Bu kitap hakkında sayfalarca yazılabilir arkadaşlar.
Bu zamana kadar okuduğum en akılda kalıcı, en düşünmeye sevk eden, en araştırmaya iten kitap diyebilirim.
Sanki Nietzsche ve Breuer ile o hastane odasında oturmuş onların hayata, aşka, kadınlara, ölüme, korkulara yönelik konuşmalarını dinliyorsunuz.
Bu kitabı okumak için belirli bir olgunlukta olunması gerektiğini düşünüyorum. Zira herkes bu kitabın altından kalkamaz.
Ve biliyorum ki bundan 5-10 sene sonra okusam yine tüylerim diken diken olur.
Özellikle felsefeye ilgisi olan insanlar bayıla bayıla okur. Hiç ilgisi olmayan sevmeyen insanlar ( benim gibi ) hiç korkmasın. Yazar öyle bir
havada anlatmış ki, anlatamıyorum ya, ne yazsam eksik kalır.
Nietzsche'nin Tanrı Öldü, Güç İstenci felsefelerini, Lou Salome'yi bu kitabı okuduktan sonra araştırma gereği duydum.
Freud'un psikanaliz kuramında Breuer'in etkilerini görmek şaşırtıcıydı.
İnsanı ümitsizliğe götüren sebepleri saptamak, hakikat ve benlik arayışı, felsefe tarihinin en önemli isimlerinden olan Nietzsche'nin bile kurguda bir dostla oturup,
iki kelam etmenin verdiği rahatlamayı yaşadığını görmek " Vay be " dedirtti. Muhteşemdi. Her açıdan doyurucuydu.
Kendisini sorgulamaktan korkmayacak, bir cümleyi birden fazla kez okumaktan sıkılmayacak ve çıkardığı sonuçlarla ruhunu doyurmak isteyen tüm arkadaşlara şiddetle tavsiyemdir.