cinayet, intikam vs anlatılarını okumayı sevmem ama kendisi bunu çok tuhaf bir şekilde yaptığı için bu hem rahatsız edici hem de değil bu nedenle yazmış olduklarını okumak bana ürkütücü ve eğlenceli geliyor.
Kitaptaki 3. öyküyü biraz uzun bulduğumu söylemeliyim, Kuyu ve Sarkaç tam anlamıyla can sıkıcıydı ve ilginçti, Geveze Yürek öyküsü ise sonu itibariyle benim için kitaptaki en etkileyici öykü olmuş olabilir.
l Anton Çehov "Zamanım olsaydı daha kısa öyküler yazardım" demiştir. Gerçekten de bir olayı oldukça etkileyici tarzda mümkün olduğu kadar kısa bir şekilde yazmak ustalık ister. Dilde ustalıktır bu. Yine bir elini şiire uzatarak metindeki fazlalıkları çıkarıp atmakla kalmayıp boşlukları da öyküye dahil etmenin ustalığıdır da...
Edgar Allan Poe, döneminin en büyük sanatkârlarından biriydi kuşkusuz. Bütün şiirlerinin bulunduğu bu eseri kütüphaneme katmak ve okumadığım şiirlerini okumak istediğim için aldım. Artık baskısı bulunmuyor maalesef. Ikinci el olarak temin ettim. Eğer İngilizce seviyeniz iyiyse şiirleri önce İngilizce olarak sol taraftan, sonra Türkçe olarak sağ tarafı okumanızı tavsiye ederim. Çeviri çok muhteşem değil ama çok kötü de değil.
Bu derleme ile beraber aynı anda "Bütün Hikayeleri" derlemesi de mevcut.
Bütün ŞiirleriEdgar Allan Poe · İthaki Yayınları · 20181,327 okunma
İçgüdülerini takip et, kendi aklını kullan, kendi sonuçlarına ulaş ve hiçbir tavsiyeye uyma: Doğrusunu isterseniz, birine okumak hakkında verilecek en yerinde tavsiyelerdir bunlar.
Kara Kitabın Sırları’nda kitabın yazılış fikrinin nasıl oluştuğu,kitabın nasıl yazıldığı ve yayımlandığı andan itibaren nasıl karşılandığı hakkında bilgi ediniyoruz.Kara Kitap’ta yeni olanın,yayımlandığı dönemde daha önce hiç denenmemiş Batı edebiyatının yeni deneysel yanlarıyla,Türk-Osmanlı-İslam kültürünün ve edebiyatının hikayelerini başarılı