virgil’e göre, truvalı prens aeneas şehrin yunanlıların elinde yıkılmasından önce kaçmıştı. aeneas yaşlı babasını omuzlarında taşıyarak ve küçük oğlunun elinden tutarak yanan kaleden uzaklaşmış ve takipçileri ile birlikte ortadan kaybolmuştu. uzun yıllar boyunca dolaştılar ama en sonunda tiber nehri’nin ağzına geldiler ve burada alba longa adında bir şehir kurdular. aeneas, yerli kral latinus’un (latin kelimesi buradan gelmektedir) kızı lavinia ile evlendi. bu ikisinin soyundan gelen kişiler ise roma’nın kurucularıydılar.
#NergisKokuluYorum
🪻Wisteria
🪻 “Aris onun ruhunun bir parçasıydı ve bu dünyada onun kaybının içinde yarattığı boşluğu doldurabilecek hiç kimse yoktu.”
🪻 Blythe Hawthorne, babasının özgürlüğü için bir anlaşma yapar ve Kader’le evlenmek zorunda kalır. Ancak bu, sıradan bir evlilikten çok farklıdır. Kendini prens olarak tanıtan adamın ne bir sarayı ne de yönettiği bir ülkesi vardır. Genç kadın, içinde bulunduğu şartları babasının öğrenmemesi için kocası Kader’den bir oyun oynamasını ister. Bu oyun sürprizlerle doludur ve Kader için bir dönüm noktası olur.
🪻Wisteria, Foxglove’dan sonra deli gibi merakla beklediğim kitapların başında geliyordu. Blythe ve Kader’in hikayesi aradığım tüm temalara sahipti! Anlaşmalı evlilikten düşmandan aşka ilerleyen bir hikaye mi bayılırım! Bu ikili birbirleriyle başlarda o kadar anlaşamıyorlardı ki kırılma anlarını merak ederek okudum. Blythe o kadar keyifli bir karakterdi benim için Kader ile sürekli zıtlaşmasına, istekleri uğruna savaşmasına ve zamanla direnseler de birbirlerine çekilmelerine bayıldım Kader fazlasıyla zorlu bir karakterdi üstelik arayışının oldukça yakınında olduğundan o kadar bihaberdi ki zamanın onlar için planladığı şeyleri soluksuz okuduğumu söyleyebilirim. Kitabın sonuna doğru yaşananlar, ortaya çıkan gerçekler ve ters köşelerle birlikle Blythe’ın yaşadıkları oldukça kalbime dokundu. Yazar sağlam bir ters köşe ile bu ikilinin aşk hikayesini oldukça unutulmaz kılıyor