“Para kazanın, kendinize ait ayrı bir oda ve boş zaman yaratın. Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!” Virginia Woolf
SUS
OTUR
DİNLE
GEZME
GİYME
Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun ?
Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.
Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?
"Seni seviyorum" sözcüğünü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan suda söz etmek.
Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?
Aynı
Kızıl bir demliktir yüreğim
Demlendikçe mısralara akar
Çekildikçe hasretin yayı
Yalnızlık geceye okunu atar
Bakışında hilali
Gülüşünde dolunayı
Göremezsem o yâri
Ta ki tan yeri ağarana kadar ;
Bil ki
Ben yine
Kan revan içindeyim.
“( Kızıl Demlik şiirinden )
Ah, nasıl mümkün şimdi seni unutmak!
Nasıl mümkün okumadan önceki hâle dönmek.
Oysa "Hangi hikâye başladığı yerde bitmemiş ki?" idi son cümlen...
Benim seninle olan hikayem başladığım yerde bitmedi. Seni okuyan benle önceki ben asla aynı yerde olamam...
Hiç, bir resmin sizi alıp geçmiş yıllara sürüklediği oldu mu? Bir albümü kurcalayıp
Merhaba dostlar. Ne zaman güzel bir kitap okusam, bunu mutlaka herkes okumalı diyorum. Keşfettiğimiz güzellikleri sadece kendimize saklarsak ne anlamı kalır değil mi? Benim keşfettiğim bu güzelliği kitap dostlarım da keşfetmeli, bu güzellikten mahrum kalmamalı diye düşünürüm hep. Bu yüzden de biraz fazlaca alıntı paylaşırım. Daha doğrusu çok not
Taziyeevinde, elinde pilav tabağıyla “Pardon, karabiber var mı acaba?” diye soran birisini anlatmışlardı. Garipsemiş ve şaşırmıştım. Sonra bununla ilgili bir twit attım. Meğer nasıl kanayan bir yaraya parmak basmışım. Kan revan içinde kaldım. Ne yorumlar, ne hikâyeler...
Annesinin vefat ettiği gün mutfakta saatlerce Türk kahvesi pişirenler…
Çok zaman önce okumuş olduğum bu muhteşem eser üzerine birde ben yorum yapayım dedim. Dikkat!! Kitap içerisinden alıntılar ve ufakta olsa, yazar hakkında bilgilendirme ve şahsi görüşümü içerir.
Bundan yıllar yıllar evvel, sene 1092 yılında Buhara’dan yola çıkmış bir kervana köle olarak satılan güzel bir kızımız ile başlıyor bugünkü efsanemiz.
Taziyeevinde, elinde pilav tabağıyla “Pardon, karabiber var mı acaba?” diye soran birisini anlatmışlardı. Garipsemiş ve şaşırmıştım. Sonra bununla ilgili bir twit attım. Meğer nasıl kanayan bir yaraya parmak basmışım. Kan revan içinde kaldım. Ne yorumlar, ne hikâyeler...
Annesinin vefat ettiği gün mutfakta saatlerce Türk kahvesi pişirenler…
Roman değil de bu zamana kadar gözümüzü yumduğumuz gerçek hayat.
Ah Leyla, Meryem ve niceleri hep olmuş ve olacak olan hayatlar.
KHALED HOSSEINI gerçek dünyayı yüzümüze yüzümüze vurmuş.
Kitabı okurken o anları yaşadım, Meryem'in çocukluğu, Raşit'in acımasız yüzü, Leyla ve Tarık'ın yarım kalmışlıkları. Hepsi de gerçek hayattan birer parça.
Savaşın gerçek yüzü, ayrılıklar, yok olan hayatlar, baskı, şiddet, zulüm, kan revan, ortada yok olmuş insanlık, ve yarım kalmışlıklar.
Kitabı defalarca kez okusam yine aynı duyguları hissederim. Çok daha önce okumalıymışım.
Herkesin düşünmeden okuyacağı ve hediye edebileceği bir kitap.
Muhteşem...
Bin Muhteşem GüneşKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2020100,6bin okunma
İyi bayramlar kardeşlerim
İyi bayramlar hepinize
Söyleyin sizin temiz yüzleriniz
Neden kan revan içinde
İyi bayramlar bu gece
Bayram sabahı göremeyen işçilerime
İyi bayramlar çaycı Hüseyin abiye
Selam olsun kardeş topraklara
Açlığımız Afrika'ya
Filistin sokaklarındaki göz yaşlarımıza
Selam olsun yavru vatana
Hilyesi, kumaşından ağır basanlara
Hikmetlere Şereflere
İyi bayramlar bu toprağın yiğitlerine
Ahmet oğlu Mehmetlere
Ellerimizin semada birleştiği tevazuya
İyi bayramlar Yunus Emre'ye
Bektaşlara Çelebilere
Bir ömrü siyer sahibine
İyi bayramlar Mekke Medine'ye
Kudüs'e, Şam'a, Buhara'ya
Selam olsun yerin ve göğün sahibine
Selam olsun gölgesiyle
Musayı yere seren Kudrete
Kübra Nur Gümüş
Elinde uzun namlulu bir silah mevzide bekleyen o deniz gözlü,emirler yağdırıyor,herkes koşuşturuyordu.
Bir ses duyuyor...Uzaktan gelen,derin bir ses ama anlam veremiyordu. Ya da anlamlandıramıyordu. Her şey kararıyordu bir anda..Önce sırtında bir ıslaklık hisseti. Sonra sarhoş gibi oldu.Başı döndü ve gözü karardı. Karartılar görüyordu gelip