İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
"Hep kuzeyi gösteren bir pusula iğnesi gibi, bir erkeğin de suçlayan parmağı mutlaka bir kadını işaret eder. Her zaman. Bunu aklından çıkarma, Meryem."
"Hep kuzeyi gösteren bir pusula iğnesi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da mutlaka bir kadını işaret eder. Her zaman. Bunu aklından çıkarma, Meryem..."
Wıllıam Maxwell Amerikalı öykü roman ve deneme yazarıdır. 1908 yılında birçok öyküsüne romanına sahne olan İllinois eyaletinde doğdu. 1938 - 1975 yılları arasında New Yorker’da editör olarak çalıştı. Aralarında Nobokov, Salinger, Updike, Cheever gibi ustaların olduğu birçok önemli yazarın editörlüğünü yaptı ve “yazarların yazarı” olarak
Pusula her zaman gerçeğin peşinde.
Yeryüzünün neresinde olursa olsun, her zaman aynı yönü işaret ediyor. İstanbul’da, Karadeniz’de, Ege’de ve işte şimdi kıyılarında volta attığımız Kuzey Afrika’da da, pusulanın o küçük iğnesi hep o yönün peşinde. Ne kadar dönerse dönsün, ne kadar savrulursa savrulsun ibre yine dönüp dolaşıp aynı istikamete işaret
“Değiştirmeye kudretimizin yetmeyeceği şu dış dünyanın kaideleri, mıknatıs vazifesi görmese eğer, başına buyruk pusula iğnesi, kafasına neresi eserse, oraya dönermiş.
...
Tıpkı bizim gibi.”
Uzunluğu genişliğinden fazla kuvars bir tüpe oksijen gazı
doldurup magnetik bir alana korsanız gazın mıknatıslandığını görürsünüz. Mıknatıslanma oksijen moleküllerinin küçük mıknatıslar oldukları ve kendilerini, bir pusula iğnesi gibi, alana paralel yönlendirme eğiliminde oldukları gerçeğine dayanır. Ama hepsinin alana paralel duruma geldiklerini düşünmemelisiniz.