Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Puşkin'in iki temel düşüncesi vardı, bu iki düşünce, Rusya'nın gelecekteki görevinin ve amaçlarının, dolayısıyla gelecekteki yazgımızın ilk örneğini oluşturur. İlk düşünce: Rusya'nın evrenselliği, evrensel sevgi gücü ve dehasının bütün dönemlerin ve dünya halklarının dehalarıyla derin, tartışmasız ve gerçek yakınlığıdır. Puşkin'in ortaya koyduğu bu düşünce sadece yol gösterici bir işaret, bir öğreti, kuram, bir hayal ya da bir kehanet değildir; aynı zamanda yaşamın içinde de uyguladığı, üstün yapıtlarında değişmezce yer alan ve bu yapıtlarıyla ortaya konan bir düşüncedir. Puşkin'in ikinci temel düşüncesi halka dönmesi ve yalnızca onun gücüne beslediği büyük umudu ve Rus dehasını ve onun görev bilincini sadece halkta, evet, tamamen halkta bulmamızı sağlayan kutsal öğüdüdür... Puşkin bunu göstermekle kalmamış, gerçekte uygulayan ilk kişi olmuştur. Petro reformlarından Puşkin'e gelene kadar hiç yüzüne bakılmayan halkımıza gerçek bilinçli dönüşümüz sadece Puşkin'le başlamıştır. Zamanımız pleyad'ı onun öğütlerine göre yapıtlarını vermiştir, Puşkin'den sonra "yeni" hiçbir söz söylenmemiştir. Bu yazar kuşağında ilk filizlenmeler Puşkin'le olmuş, onun ışık kaynağından beslenmiştir. Kaldı ki bu kuşak onun gösterdiklerinden çok azını geliştirmiştir. Bununla beraber yeteneklerini o kadar zengin, derinlikli ve canlı işlemişlerdir ki Puşkin hiç kuşkusuz haklarını teslim ederdi.
Sayfa 893 - 894 Yapı Kredi Yayınları
Tartışmasız "yeni sözlerle" çıkan gerçek dehalar tüm edebiyat tarihimizde topu topu üç kişidir: Lomonosov, Puşkin ve biraz da Gogol... Bu kuşak (Anna Karenina'nın yazarı dahil) doğrudan en büyük Rus kişilikerinden biri olan, ama hâlâ anlaşılmayan, yorumlanamayan Puşkin'den çıkmıştır.
Sayfa 893 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
...en yararlı, en köklü değişikliklerin, ancak ahlakların düzelmesi yoluyla, hiçbir zorlayıcı sarsıntı olmadan gerçekleşenler olduğunu unutma..
Şöyle böyle, yarım yamalak, Az öğrenip çok bilmişiz, Bizde kolaydır hava atmak, İyi ki eğitilmişiz.
Ağzına ne gelirse söyleme böyle. Çok konuşmak boş konuşmaktır.
Kimsenin övgüsünü kazanmak için kendini yıpratma.
Reklam
Kendi geleceğinizi yazmak istiyorsanız, kalemi başkalarının eline vermeyin.
Oğuz Atay, Batı-Doğu...
Osmanlı-Türk yazarlarının Avrupa’yla karşılaşmalarının tarihi kadar eski olan, akıl-duygu karşıtlığıyla eşleştirilmiş bu Batı-Doğu karşıtlığı, bir yanda soğuk bir Batı, bir yanda sıcak bir Doğu tahayyül etme ihtiyacı Atay'da ironiyle kırılarak da olsa varlığını sürdürür. Batılının incelemekle, değerlendirmekle yetinen bakışında apaçık bir duygusuzluk seziyordur Atay. Günlük'teki ünlü cümleler şunlar: "Amerikalı, Avrupalı kendi dışındaki kültürleri sadece inceler, bizim samimiyetimiz ve sıcaklığımızla benimsemez. Bu soğuk ve mesafeli bir davranıştır... Bir Afrikalıyı, bir Hintliyi, bir Çinliyi, bir Rus'u, bir Türk'ü hissedemez içinde. Her şeyi bir anatomi masasına yatırır, kusurları ortaya koyar, sahip olabilecekleri alır - mülkiyet duygusu. Edebiyatta bile çıkarına bakar. Bir Puşkin'i anlayamaz. Dostoyevski'ye, Tolstoy'a yaklaştığı gibi yaklaşamaz. Biz Steinbeck'in pamuk ve şeftali toplayan işçileriyle birlikte acı çekeriz, Hamlet'in meselesine katılırız. Palto bizi derinden sarar. BATILI DEĞERLENDİRİR, BİZ SEVERİZ."
Sayfa 58 - Metis Yayınları, 1. Basım, Mart 2008Kitabı okudu
Sonsuz bir hürriyetsizliğin beni tehdidettiği, kovaladığı zamanlarda bile ruhum kaygıya düşmedi.
Sayfa 73 - maarif vekilliğiKitabı okuyor
Reklam
Oku, oğlum, oku: bilim, hızla geçip giden hayatın tecrübelerini bize kısa zamanda kazandırır.
Sayfa 53 - maarif vekilliğiKitabı okuyor
Ah, güzel yaz!
Ah, güzel yaz! Sevebilirdim seni, Kızgın sıcağın, tozun, sivrisineğin, karasineğin olmasaydı. Sen, yok ederek tüm ruhsal yetenekleri Bize acı veriyorsun; kuraklık çeken tarlalar gibiyiz tıpkı; Susuzluğumuzu nasıl gidermeli, nasıl serinlemeli- Yok başka bir düşüncemiz, ve acıyarak uğurluyoruz ihtiyar kışı, Kreplerle, şarapla vedalaşıp onunla, Dondurma ve buz ziyafeti sunuyoruz anısına
Sayfa 101Kitabı okudu
Nereye koşarsan koş, isterse Bir aşk buluşması olsun bu, Hangi gizli, değerli duyguyu Beslersen besle yüreğinde,­ Karşına çıkınca o, birdenbire Duracaksın ta içinden sarsılarak, Bir dindar gibi hayran kalarak Karşındaki Kutsal güzelliğe.
SEVİYORDUM SİZİ...
Seviyordum sizi: ve bu aşk belki İçimde sönmedi bütünüyle; Fakat üzmesin sizi artık bu sevgi İstemem üzülmenizi hiçbir şeyle. Sessizce, umutsuzca seviyordum sizi, Kah ürkeklik, kah kıskançlıkla üzgün; Bu öyle içten, öyle candan bir sevgiydi ki, Dilerim bir başkasınca da böyle sevilin.
Bir amaç yok gelecek zamanda: Yürek bomboş ve yok bir yararı aklın, Ve üzüyor beni tasayla Tekdüze gürültüsü yaşamın.
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.