Uzun zamandır çok okumayı istediğim ama cesaret edemediğim Tutunamayanlar'ı ve Oğuz Atay'ın yazım tarzını hep merak etmiştim. Türk Edebiyatının baş yapıtlarından biri Tutunamayanlar.Türkiye'de en çok yarım bırakılan kitap olarak anılıyor aynı zamanda. Dili gerçekten çok çok ağır. Post modern bir eser. .Oğuz Atay postmodernizm uygulayan bir yazar ve yazılarını bilinç akışıyla yazdığı için yani bir an da aklına gelen ilk kelimeleridir yazması yazım hatası gibi görünsede aslında onun üslubu…
Oğuz Atay'ın en özel ve bilindik eserlerinden biri olan Tutunamayanlar hayata tutunamayan Selim karakterinin hayatından kalan anılarını ve yaşama olan bağlılığını ama var olan, yok edemediği mutsuzluk, bekleyiş, umut havuzunu kaleme almıştır. Selim'in hayatı çatlak bardakdaki su gibiydi. Yaşasa da yaşamasa da hayatı tükendi çünkü tutunamadı hayata. Selim herkesin hayatına dokunmuştu, her anlatan farklı anlattı onu, belki de birilerine, birşeye tutunmak için herkese farklı anlatırdı kendini. Tutunabilmek için!
Ve unutulmuş dostluk kelimesinin yeryüzündeki temsilcisi Turgut.
Eser o kadar derinden işlenmiş ki, karakterler ölümü bekler gibi yaşıyor ama ölmekten korkuyor. İnsanı çatlak bardakdaki su yerine koyarsak eksildikçe eksiliyor. Selim hayata tutunamadıkça Turgutta eksildi.
Konu olarak beni içine çekti evet bazen sıkıldım itiraf ediyorum ama bu beni okumaktan alıkoymadı bırakırım diye çok korkuyordum ama korktuğumdan güzel bir şekilde ilerledi kitap sonlara doğru daha da sürükleyiciydi ben çok severek okudum umarım sizde seversiniz benim hayatımda yer alan başucu kitaplarımdan biri olacak.
Keyifli okumalar dilerim…