Kime/neye karşı okuruz?
Her okuma bir direnme eylemidir. Neye karşı direnme? Bütün sıradanlıklara: “toplumsal olanlar, mesleki olanlar psikolojik olanlar, duygusal olanlar, iklimsel olanlar, ailevi olanlar, eve dair olanlar, güruhlara dair olanlar, patolojik olanlar, parasal olanlar, ideolojik olanlar, kültürel olanlar, şişkin benliğimize dair olanlar.” İyi sürdürülen bir okuma kişiyi, kendisi dahil her şeyden kurtarır. Ve hepsinden önemlisi, ölüme karşı okuruz.
Sayfa 62 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Bir roman yazmaya başlamadan önce, iki yazarı okumaya kendimi yeniden zorlarım: Nazım Hikmet'i dilimi canlı tutmak için, Stendhal'i, romanımın psikolojik sınırlarını genişletmek için.
Reklam
Çukurova benim yalnız kendi doğduğum büyüdüğüm yer değil, bir çeşit romanımın vatanıdır. Örneğin İstanbulda, Ankarada, dünyanın herhangi bir yerinde rastladığım bir olayı, bir insani davranışı, bir roman kişisini roman yazarken Çukurovaya, Çukurovanın koşullarına, iklimine taşıyorum. Romanlarımda faydalandığım birçok kişiler, davranışlar, psikolojik durumlar, yaratışlar yalnız Çukurovada öğrendiklerim değildir. Ben Çukurovayı yeniden romanlarımda yaratıyorum. Yine tekrar edeyim, benim doğduğum, büyüdüğüm güney, yalnız benim doğduğum büyüdüğüm yer değil; benim romanımın vatanıdır. Romanda yarattığım, işlediğim bence, yeni bir roman ülkesidir.
Yeryüzünün bir tek güncel şeyi var şu anda, bütün insan soyunun büyük sorunu sömürü. İnsanoğlu insanoğlunu sömürüyor, bundan daha güncel bir şey olamaz. İkinci büyük güncel şey, insanoğlu doğayı da öldürüyor. İçinde yaşadığı, kendisini var eden doğayı bütünüyle öldürüyor. Doğayı öldürürken ne oluyor, bir gün delilikler romanı yazarsam şaşmayın. Hepsi deli insanlardan bir roman yazarsam şaşmayın. Çünkü doğanın dengesi bozulduğu zaman insanın iç dengesi, psikolojik dengesi de bozuluyor.
İç Monolog ve Bilinç Akımı
Bilinç akımı (courant de conscience) ve iç monolog (monologue intérieur). Roman üstüne yazılmış yazılarda bu iki kavrama sık sık rastlanıyor. Kimi zaman öyle rastlanıyor ki okur bunların bambaşka, birbiriyle ilgisiz şeyler olduğu sanısına kapılabiliyor. Çünkü bakıyorsunuz, Tolstoy üstüne yazılmış bir yazıda bu yazarın yapıtının iç monologlarla
Ne kadar zaman geçtiği önemli değil Ne kadar değiştiğin önemli değil Sessizlik seni çıldırtmaya devam edecek Ve dehşetin soğuk pençesini hissedeceksin. Psikiyatr Jan Forstner başarısız bir evlilikten ve işini kaybettikten sonra doğduğu yer olan Kahlenberg'e geri döner. Yirmi üç yıl önce, küçük kardeşi iz bırakmadan ortadan yok olmuş, hemen
Reklam
Marcel Proust
Fransız roman yazarı Marcel Proust (1871-1922), neredeyse sadece bir eseriyle hatırlanır. Ama bu eser şöhretini sağlamlaştırmak için yeterliydi. Dev romanı Kayıp Zamanın İzinde yirminci yüzyılın en büyük edebî eserleri arasında yer alır. Proust, Paris’te varlıklı yetişme tarzının verdiği imkanla edebiyat ve hukuk alanında esaslı bir eğitim aldı.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.