" Ellerim ve ayaklarım kelepçeli
Dirseklerimden karanlık odamın tavanına asılı
Kurşunun fecri güneşsiz doğuyor
Emelsiz,gözsüz doğuyor
İşgal mantığı aştı ,ters yüz etti
Sorular ve cevaplar ,soruşturma tamamlandı
Bedenim ateş gibi kırbaçlardan , kemiklerim toz haline getirilmekte
Denizim fırtınalı fikrim dalgın
Kalbim acı çekmekte ,ruhum daralmakta
Esir düştüm , işkence gördüm ama
Gizlilik dilimden düşmedi
Ruhum acının şiddetinden Halık'a yükseldi
Hayır, göklere yükselme, ey ruhum !
Daha noktalanmadı hikayem , daha şehit olmadım. "
Evin evim, yüreğin yüreğim,
bedenim bedenin, senin şu cismim.
Ruhum ve bedenim alabildiğin kadar senin, alamadığın hiç kimsenin, yani benim.
Ben bana yeterim senin yetmediğin yerde,
onarırım kendi ellerimle kalbimi, kendi ellerimle severim kendi yüreğimi.
Kendime sultan kendime tebaa olurum, sen efendim olmazsan kendime köle olurum.
Kölelik yoksa defterinde kendime efendi, yine ben olurum.
Kime ne zararım var, hem âşıkım hem maşukum yine ben’im. Dişisi de erkeği de aynı çanakta yaprak veren çiçeğim.